Bu stratejik konumu nedeniyle ülke Kuzey ve Batı Afrika arasında köprü vazifesi görmesi ile Araplar, Berberiler ve Afrika'nın yerli kabilelerin birleşmesinde önemli bir rol üstlenmektedir. 11. yüzyılda Moritanya'da başlayan Murabitun hareketinin Endülüse kadar yayıldığı ve İspanya'yı dahi yönetimi altına almasıyla İslam tarihi açısından büyük öneme haiz olan ülke 1920-1959 yılları arasında Fransız sömürgesi olarak kalmış ve ancak 1960 yılında egemenliğine kavuşabilmiştir. 1973 yılında Arap Birliği'ne üye olan Moritanya, Senegal ile su paylaşımı, Cezayir ve Batı Sahra ile Polisario halkının geleceği gibi konularda çeşitli sorunlar yaşamaktadır. Ülkeyi önemli kılan diğer bir husus ise bölgede İsrail ile diplomatik ilişki kuran tek devlet olması ve bu çerçevede İslam âleminin yoğun eleştirilerine maruz kalmasında saklıdır. 1960 yılından itibaren ülke yönetimine gelen tüm devlet başkanlarının askerî darbe sonucu iktidar olması iç siyasi yapı bakımından dikkat çeken bir başka sorundur. 1984'te iktidarı ele geçiren ve 21 yıl süreyle elinde tutan Maaouya veled Sid'Ahmed Taya, Ağustos 2005'te Ali Veled Muhammed Fal tarafından kansız bir darbeyle devrilmiş ve yeni yönetimin lideri olan Fal, 19 ay içerisinde anayasa değişikliği, özgür seçimlerin gerçekleştirilmesi ve bu seçimlerde aday olmayacağını beyan etmiştir. Aslında Arap ve İslam âleminde bu tecrübenin bir benzeri ve de ilk örneği Sudan'da yaşanmıştır. 1985 yılında Cafer Numeyri yönetimini yine bir askerî darbe sonucu devirerek iktidara gelen Sudan'ın eski Cumhurbaşkanı Swar ez-Zehep demokratikleşme ve özgür seçimler konusunda önemli sözler vermişse de bunları hayata geçirememiştir, zira yeni bir darbeyle yönetimi kaybetmiştir. Gerek bağımsız gerekse siyasi parti temsilcilerinden 19 aday devlet başkanlığı için yarışmışsa da ilk turda aranan %50'lik çoğunluğa kimse ulaşamamıştır. En yüksek oy alan Sidi Veled Şeyh Abdullah ve Ahmet Veled Dadah arasında 25 Mart itibarıyla ikinci tur seçimleri gerçekleşecektir. Başta Avrupa Birliği ülkelerinden uluslararası 300 gözlemci seçim süresinde demokratik ve çoğulcu davranıldığını aktararak olumlu izlenimler edindiklerini belirtmişlerdir. Fal'ın bu tavrı gerek Moritanya içerisinde gerekse dışında büyük övgülerle karşılanmıştır. Zira hem ülke hem de bölge tarihinde bu şekilde iktidarı ele geçiren bir yönetimin serbest seçimleri kabullenmesi ilk kez karşılaşılan bir durumdur. Askerî darbeler vasıtasıyla iktidar değişikliğinin tarihe karıştığı ve barışçıl seçimler ekseninde demokrasinin hakemliğinin tek doğru yol olduğu açıklaması hem ülkede hem de uluslararası kamuoyu nezdinde son derece önemli bir adım teşkil etmiştir. Yaşanan son seçimler ülkenin geleceğine ilişkin çok çeşitli gelişmelerin öncüsü niteliğindedir. Şöyle ki: 47 yıldan beri askerî darbelerle gerçekleşen iktidar değişikliği ilk kez bir demokrasi sınavı vermektedir. Bu, siyasal değişim ile birlikte ülkenin içerisinde bulunduğu rüşvet, kölelik, İsrail ile olan ilişkiler, insan hakları, demokratikleşme gibi konuların gündeme gelmesini ve çözümünü sağlayacaktır. Ülke içerisinde sosyal, ekonomik ve ırksal sınıf farklılıklarından kaynaklanan müzmin sorunların üzerine gidilmesinde mesafe alınacaktır. Moritanya'nın seçim süreci boyunca büyük bir olgunluk içerisinde çatışma ve kavgalardan uzak seçim kampanyalarına sahne olması yukarıda sayılan unsurlar ile birlikte ülkenin siyasal geleceği açısından ümit verici gelişmelerin habercisidir. Her şeye rağmen seçim sonrası iktidarı devralacak kişinin önünde çözüm bekleyen pek çok sorun olacaktır. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar, radikal İslami hareketlerin güçlenmesi, gizli göç sorunu, komşu devletler ile devam eden anlaşmazlıklar, çözülmesi gereken başlıca meselelerdir. İki yıldan beri Moritanya'da yaşanan tecrübeler beraberinde birçok soru ve sorunu gündeme getirmektedir: Günümüze kadar 10 ayrı darbe gören ülkede siyaset üzerinde etki sahibi olmak isteyen ordu, Batı kaynaklı demokratikleşme ve İslami devlet kimliğinden oluşan üçlü yapı arasında yaşanan çekişmenin ne şekilde sonuçlanacağı, cevaplanması gereken ilk ve en önemli soru. Moritanya'da devam eden devleti yeniden yapılandırma çalışmaları sadece bu ülke kapsamında değerlendirilmemelidir. Bu fenomen doğrultusunda yaşanan sınav Büyük Ortadoğu Projesi bağlamında ele alınmalıdır. Dolayısıyla söz konusu gelişmelerin ülke sınırları dışına taşınıp taşınmayacağı ve gerek Arap gerekse İslam âlemindeki farklı iktidar odakları arasındaki güç mücadelesinde uzlaşma sağlayıp sağlamayacağı merak edilen diğer bir husustur.