İsrail Genelkurmay Başkanı Gabi Aşkenazi Turkel Komitesi’nde verdiği ifadeden dolayı bu hafta haklı olarak övgü aldı; övgüler büyük ölçüde Aşkenazi’nin Gazze filosu olayının başarısızlığının sorumluluğunu başkasının üzerine atmamasından kaynaklanıyordu. Fakat genelkurmay başkanının ifadesinin rahatsız edici bir yanını gözardı etmek imkânsız.

Aşkenazi, operasyonel açıdan aldığı ana dersin şu olduğunu söyledi: İsrail ordusu gelecekte benzer bir senaryoyla karşılaşırsa keskin nişancılar kullanmak zorunda kalacakmış; genelkurmay başkanı bunun askerlerin zarar görmesini engelleyeceğini söylüyor. Bu çok ciddi bir durum ve genelkurmay başkanıyla İsrail ordusunun filo ordusundan ve Dökme Kurşu Operasyonu’ndan tek bir ders bile almadığını ortaya koyuyor.

Aşkenazi’nin sözleri, İsrail ordusunun sivilleri keskin nişancılarla vurmakta tereddüte düşmeyeceğini ima ediyor. Deniz komandoları, hayatları tehlikede olmadığı sırada Mavi Marmara’nın kontrolünü ele alırken böyle davransaydı neler olacağını tahayyül etmek zor değil. Dökme Kurşun’un doktrini de tam olarak buydu: Her ne pahasına olursa olsun asgari düzeyde askeri kayıp; bazen sivillere zarar vermek ve savaş kanunlarını gözardı etmek. İsrail bu nedenle ağır bir uluslararası bedel ödemeye devam ediyor ve şimdi de genelkurmay başkanı bu doktrini devam ettirme tehdidinde bulunuyor.

Gelecekte, benzer filolar tamamen farklı bir biçimde ele alınmalı. Öncelikle, yolcuların Gazze’ye silah taşımadığını biliyorsak, gemileri güç kullanarak ele geçirmenin gerekip gerekmediği, özellikle de bunun akılcı olup olmadığını sorgulamalıyız. Fakat güç kullanarak ele geçirme kararı alınsa bile, ordu hem askerler hem de yolcular arasından asgari kayıp verilmesinin yolunu bulmalı. İsrail’in filo olayında başının belaya girmesinin sebebi tam da ordunun dokuz yolcuyu öldürmesiydi. Bu kişiler öldürülmeseydi, olay İsrail’e uluslararası zarar vermeyecekti.

Konu sadece İsrail’in medyadaki imajıyla değil, aynı zamanda devletin ve ordusunun ahlaki görüntüsüyle de ilgili. Sivillere karşı keskin nişancı kullanımı, askerlerin hayatlarının tehlikede olduğu olduğu aşırı durumlarla sınırlanmalı. Yolcularının ateşli silahlar taşımadığı gemiler daha farklı yollardan ele geçirebilir ve öyle de yapılmalı. (İsrail gazetesi, başyazı, 15 Ağustos 2010)

Kaynak: Radikal