ABD Başkanı Barack Obama 21 Ocak 2009’da görevine başladığında ilk aldığı karar Guantanamo’yu kapatmaktı. Kararın bir yıl sonrasında kamp hâlâ kapatılmadı ve yakında kapanacağı da epey şüpheli görünüyor.
Tutukluların dosyalarının nasıl ele alınacağı konusunda hâlâ yasal engeller söz konusu. Zira Obama’nın bu karar çıkarmasından bu yana Guantanamo’daki 192 tutuklunun yasal durumunun gözden geçirilmesi öngörülüyordu. Tercihler iki nokta arasında gidip geldi. İlki 142 tutuklunun derhal veya zaman içinde bırakılması ve kalan 50 kişinin de federal sivil mahkemelere havale edilmesiydi. Cumhuriyetçiler karşı çıkmasaydı Obama yönetiminin eğilim gösterdiği seçenek buydu.
İkinci seçenekse, 11 Eylül saldırılarının planlamasına doğrudan karışmadıkları ve dünyanın çeşitli bölgelerinde ABD’nin terörle savaşı çerçevesinde tutuklandığı bilinen 110 kişi bırakılırken, 50 tutuklunun Guantanamo dışındaki askeri mahkemelerde ‘düşman savaşçı’ statüsüyle yargılanmasıydı. Bu senaryoda, geriye Amerikan ulusal güvenliği için tehlike oluşturmayan 32 tutuklunun durumu kalıyor. Ne var ki bu kişilerin yasal durumu, delil yetersizliği sebebiyle sivil mahkemelere havale edilmeleri halinde Obama yönetimi için sıkıntı oluşturabilir.
Obama geçen yıl boyunca Guantanamo meselesinde köklü değişim gerçekleştirmeye çalıştı ve Bush yönetiminin Guantanamo tutuklularını sorgulama, yargılama ve onlara işkence etme konusundaki ağır mirasını aşmak için somut adımlar attı.
Adalet Bakanı Eric Holder bir yıl önce, Guantanamo tutukluları için Bush yönetiminin yaptığı gibi ‘düşman savaşçı’ tanımlamasının kullanılmadığını açıklamıştı. Amerikan yasaları başkana, ulusal güvenlik için tehdit oluşturan herkes için bu tür sözcükler kullanma yetkisi veriyor. Bu durum da uluslararası hukukun ve Cenevre Sözleşmesi’nin kriterlerinin yerine getirilmemesi anlamına geliyor.
Başkanın eli kolu bağlı
Ayrıca Obama yönetimi kasımda aralarında 11 Eylül olaylarının beyni olmakla suçlanan Halid Şeyh Muhammed ve Yemenli Remzi Bin El Şeybe’nin de bulunduğu 5 kişiyi federal sivil mahkemeye sevk etme kararı aldı. Ne var ki bunun gerçekleşme olasılığı konusunda şüpheler sözkonusu ve yönetimin bu karardan vazgeçme ihtimali yüksek. Bunun nedeni sadece böyle bir mahkemeyle birlikte doğabilecek lojistik ve güvenlik zorlukları değil, aynı zamanda Nijeryalı Ömer Faruk’un Noel günü bir yolcu uçağını Detroit üzerinde patlatmaya yönelik başarısız girişiminin ardından ABD’nin maruz kaldığı güçlü güvenlik tehditleri. Bu olay Obama’nın Guantanamo tutukluları konusundaki yeni politikalarında elini kolunu bağladı.
Obama’nın seçenekleri sınırlı. Zira askeri mahkemelerin Guantanamo’da kurulabileceğini de düşünenler var. Bu da bazılarının 1 milyar dolar olarak hesapladığı maliyetler sebebiyle çözümsüzlüğü artırıyor. Bazıları da güvenliği sağlamak ve maliyeti azaltmak açısından yargılamanın Amerikan cezaevlerinde gerçekleştirilmesini istiyor. Görünen o ki, Obama Guantanamo’nun ağır mirasından kurtulamayacak.
(Umman gazetesi Vatan, 17 Şubat 2010)
Kaynak: Radikal