Palin, Biden'a karşı kendi standartlarına göre iyi bir iş çıkarmış olabilir. Ama deneyim eksikliği açıktı; McCain onu seçerek sorumsuz davrandı

Joe Biden'la başkan yardımcılığı tartışmasından önce Sarah Palin'e yönelik beklentiler
öylesine düşüktü ki, bir başka aday için beklentilerin bu kadar düşük olduğunu hatırlamıyoruz. Başkan yardımcılığına uygunluğu konusunda muhafazakârlar nezdinde bile ciddi şüphe yaratan bir dizi söyleşinin ardından, Palin'in bir iki mantıklı şey söyleyip seçim
sonucunu belirleyecek kadar büyük bir çam devirmekten kaçınmak dışında pek birşey yapması gerekmiyordu. Bu standarda göre, ama sadece bu standarda göre, iyi iş çıkardı. Fakat 90 dakika boyunca önceden belirlenmiş konuların dışına pek çıkmadı, çoğunlukla klişeleri tekrarladı, çok sayıda soruya cevap vermeyi enerjik bir biçimde reddetti.
Biden ise kendisine kötü bir şöhret getiren gaflarından kaçınıp, 'büyük resme' ve ayrıntılara yönelik açık bir kavrayış ortaya koyarak iyi iş çıkardı. Özellikle de dış politika ve ulusal
güvenlik konularında Palin'in önündeydi.
Palin'in deneyim eksikliği en çok bu konularda acı verici biçimde ortadaydı.
İsrail'le ilgili bir soru karşısında ezbere bir biçimde, "İki devletli çözüme, Kudüs'te de bir elçilik inşa etmemize, barış isteyen bu ulusla birlikte başarabilmeyi dört gözle beklediğimiz şeylere" destek ifade etti. Nükleer silah kullanılması ihtimaline dair, "Nükleer silahlar çok sayıda insanın ve gezegenimizde çok fazla yerin nihahi sonu olacaktır" dedi. Irak hakkında tek sunabildiği şey, Barack Obama'nın teslim olmak istediğine dair yanlış suçlamaydı.
Biden Palin'in münazara için Afganistan konusunda yaptığı hazırlığa meydan okuyup, bu ülkedeki komutanın, McCain'in Afganistan'da Irak tarzı asker artırımı yapılması çağrısına katılmadığını vurguladı. Palin onu yalanlamaya çalıştı, fakat verdiği yanıtın en hatırlanası noktası komutanın ismini yanlış telaffuz etmesiydi.
Palin'in bu işlerde yeni olduğu ve yorucu ayrıntıları bilmesinin beklenemeyeceği, yansıttığı imajın önemli olduğu savunulabilir.
Fakat böyle tehlikeli bir dönemde bir başkan yardımcısı adayı ayrıntılı bilgiye sahip olmalı.
İç meselelerde, Palin çoğunlukla hevesine ve espiri yeteneğine güvendi; günleri çocuklarını spor faaliyetlerine götürmekle geçen annelerden ve sıradan erkeklerden söz ettiği kadar, McCain'i veya kendisini tasvir etmek için 'başına buyruk politikacı' anlamına gelen 'maverick' kelimesini kullandı. Finans krizini nasıl ele alacakları, halka hacizden kaçınma noktasında nasıl yardım edecekleri veya bütçe sorunları nedeniyle ne tür programları kesintiye uğratacakları konusunda, Cumhuriyetçilerin 'vergi kesintisi' mantrası dışında pek ayrıntı vermedi. Palin'in öncelikli taktiği aynı şeyi tekrar etmekti: McCain başına buyruk biri. Kendisi de öyle. Bu bağlamda tuhaf bir dairesel mantığa başvurdu: Amerika Washington'ın içinden gelen birisini daha istemiyor. (26 yıldır Kongre üyesi olan) McCain'i istiyorlar.
Palin Wall Street aç gözlülüğünü kınadı ve kendisiyle McCain'in sıkı denetim 'talep edeceklerini' söyledi. Neredeyse bir sonraki cümlesindeyse, hükümetin Amerikan firmalarının 'yolundan çekilmesi' gerektiğini ifade etti.
Tartışma Palin'in adaylığıyla ilgili temel gerçeği değiştirmedi: McCain sorumsuz bir tercih yaptı ve dürüst, görmüş geçirmiş, prensipli ve doğru yargılara varan deneyimli adam imajını yıktı. Bu tercih ya inanılmaz bir kinizmden, ya da şaşırtıcı derecede hatalı bir muhakemeden kaynaklanıyor.

 

Kaynak: Radikal