Kaide örgütü, Bin Ladin’in öldüğünü doğruladığı, Batılı hedeflere saldırılar yaparak intikam tehdidinde bulunduğu bir bildiri yayımlayarak birçok tartışmaya nokta koydu. Bildirinin önemi, Amerikan resmi açıklamasının doğruluğuna dair şüphe oluşturan, uydurulmuş olacağını tahmin eden ve Kaide liderinin hâlâ hayatta olabileceğini ima eden birçok komplo teorisini boşa çıkaracak olmasıyla sınırlı.
ABD yönetimi, Saddam Hüseyin’in iki oğlunu veya Irak’taki Kaide lideri Ebu Musap Zerkavi’yi öldürmesi sırasında yaptığı gibi, Bin Ladin’in öldürülmesinden sonra cesedini gösteren fotoğrafını veya videosunu yayımlamaya karşı çıkarak, bu komplo teorilerini güçlendirmişti. Bu teorilerin dozunu arttıran ve doğruluk payı veren gelişmeyse, Obama yönetiminin Ladin’in cesedini suikasttan birkaç saat sonra denize atmasıydı. Gerekçesi de cesedi hiçbir İslam ülkesinin ve bilhassa Ladin’in doğum yeri olan Suudi Arabistan’ın kabul etmediği şeklindeydi.
Bu son gerekçe kabul edilecek gibi değil, zira ortada 60’tan fazla İslam ülkesi var ve tüm bu ülkelerle sekiz saat zarfında bağlantı kurulması mantıksız. Bu durum, yönetimin kendi vatandaşlarından ve İslam dünyasından gizlediği bir şeylerin olduğunu doğruluyor. Amerikan açıklamaları da çelişkili. Başta Bin Ladin’in saldıran güçlere karşı koyduğu ve eşini canlı kalkan olarak kullandığı, sonra da silahsız olduğu ve Yemenli eşinin Ladin’i savunarak ayağından vurulduğu söylendi.
Yargılanması gerekirdi
Aynı şey ikamet ettiği ev için de söylendi. Önce 8 milyon dolar değerinde lüks bir saray olduğu söylendi, sonra anladık ki ev oldukça mütevazı, bedeliyse 160 bin doları geçmez. Bu tür çelişkili rivayetler, ABD yönetiminin İslam aklını küçümsediğini, özellikle Arap ve Müslümanları kasıtlı olarak aşağıladığını, İslam dünyasının çeşitli ülkelerinde yokluğunu eleştirdiği şeffaflık ilkesinden uzaklığını teyit ediyor. Aynı şey, özgürlüklere ve insan haklarına saygısı için de söylenebilir. Zira Amerikan güçleri, gecenin bir karanlığında evini bastığında Bin Ladin silahsızsa, neden onu küçük çocukları önünde soğukkanlılıkla öldürdüler? Bunun insanlıkla ve insan haklarına saygıyla hiçbir alakası yok.
Ayrıca Obama’nın Kaide liderinin öldürülmesine işaret ederek, adaletin yerini bulduğunu söylemesi garip. Çünkü adalet, sanığın suçu ne olursa olsun, bağımsız ve adil yargının önünde kendisini savunma hakkına sahip olduğu adil bir yargılanmayla gerçekleşir. Bin Ladin içinse böyle bir durum yaşanmadı. (Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, Başyazı, 7 Mayıs 2011)
Kaynak: Radikal