Geçen sene Nisan ayında İsrail eski başbakanlarından Netenyahu, Bar Ilan Üniversitesi'ndeki düzenlenen konferansta, 11 Eylül 2001'de ABD'ye düzenlenen saldırıların, sonuçları itibarıyla "İsrail için iyi olduğunu" söylemişti. Netenyahu'ya göre, 11 Eylül'de İkiz Kulelere ve Pentagon'a düzenlenen saldırılar ile ABD'nin Irak işgalini İsrail'e yaramıştı. Bu sayede hem ABD fiilen bölgeye gelmiş ve İsrail'in yanı başına konuşlanmıştı, hem de bu olayların Amerikan kamuoyunun görüşlerinin İsrail lehine değişmesini sağlamıştı.
Herkesin yakından gözlediği üzere George W. Bush dönemi boyunca, 11 Eylül konjonktüründen azami ölçülerde istifade etmeye bakan İsrail, Amerika'yı İran'a saldırması için elinden geleni yaptı. Irak'ın işgali, Saddam Hüseyin'in devrilip arkasından idam edilmesi İsraillilerin iştihanı kabartmıştı. Benzer bir akibete İran'ın da uğraması gerekiyordu, çünkü bölgede "Saddam'ın Irak"ından sonra İsrail'e meydan okuyan İran kalmıştı. Suriye'nin Türkiye'nin ara buluculuğuyla denklem içindeki yerinden pek memnun olmadığı açık. Üstelik İran, sadece sözle tehdit savurmakla kalmıyor, bir yandan nükleer güce sahip olup İsrail'in nükleer tekelini kırmaya yönelirken, öte yandan Arap ve Müslüman kamuoyunun geniş desteğini arkasına alıyor.
Bush ve Amerika'nın dünyadaki itibarını neredeyse sıfıra müncer kılan Neoconlar Kasım-2008 seçimlerini kaybettiler. İsrail'in Neoconlarla arasının ne kadar iyi olduğu sır değildi. Gel gör ki, bütün çabalarına, hatta Amerikan kamuoyu nezdinde yürüttüğü lobi faaliyetlerine ve bölgede el altından yönettiği provokasyonlara rağmen, İsrail, Amerika'yı İran'a saldırtmada muvaffak olamadı. Bu da bize gösteriyor ki, lobiler her şey değildir, kullandıkları yüksek kaynaklara rağmen her zaman başarılı olamıyorlar. Belki de son tahlilde devletin içinde aklı başında olan, sağduyulu insanlar lobileri bir yerde sınırlandırabiliyorlar. Bunun çarpıcı örneklerinden biri John Abizaid'in "İran'ın nükleer tehdit"le ilgili değerlendirmeleridir.
Sorumluluk alanı Orta Doğu'yu kapsayan ABD Merkez Komutanlığı CENTCOM'un kısa zaman öncesine kadar komutanlığını yürüten emekli general John Abizaid, İran'ın nükleer silahlar elde etmesi durumunda bile bunun "katlanılabilir bir durum" olacağını belirterek, bu ülkeye saldırılmasına karşı çıktı.
Abizaid, ''dünyanın o bölgesinde devletten devlete bir savaş herkes için yıkım olur ve bizim, mümkün olduğunca bundan uzak durmamız gerek'' diyordu. Eylül-2007'de Washington'da bir düşünce kuruluşunda görüşlerini açıklayan Abizaid, İran'ın nükleer silah sahibi olması durumunda bile ABD'nin, Tahran'ı caydıracak kadar büyük bir askeri gücünün bulunduğunu vurguluyordu. Abizaid'a göre "Nükleer bir Sovyetler Birliği'yle nasıl yaşadıysak nükleer bir Çin'le, nükleer başkalarıyla nasıl yaşıyorsak nükleer bir İran'la da yaşamanın yolları var''. Bunun için İran'a saldırmak gerekmez.
İran'ın nükleer güç sahibi olması durumunda ''çılgınlık'' yapabileceği görüşünü öne sürenler var, bunun arkasında büyük ölçüde oryantalist ögeler yatmaktadır. Çünkü oryantalist bakışa açısından Batılılar yüksek teknolojiye ve yıkıcı silahlara sahip olsalar bile, Doğulular ve Müslümanlar gibi hemen çılgınlığa başvurmazlar. İran ve Müslümanlar söz konusu olduğunda durum öyle değil, onların ne yapacağı belli olmaz, bakarsınız bir anda galeyana gelir, bu silahları kullanmaya kalkışırlar. Tabii bu değerlendirmeyi yapanlar Amerika'nın İkinci Dünya Savaşı'nda Japonya'nın iki şehrine atom bombası attığını, aynı savaşta Avrupalıların 57 milyon insanın ölümüne yol açtığını unutur görünüyor. Oysa Abizaid, buna da karşı çıkarak ''Tahran yönetimindeki bazılarının rasyonel görünmemesine karşın İran'ın intihara niyetli bir ülke olmadığını'' söylüyordu ki, bu elbette doğrudur.
Geldiğimiz noktada Amerika, İran'a saldırmadı. Yeni başa gelen Obama ve ekibi de şimdilik buna pek niyetli görünmüyor. Ancak İsrail'in ajandasındaki gündem maddelerinden vazgeçtiği söylenemez. 27 Aralık'ta Gazze'ye karşı giriştiği katliam, bir yönüyle önce Hizbullah'ı sonra İran'ı tahrik ederek ateşin içine çekmek istemesiydi. Hizbullah da İran da bu tuzağa düşmediler. Şimdi muhtemelen İsrail yeni provokasayonları sahneye koymaya çalışacaktır.