ABD Başkanı Barack Obama'yla İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Beyaz Saray'daki ilk toplantılarının sonucunda sundukları tutumlar, İsrail-Filistin çatışmasının çözümüne ilişkin kökten görüş ayrılıklarını ortaya koydu.
Netanyahu'nun iki devlet ve Arap barış girişimi formülleri hakkındaki çekinceleri ABD için yeni haber olmasa da, Obama ve danışmanları son bir haftada, Amerikan milli menfaati ve İran'ın nükleer programının engellenmesinde temel öğe olarak niteledikleri bu ilkelere bağlılığını, her fırsatta dile getirdi.
Hal böyle olunca, Netanyahu'dan da ABD'ye yanında hem Amerikan politikaları hem de Yol Haritası ve Annapolis planında ortaya konulan uluslararası politikalara uyacak bir alternatifle gitmesi beklenirdi.
Bunu yapacağına Netanyahu Filistinlilere kendi kendini yönetme hakkı bahşetmek gibi kısır bir fikrin üzerindeki tozları silkeleyerek, o topraklardaki ekonomiyi geliştirmeye, Filistin Yönetimi'yle güvenlik işbirliğini artırmaya odaklandı. Üstelik bu cömert jestlerine karşılık Arap dünyasından da jestler gelmesini bekleyerek... Gerek çatışmanın sürmesi gerek ABD'yle açıkça anlaşmazlık, İsrail'in en temel stratejik çıkarlarına ciddi darbe vuruyor.
Netanyahu Obama'nın iki devlet vizyonunu gerçeğe dönüştürmeye kararlı olduğunu ve tarafların kendisini başka yerlere sürüklemesine izin vermeyeceğini ne kadar çabuk anlasa o kadar iyi eder. Obama'nın barış planını sunması beklenen Kahire ziyaretinden önce kalan şu iki haftada, Netanyahu nihai anlaşma için gerçekçi bir gündem ortaya koymalı. Bunu yaparken bir yandan da yerleşimlerin inşasını dondurmak, kontrol noktalarını yıkmak ve Filistinlilere biraz nefes aldırmak için somut adımlar atmalı.
Netanyahu'nun Beyaz Saray'da Obama'yla ilk görüşmesinden en temel konularda hiçbir anlaşmaya varamadan geri dönüşü, İsrail'in önemli bir fırsatı kaçırdığını gösteriyor. Umarız Obama Ortadoğu'ya yapacağı bir sonraki ziyaretinde Kudüs'e uğramadan geçmez de, Netanyahu'ya İsrail-ABD için ortak bir eylem planı sunma şansını verir. Bu planın dünyanın büyük çoğunluğunca kabul edilen çözüme uygun olması gerekiyor: Ülkenin 1967 sınırlarına göre bölüşülmesi, güvenlik taahhütleri ve komşu ülkelerle ilişkilerin normale dönmesi. (İsrail gazetesi, başyazı, 20 Mayıs 2009)
Kaynak: Radikal