Kamboçya sadece bir yıl kadar önce, mülteciler yararına çalışmaları nedeniyle BM'den övgü almıştı. 1951 tarihli uluslararası mülteciler konvansiyonunu imzalayan iki Güney Asya ülkesinden biriydi ve mültecilerin haklarını korumak yönünde yeni bir kararlığı ifade eder gibi görünen yepyeni bir ofis açmıştı.
Bunlar geçmişte kaldı. Kamboçya bugün, Uygur azınlığın iki çocuk da dahil 20 mensubunu cuma günü zorla sınırdışı ederek uluslararası yükümlülüklerini ihlal etti ve bu kişilerin hayatlarını riske attı. Buradaki tek kötü karakter de yoksul ve zayıf Kamboçya değil.
Suçun daha da büyük kısmı, artan zenginliğini ve gücünü Kamboçya'ya istediğini yaptırmak için kullanan Çin'in omuzlarında. Zaten Kamboçya'daki en büyük yabancı yatırımcı olan Çin, pazartesi günü bu ülkeyi 850 milyon dolar tutarında olduğu tahmin edilen 14 anlaşmayla ödüllendirdi.
Çin hükümetinin kendilerine ayrımcılık yaptığını söyleyen bu Uygurlar Komboçya'ya bir ay önce Hıristiyan misyonerlerin yardımıyla girmiş ve sığınma talep etmişti. Temmuzdaki etnik karışıklıktan beri Çin Uygurlara baskı uyguluyor. Pekin bu şiddet olaylarında çoğu Han Çinli olmak üzere en az 197 kişinin öldüğünü söylemişti. Han Çinliler misillemede bulundu ve o günden bu yana yüzlerce Uygur tutuklandı. Kaçabilen Uygurların bazıları BM'ye yaptıkları yazılı açıklamalarda, olaylara karıştıklarını ve Çin'e dönerlerse uzun hapis cezalarıyla, hatta idam cezasıyla karşı karşıya kalmaktan korktuklarını belirtti.
Çinli yetkililer Komboçya'daki Uygurların suçlu olduğu iddia etti ama kanıt sunmadı. Baskıcı toplumlar bu tür suçlamaları genelde aldatıcı bahaneler olarak kullanır. Fakat bu Uygurlar zaten, sığınma başvurularının BM'nin mülteci kurumunca incelendiği sırada koruma altındaydı. Uluslararası hukuk uyarınca, Çin ve Kamboçya bu sürecin tamamlanmasından sorumluydu.
ABD, Avrupa ve BM Kamboçya'yı doğruyu yapmaya ikna etmenin yolunu bulamaması endişe verici. Şimdi Kamboçya'nın davranışının bedelini ödemesini sağlamalılar fakat odak noktası Çin olmalı; bu 20 Uygur'a kötü muamele edilmemesini garantiye almak için onlarla acilen görüşme talep edilmeli. Eğer Çin'in diğer ülkelere Çinli mültecileri belirsiz ve adaletsiz bir geleceğe göndermeleri için kabadayılık yapmasına izin verilirse, bu kişiler kendilerini güvende hissedemez. (Başyazı, 22 Aralık 2009)
Kaynak: Radikal