Türkiye'nin 'ana damar'ını temsil eden değerlerin yansımaları ülkenin yönetim kademelerinde ve toplum katmanlarında gözüktükçe memleket ahvâli normalleşmeye başladığı yerde kimi çevreler de anormal tepkiler verme eğilimine girdiler. Bu süreç çok zor geçecek; çünkü çok kıymetli ve çok hayati! ABD Temsilciler Meclisi'nin Ermeni tasarısı karşısındaki tutumu, sınır ötesi harekât tartışmaları, terörün tırmandırılışı, ülke içindeki bir takım 'sırtı kaşınan adam'ın habire felâket tellallığı yapması hep bu yeni devrin psikolojik harp manevraları.
Bu manevraların muhtemel tepkileri de hesaba katılmış; ancak aksi tavırlar sergilenirse manevralar boşa çıkartılacak! Her hamlenin bir değil, birkaç değil, onlarca adım sonrası hesap edilebilirse, tuzaklar sahiplerinin ayağına dolanacak!
Bunun için yeni devrin en etkili silahları tesânüd, teâvün, ittifak, ittihad, soğuk kanlılık, ferâset, cesaret, basîret ve duâ olacak. Her ne yapıyorsak yapalım, her ne kadar bilgili-becerikli uzmanlarımız ve danışmanlarımız olursa olsun, ne denli güçlü olursak olalım, bu silahların sadece birisi çantada olmazsa karşılaşılan zorlukları yenmede muvaffak olmak imkânsız! Bu silahlar hem düşmana karşı etkili hem de İlâhî inâyeti celp etmek için şart…
Ülke yönetiminde söz sahibi müesseselerin ise yeni devre kendilerini hazırlamak için atmaları gereken ilk ve daimî adım 'tasaffî' (sâfileşme, temizlenme, arınma) olmalıdır. Bu tasaffî süreci bir kısım tasfiyeleri gerektirecek elbette; bunlar cesaretle uygulanmalı. Programlar, kadrolar, kazançlar 'tasaffî' etmeli; kişi ve zümrelerin menfaatine odaklı programlar ayıklanmalı; günah ve zarar vesilesi kurumlar ya lağvedilmeli yahut günahkârlığa hevesli olanlara devredilmeli; 'adalet' anlayışına zarar verecek her düzenleme, her yönetmelik, tüzük, kanun ve anayasa tek tek tespit edilip 'tashih' veya 'tebdil' edilmeli. "Biz büyük bir ülkeyiz, her sorunun üstesinden geliriz!" türü basmakalıp sözler karın doyurmuyor, hiç de doyurmamıştı! Büyük ülke, adalet dağıtan ülkedir! Büyük ülke, gözü yaşlı insanı az olan ülkedir! Büyük ülke, haramzadelere aman vermeyen ülkedir! Büyük ülke, milletini büyük gören, milletinin değerleriyle barışık kurumları olan ülkedir!
Bunları kimler mi yapacak? Aslında kimlerin yapacağı değil, kimlerin yaptıracağı önemli. Cemiyet ve gönüllü teşeküller, kanaat önderleri hükümetlerin payandası olursa, vayahut "Onlar işini bilir! Biz daha mı iyi görüp bileceğiz?" tavrıyla bîgane ve lâkayt kalınırsa yine 'kaybolan yıllar'a ağlar-yanarız. Vatana millete tek kuruşluk katkı yapmayanların kendi menfaatleri için kullandıkları 'sivil toplumculuk' faaliyetlerini gerçek vatanperverler, sessiz çoğunluk daha etkili ve daha sistemli kullanmadıkça dövünmeye devam edeceğiz demektir.
Sözgelimi anayasa meselesinde ülkenin ana damarını teşkil eden sessiz çoğunluğun hiç mi söyleyecek sözü yok? Kürt meselesinde, terör meselesinde niçin hep bildik çevrelerin bâtıl formülleri tartışılıyor? Yoksa, sessiz çoğunluk sesini duyurma mekanizmalarını kullanma becerisinden mi mahrum?
Haksızlık etmeyelim; bazı kurumlarımız çok faydalı, hârikulade çalışmalar yapıyorlar. Ama bu yeterli ve gerçek değil! Hâlâ nirengi noktalara neşter atacak 'müttehid irade' ve 'mihver inisiyatif' teşekkül etmedi; vakt-i merhûnunu bekliyor…
'Yeni devrin ince kodları' itina ve ihtiyatla okunmalı.
***
"BAYRAMLAR VER YÂ RAB!"
İrfan Mektebi dergisi (www.irfanmektebi.org) 11. Sayısına bu başlığı atmış. Biz de "âmîn" diyoruz. İşte derginin takdim yazısından birkaç satır: "'Bayramlar ver yâ Rab!' diye duâ ediyoruz bu sayımızda ve İslâm âleminin kışını bahara, gecesini gündüze çevirecek Sabah'ın Rabbi'ne niyaz ediyoruz… Ancak unutmamak lazım: Bayramlar için kurbanlar gerek; güneşin doğması için pekçok yıldızın sönmesi gerektiği gibi… Bunun için, tefekkür dünyası zengin, cihanşümûl vizyon sahibi; nebevî tedbir şuurunda ve Kur'ânî teyakkuz anlayışında irfan ehli nesillerin yetiştirilmesi en mühim vazifemiz olmalıdır."
İrfan Mektebi ekibinin Ramazan ayında bize sunduğu bir diğer ürün 'The Pen' (kalem) ismiyle yayınlanan İngilizce dergi. (Bilgi için tel: 0506 6027323) Çok önemli dosyalarla ve yazılarla lebâleb dolu olan The Pen, rahatlıkla yabancı dostlarınıza hediye edebileceğiniz buram buram Kur'ân kokan bir dergi. Emeği geçenlere binler tebrik ve teşekkürler.
Not: Okurlarımın bayramlarını tebrik ediyorum. Allah, sıhhat, âfiyet ve iki cihan saadeti nasip etsin.