Ben kaçırmışım, meğer ülkemizin en büyük medya patronu Aydın Doğan, "Bana göre oldu, geçti, bitti, kapandı gitti" demiş Başbakan Tayyip Erdoğan'la arasındaki 'sürtüşme' için... Aslında 'sürtüşme' sözcüğünün yetersiz kaldığı, 'kavga' hatta 'savaş' denilebilecek bir olaydı Ramazan boyunca yaşanan...
Basın tarihine de öyle geçeceğine eminim...
O sözleri sarf ettiğini, bu arada "Olay nereden çıktı tam anlayabilmiş değilim; benim açımdan konu kapanmıştır, uzatılacak bir husus olduğunu düşünmüyorum" da dediğini kaçırmıştım kaçırmasına, ama öyle bir hisse de kapılmıştım doğrusu... Ramazan boyunca gündüzümüzü-gecemizi karartan manşetler bayram olunca yerlerini şöyle biraz rahatlatıcı olanlarına bırakmıştı çünkü.
Aydın Bey yumuşayınca gazetecileri de onu takip ediyorlar besbelli…
Eşinin annesini, sevgili kayınvalidesi Meliha Kantek'i kaybettiğini dün duyurdu Doğan Medya Grubu (DMG) gazeteleri... Hayırsever bir hanımefendi olduğu anlaşılıyor. Demokrat Parti (DP) ve Adalet Partisi'nin (AP) Gümüşhane kadın kollarını kurmuş, başkanlığını yapmış Meliha Hanım... Vefatıyla ilgili haberde 1922 doğumlu Meliha Kantek için, nedense "Cumhuriyet kültürüyle büyüyen, aydın fikirli" sıfatları kullanılmış. Hani başındaki örtüye ve DP ile AP bağlantısına takılıp kalmayalım diye...
Allah rahmet eylesin...
Doğan Ailesi CHP kökenli; Aydın Bey'in babası İrfani Doğan da amcası da uzun yıllar Kelkit'te CHP ilçe başkanlığı yapmışlardı. Dünürleri olan Zarbun Ailesi ise Gümüşhane'de Demokrat bilinen insanlar... Meliha Hanım'ın hukukçu ağabeyi Halit Zarbun (Ne hikmetse, Doğan gazeteleri Meliha Hanım'ın kızlık soyadı da olan Zarbun'u Zargun olarak -yani yanlış- yazdılar) iki dönem milletvekilliği ve bir dönem senatörlük yapmış. 1980 sonrasında Danışma Meclisi'ne girmiş. Anayasa Mahkemesi ve Merkez Bankası'nda üyeliği de var.
Bütün Türkiye Aydın Doğan'ı CHP'li olarak tanıyor; oysa eşi çok farklı bir topraktan... Bu bayramda nereye gitsem, kiminle konuşsam, "CHP'li medya" söyleminin ağızlara yerleştiğini fark ettim. Aydın Bey'in geçmişine bakarak mı bu kanaate varıyor insanlar, yoksa gazetelerinin başına getirip köşeleri teslim ettiği kişiler mi kanaati besliyor, sormak içimden gelmedi.
Neyse sonunda savaş bitti, baltalar toprağa gömüldü ya...
Sürtüşmenin bittiği haberini bana veren dostumun konuya hayli değişik baktığını görmek beni şaşırttı. Ne de olsa ben tarafım, konuya 'gazeteciliğin katli' yönünden baktığım için gözlerim ara renkleri kestiremiyor. Dostum ise daha serinkanlı yaklaşabilecek konumda biri. "Tayyip Bey açısından sorun esas şimdi başlıyor" dedi bana.
Bu sonuca varmasını sağlayan tahlili şu: "Aydın Bey sürtüşmenin nereden başladığını anlamadığını söylüyor ya, Tayyip Bey açısından durum hiç de öyle değil; kendi isminin yolsuzlukla birlikte anılmasına isyan ettiği için çıkardı kavgayı... Amacına da ulaştı. Ak Parti içerisinde yanlış yapan, yolsuzluğa bulaşan kişiler olabilir; hangi partide yok ki? Önemli olan Ak Parti yönetiminin buna nasıl bir tepki verdiği...
"Başbakan yolsuzluklara karşı müsamahasız olacağını bir kez daha belirtmek fırsatı buldu. Tayyip Erdoğan ismini de yanlışlıklara bulaştırmak üzere yola koyulanların elleri böğründe kaldı.
"Bu arada bir şey daha oldu: Manşetlerini ve haber bültenlerini Ak Parti ve Başbakan Erdoğan aleyhine kullanan yayın organlarının partili kimliği iyice ortaya çıktı. CHP ile el ele yürütülen bir kampanya olarak zihinlere yerleşti son Ramazan'da yapılan yayınlar. Hatta CHP'nin tam beceremediğini daha ileri biçimde yaptı gazete ve televizyon kanalları... Ve kaybettiler..."
Dostum bu noktada durup "Aydın Bey kavgaya devam etseydi, Tayyip Bey sevinirdi" dedi.
Bir de bu tür düşünce tarzını bana yakıştırırlar. Oysa dostumun ne demek istediğini anlamadığımı itiraf ederim. Ben kavga bitti diye sevinmesini beklerdim Tayyip Bey'in de; saldırılardan hoşlanır mı insan?
Öyle değilmiş meramı: "Üç-beş ay sonra yerel seçimler var ve kavga esas o zaman kızışacak. Aydın Doğan'ın gazetelerinde köşeleri tutanlar Ankara ve İstanbul'da seçimi kazanabilecek CHP adayı bulmanın ve bu iki büyük belediyeyi Ak Parti'ye kaybettirmenin peşinde. Şimdiki kavga o zaman işlerini zorlaştıracak, farkında değiller..."
Bu defa anladığımı sanıyorum. Ramazan boyu süren kavga DMG'yi halkın zihninde 'muhalefet odağı' konumuna yerleştirdi. Sanki bir partiymiş gibi... Algı böyle. Seçime az kala yapacakları aleyhte yayınlar muhalif bir partiden geliyormuşçasına değerlendirilecektir.
Şimdiki olsa olsa ateşkes sayılabilir; bu kavga öyle kolayca bitmeyecek sizin anlayacağınız...
Kaynak: Yeni Şafak