ABD Başkanı Barack Obama’nın Afganistan’dan çekilme stratejisi açıklaması beklenmiyor. Bunun sebebi de, Kaide’ye son verme meselesini kendi siyasi geleceğiyle bağlantılı kılması. Obama, selefi George W. Bush’un beş yıl önce Irak konusunda içine düştüğü aynı trajedide asılı kaldı. Bush Irak’tan çekilme stratejisi belirmekten kaçınmıştı, zira böyle bir açıklamanın askeri yenilgiye, hatta iyi çalışılmamış bir çekilme nedeniyle siyasi bir skandala yol açmasından korkmuştu. İnsanların zihninde, ABD’nin 1993’te Somali’den alçaltıcı biçimde çekilmesinin görüntüleri canlanmıştı. Zira bu çekilme ABD’nin ‘süper askeri güç’ imajını olumsuz etkilemişti.

Bush Saddam Hüseyin’in rejiminin düşmesiyle Irak’ta zafer ilan etmiş ve dört yıl sonra bundan vazgeçmişti. Obama aynı senaryonun Afganistan’da tekrarlanmasından korkuyor. Müzakere masasına oturmadan önce Taliban’a askeri darbe vurabilme ihtimaline bel bağlıyor. Bu başarısızlık korkusu Obama’nın Afganistan’dan çekilme kararı almasını engelliyor. Oysa ABD başkanı, 1,5 yıl önce iktidara geldiğinden beri zor kararlar alma cesareti ve gücüyle biliniyor.

Obama iki yıl önce başkanlık yarışına girdiğinde, Afganistan’ı özel önceliğe sahip bir sorun olarak görmüştü. ABD başkanı, buradaki savaşın Irak’taki gibi bir tercih savaşı değil, kaçınılmaz olduğunu tekrarlıyordu. Bu durum, Obama’nın Kaide’den kurtulma veya liderleri Usame bin Ladin ve Eyman el Zevahiri’yi yakalama hedeflerini gerçekleştirse bile bu savaştan geri adım atmayacağı anlamına geliyor.

Şu anki sorun sadece kalıntılardan ibaret olan, işgal öncesine kıyasla en azından Afganistan’da askeri üssü veya toplumsal tabanı bulunmayan Kaide değil. Asıl sorun, Obama’nın Taliban’ı şeytanlaştırma ısrarı ve bu hareketi, ABD’nin birincil düşmanı olarak görüp siyasi veya diplomatik değil, güvenlik temelli yaklaşımlarla tasfiye etme eğilimi. Bu durum hareketin aşırılığının ve ABD’nin hem dışarıdaki, hem de üç ay önce Times Square olayında yaşadığı gibi kendi evindeki çıkarlarını tehdit etme çabasının artmasına yol açtı.

Savaşla ilgili sızdırılan bir dizi gizli belge de, Obama yönetimini raporların ortaya koyduğu kasvetli tablo sebebiyle sıkıntılı bir duruma soktu. Bu da Obama’yı, Afganistan stratejisini bu raporlar ışığında gözden geçirmeye sevk etti. ABD başkanının gelecek yılın ortalarında çekilmeyi düşünebileceğini açıkladığı ve bunu sahada elde edilecek ilerlemeyle ilişkili kıldığı doğru. Ancak Obama Taliban’a karşı hâlâ askeri zafer umuduna tutunuyor ve böylelikle güçlerini kayıp vermeden veya siyasi geleceğini bitirecek skandallara batmadan çekilmek itiyor. Amerikan güçlerinin NATO desteğiyle yürüttüğü son operasyonu takip edenler, Taliban’ın ve destekçilerinin bulunduğu bölgeye yoğunlaşıldığının farkına varacaktır.

ABD Savunma Bakanı Robert Gates son açıklamalarında, gelecek yıl gerçekleşebilecek bir çekilmenin stratejik değil, taktiksel olacağını vurguladı. Bu çekilmenin Taliban’ı güçlendirmesinden ve yabancı güçlerin çekileceği bölgelerdeki kontrolünü artırmasından korkuluyor. Sorumlu bir Afgan hükümetinin olmaması da Obama’nın Afganistan’daki çıkmazını artırıyor. Zira Hamid Karzai hükümeti ülkeyi kontrol altında tutamıyor. Amerikan güçlerinin yokluğunda Taliban bu hükümeti kolaylıkla devirip iktidarı ele alacaktır. Bu nedenle Obama iki seçenek arasında kararsız: Ya Karzai yerine daha uyumlu bir başka Afgan’ı destekleyecek, ya da sonsuza dek askeri güç kullanacak. (Umman gazetesi Vatan, 4 Ağustos 2010)

 


Kaynak: Radikal