Türkiye'nin Ermenistan'la ilan ettiği 'yol haritası'nın tedirginliğini yaşayan Azerbaycan, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bugünkü Bakü ziyareti ve Azeri meclisindeki konuşmasında vereceği mesajlara dikkat kesildi.

Azeri yönetimi ve kamuoyunun Erdoğan'dan net duymak istediği, Ermenistan'la Dağlık Karabağ işgaline yönelik bir taviz koparmadan 'yol haritası'nın uygulanmayacağı ve sınırın hiçbir biçimde açılmayacağı garantisi.

Bir grup Türkiyeli gazeteci olarak Avrasya Gazeteciler Derneği'nin organize ettiği gezi çerçevesinde Bakü'de yaptığımız temasları özetleyebilecek tek kelime 'kırgınlık'. Azerilerin deyişiyle 'kardeş kırgınlığı'. "Azerbaycan Türkiye'ye hiçbir zaman Avrasya coğrafyasının bir parçası olarak bakmadı.

Türkiye olarak baktı. Türkiye de Azerbaycan'a sadece Kafkasya coğrafyasının parçası olarak bakmamalı. Azerbaycan olarak bakmalı" diyorlar. Hemen herkes muhakkak Kurtuluş Savaşı'nda Azeri kadınların Atatürk'e altınlarını yollamış olduğuna atıf yapıyor. "Türkiye'de yaprak kımıldasa haberimiz olur" diyorlar ki, Türk kamuoyu ve medyasını sıkı takip ettikleri her hallerinden belli.

Bakü'de bütün meseleler gelip dolaşıp Karabağ'a bağlanıyor. Ve ezici çoğunluk, "Karabağ salt Azerbaycan'ın değil Türkiye'nin de sorunu" görüşünde. Son gelişmeler ışığında en merak ettikleri konu Türkiye ile Ermenistan arasındaki yol haritasında Erivan'a Karabağ'la ilgili şart konulup konulmadığı.

Cumhurbaşkanlığı Sivil Toplum Örgütlerini Destekleme Konseyi Başkanı Azay Guliyev, yol haritasını Ankara ile Erivan arasındaki müzakerelerde arabuluculuk yürüten İsviçre'ye şubattaki ziyarette öğrendiklerinde çok bozulduklarını teslim ediyor. "Önkoşul olmaksızın Karabağ'da belli bir uzlaşmaya varılmadan böylesi bir adım atılması Azerileri yarı yolda bırakmak olur" diyen Guliyev, Erdoğan'dan beklentilerini "Gelecek ve birçok konularda aydınlık getirecek" sözleriyle özetliyor.

Rusya derman değil, asıl dert
Ama Karabağ çok bilinmeyenli bir denklem ve Bakü'den bakılınca görünen kesinkes bir umutsuzluk. İlham Aliyev yönetimi Rusya ile saf tutuyormuş gibi görünse de, Azeriler için Karabağ sorununun asıl mimarı Rusya. Ermenistan'a baktıklarında da gördükleri Moskova'dan başkası değil. Bakü'de Karabağ mevzu bahis olduğunda, ABD'nin rolünden söz eden pek yok. Daha ziyade "ABD yıllardır çalışır, ama Ermenistan'ı Rusya'nın elinden alması çok zor" diyorlar.

Ermenistan'ın bütün altyapısı, gümrüğü, sınırının Rus kontrolünde olduğunu anımsatıyorlar. Yine Erivan'ın tümüyle ABD'ye yanaşarak Gürcistan'ın düştüğü pozisyona düşmek istemeyeceğini ekliyorlar.

Geçen hafta AB ile AGİT Minsk grubunun çabasıyla Prag'da Azeri-Ermeni Devlet Başkanları arasında yapılan zirveyi de tipik bir başarısızlık olarak görüyorlar. ABD'li yetkili Matt Bryza'nın ilerleme kaydedildiği yönündeki beyanı anımsatılınca, Azeri Dışişleri Bakanı Elmar Memedyarov'un "Zirve sonuçsuz bitti" sözlerini tekrarlıyor ve Sarkisyan'ın zirvede çok sert tavır aldığını aktarıyorlar.

Topraklarının yüzde 20'si işgal altında bulunan, 8 milyonluk nüfusun 1 milyonu Azeri ağzıyla 'Karabağ kaçkınları'ndan oluşan Azerbaycan için çözümün tek reçetesi var: "Ermeniler işgal ettikleri yedi ili iade eder, Azeri kaçkınlar topraklarına döner, Karabağ'ın statüsü Azerbaycan sınırları içerisinde en üst düzeyde özerklik verilerek halledilir. Karabağ ile Ermenistan'ı birleştiren Laçin koridoru Azerbaycan'a devredilir, ama geçişlere izin verilir. Azeri toprağı Nahçıvan'la Azerbaycan arasında koridor açılır."

Bakü'den görünen, Azerilerin bu çerçeveden milim kıpırdamadığı. Genel kanaat "Yakın zamanda çözüm yok." Aynı şekilde, Ermenilerin Türkiye'den sınırın açılması tavizini kopararak iktisaden rahatlayacağı ancak 'soykırım'ın tanınması dahil hiçbir konuda geri adım atmayacağı fikrindeler. Azeri kamuoyu Türkiye'nin bölge gücü olma yolunda ilerleme hedefiyle 'gurur duyuyor'. Gel gör ki, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun 'komşularla sıfır sorun' politikası Bakü'deki kulaklara bir mana ifade etmiyor.

Kaynak: Radikal