Uluslararası toplum köşeye sıkıştı
< Önceki HaberSonraki Haber >
Yazdır

Arkadaşına Gönder

Yorum Yaz

Arşive Ekle

Haberi Paylaş
Facebook

Mixx

Delicious

Stumble Upon

Twitter
Google

Digg

Yahoo

Dünyanın elinde Kuzey Kore'yle baş etmek konusunda altılı görüşmelerden başka seçenek yok. Askeri müdahale çok riskli ve nükleer felaketin fitilini ateşleyebilir; diğer yandan ne yaptırım ne de diplomatik ilişki sonuç veriyor.

Pyongyang yönetimi öylesine içine kapalı ki, Kuzey Kore'nin dış dünyaya karşı sergilediği saldırgan tavrın rejim içi siyaset hesapları açısından ne anlama geldiğini kesin olarak söylemek mümkün değil. Dün yapılan nükleer deneme kimilerince Kim Jong-il'in geçirdiği kalp krizi sonrasında alevlenen iktidar mücadelesinin bir işareti olarak yorumlandı. Bir başka teoriyse, bu denemenin Kuzey Kore yönetiminca geçen ay fiyaskoyla sonuçlanan uzun menzilli füze denemesinin yol açtığı utancın üzerini örtmek için yapıldığı yönünde.

Her iki açıklama da geçerli olabilir; veya ikisi de gerçeği yansıtmaktan çok uzaktır. Talihsiz gerçek şu ki, rejimin üst kademelerindeki iktidar mücadelelerini analiz etmemizi sağlayacak bir Kuzey Kore 'Kremlinolojisi' yok. Kuzey Kore siyaseti üzerine yapılan yorumlar büyük ölçüde tahsille desteklenmiş tahminler düzeyinde. Ne var ki şunu çok iyi biliyoruz: Kuzey Kore ne zaman uluslararası gündemden düşme tehlikesiyle karşılaşsa, Pyongyang yönetimi dünyanın dikkatini tekrar kendisine çekebilmek için bu tip numaralara başvuruyor. Aksi yönde kanıt olmadığından, Kuzey Kore'nin geleneksel nükleer şantaj oyununu oynadığını varsaymak zorundayız.

Esas soru şu: Bu tip bir provokasyona bölgeden ve dünyadan nasıl bir karşılık verilmeli? Dün dünya liderleri bir kez daha birlik halinde Kuzey Kore'nin davranışını lanetlediler. ABD Başkanı Barack Obama, Pyongyang'ın 'kitle imha silahı edinme çabalarına son vermezse uluslararası kabul göremeyeceği' yolunda uyarılarda bulundu. Aynı görüşler Rusya, Çin ve Avrupa'da da dile getirildi. Ayrıca BM'nin yaptığı acil bir toplantıda Pyongyang sert bir dille kınandı.

Ancak gerçek şu ki, Kuzey Kore'yle baş etmek söz konusu olduğunda uluslararası toplumun elinde fazla seçenek yok. Güç kullanımı çok riskli. Kuzey Kore rejimi son derece işlevsiz olsa da bir milyonluk güçlü ordusuyla herhangi bir işgalci kuvvete korkunç zararlar verebilir. Dahası, Güney Kore'nin başkenti Seul Kuzey Kore füzelerinin menzili içinde. 1950-1953 savaşının tekrarlanması, tam da Batı'nın engellemeye çalıştığı nükleer felaketin fitilini yakabilir.

Yaptırımlara gelince, bunların hiç bir işe yaramadığı ortada. İlk döneminde Bush yönetimi yaptırımlar yoluyla Pyongyang'ı köşeye sıkıştırmayı denemişti, ancak ülkenin 2006'daki ilk başarılı nükleer denemesi gerçekleştikten sonra Washington tekrar müzakere masasına oturmak zorunda kalmıştı.

Kuzey Kore'yle diplomatik ilişki kurma yoluna gitmenin sonuç vermediği de herkesin malumu. 10 yılı aşkın süredir tüm dünya silahsızlanırsa Kuzey Kore'ye yardım edeceğine dair güvence veriyor, fakat karşılığında yalnızca Stalinist Pyongyang'dan gelen tehditlere maruz kalıyor. Şu aksiliğe bakın ki, Çin'in bile eski komünist müttefiki üzerindeki etkisini kaybettiğine dair emareler var.

Umutlar uzun vadeli
Dünyanın elinde Kuzey Kore'yle Çin'in ortaya koyduğu altılı çerçeve dahilinde ilişkiye girmek dışında işe yarar seçenek yok. Mevcut yaklaşımlar arasında bir tek bu, iki sene önce Pyongyang'ı nükleer reaktörünü kapatmaya razı ederek başarı sağlamaya en yakın seçenek olduğunu kanıtladı. Kuzey Kore'yle ilişkiye geçmek de kısa vadede Pyongyang'ın oluşturduğu nükleer tehdidi kontrol altında tutmanın en etkili yolu olabilir.

Umalım ki uzun vadede bu yozlaşmış rejim kendi beceriksizliğinin ağırlığıyla yıkılsın ve halkına dostluk eli uzatmış olan ülkeler Kore yarımadasının barışçı bir biçimde birleşmesini sağlayacak bir yol bulsun. (Başyazı, 26 Mayıs 2009)

Kaynak: Radikal