Yeni doğan Kosova'nın şiddet girdabında kaybolması istenmiyorsa, Sırbistan'ın AB üyeliği havucunu çekici bulması için sağlanmalı

Kutlama partileri sona erdi. Sırbistan'ın Kosova'nın bağımsızlık ilanına pazar günü verdiği tepki, karamsarların korktuğu kadar sert ve uzlaşmazdı. İki ülke arasındaki sınır noktaları hafta başında Sırp protestocularca yıkıldı. Protestocuların yeni devlete akınını önlemek için NATO'nun takviye kuvvet göndermesi gerekti. Kosova'nın bölünmüş Mitroviça kentinin Sırp çoğunluklu semtlerinde şiddet eylemleri yaşandı. En rahatsız edici olaylara bizzat Belgrad sahne oldu. Perşembe günü Kosova'nın ayrılmasını protesto için düzenlenen bir yürüyüşün ardından, bir grup insan ABD büyükelçiliğini ateşe verdikten sonra Britanya, Hırvatistan, Belçika ve Türk konsolosluklarına saldırdı.
Kosova'nın bağımsızlığına getirilen sıkı kısıtlamalar ve Sırp azınlığın haklarının güvence altına alınması, Belgrad'ı yatıştırmaya yetmedi.
Sırbistan bağımsızlık bildirgesine cevaben askeri eylemde bulunmayacağını açıklasa da, liderlerinin birçok Sırp'ın kültürel vatanı saydığı Kosova'nın ayrılmasıyla hissettiği milli tutkuları sakinleştirmek için parmağını bile kıpırdatmayacağı kesin. Sırbistan'ın Kosova'dan sorumlu bakanı, sınır noktalarındaki saldırıların 'genel politikayla uyum içinde' olduğunu açıkladı. Yıkımlar 'hoş olmasa da meşru'ydu. Ayrıca perşembe günkü yürüyüşte Sırp Başbakanı Koştunitsa "Biz hayatta olduğumuz sürece Kosova Sırbistan'dır" açıklaması yaptı. Bunlar öfkeyi yatıştırmak değil, kızıştırmak amacıyla tasarlanmış sözcükler.

Koştunitsa ABD büyükelçiliğine yönelik 'vahşi şiddeti' kınadı ama diğer siyasetçiler bunu yapmada yavaş kaldı. Ayrıca bariz hedef olduğu bilinen elçiliğin bulunduğu bölgede polis korumasının olmaması da dikkat çekti. Polisin geç müdahalesi de cabasıydı.

Kosova Başbakanı Taçi, Belgrad'daki ruh halini 10 yıl önce, Miloşeviç Kosova'da etnik Arnavutların öldürülmesini emrettiğinde yaşanan ruh haline benzetti. Bu gibi sahnelerin tekrar edilme ihtimali olmasa da, Belgrad ipleri eline almazsa Kosova'nın Sırpların çoğunlukta olduğu bölgelerinin etnik Arnavut bölgelerden şiddetli bir biçimde kopması gerçekçi bir olasılık.
Böyle feci bir sonuçtan kaçınılabilir mi? Bu büyük ölçüde Sırpların, AB üyeliği havucunu Kosova'nın bağımsızlığını yerle bir etmekten çekici bulmasına bağlı. Bazı açılardan, istikrara giden yol parlak değil. Geçen yıl AB'yle varılan ön üyelik anlaşması, Sırbistan'ın Yugoslavya'nın parçalanması sırasında işlenen suçlar için kurulan savaş suçları mahkemesiyle işbirliğindeki başarısızlığı nedeniyle çöktü. AB bu ay başında Belgrad'la geçici bir ticaret anlaşması imzalamaya hazırdı, ancak Koştunitsa AB'nin Kosova'yı 2 bin kişilik bir polis misyonu göndererek destekleme planları yüzünden bunu önledi. Bağımsızlık ilanından beri, diplomatik ilişkiler hiç olmadığı kadar kötü. Sırbistan Kosova'yı tanıyan Britanya ve diğer Avrupa ülkelerindeki elçilerini çekiyor.

Yine de umut var. Nitekim Sırp Dışişleri Bakanı Jeremiç, Belgrad'ın sorununun bütün AB'yle değil, bazı üyeleriyle olduğunu netliğe kavuşturma ihtiyacı hissetti. Ayrıca Sırplar da ay başında sertlik yanlısı başkan adayı Nikoliç'i reddeip, AB yanlısı Tadiç'i seçti. Sırbistan'la AB arasında anlaşma sağlanması hâlâ mümkün. Hatta yeni doğan Kosova'nın şiddet girdabında kaybolması istenmiyorsa bu şart.

Kaynak: Radikal