Hiçbir sürpriz yok. Hayatı ‘müzakere’ olarak görenler gerçeği söylemiyor. Müzakereler, müzakere etmek dışında bir şey yapmayan Filistin Yönetimi’nin hayatıdır. Bu yönetimin, halkı vaat edilmiş devlete ulaşmak için bir şeyler yapacağına ikna etmek amacıyla müzakereye ihtiyacı var.
Hiç durmayan propagandanın ortasında tekrar etmekten bıktığımız hikâyenin özeti bu. İnternet sitelerinde muhaliflere küfrediyorlar, Hamas’ın hatalarını hatırlatıyorlar. Birkaç kuruşluk kazanımlar ve bilinen vaatler karşılığında davayı satıyorlar. Oysa bu vaatler arasında, iddia ettikleri özelliklere sahip olan bir devlet yok. Tarihi Filistin topraklarının yüzde 78’i Yahudilerin oldu.
Burada müzakerelere dönmeleri için maruz kaldıkları ‘korkunç’ baskılara dair hikâyenin değeri yok. Zira Filistin Yönetimi binasında ve güvenlik koordinasyon ofislerinde her gün müzakere yapılıyor. Ekran karşısında yapılan diğer müzakerelerse, sadece liderlerin bildiği hedefleri içeriyor. Liderler nihai anlaşmaya varılmayacağını da
biliyor. Zira İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun tekliflerini kabul etmek siyasi intihar anlamına gelir.
Bu müzakereler, pratikte yürütülen güvenlik operasyonlarının ve ‘ekonomik barış’ projesinin üzerini örtmek için isteniyor. Müzakerelerin başlatılmasına hız verilmesinin bir başka açıklaması daha var: Öncelikle, işgal topraklarında ve özellikle de Batı Şeria’da Amerikalı güvenlik koordinatörü General Keith Dayton ve Ortadoğu Dörtlüsü’nün Başkanı Tony Blair’ın yıllardır inşa ettiklerini yok edecek yeni bir intifadadan korkuluyor. İntifada ABD’nin bölge genelindeki çıkarlarını da tehdit eder. İkincisi, Siyonist liderlerin Washington’la eşgüdüm içinde düşündüğü üzere İran ve Hizbullah’ı hedef alması için bu müzakereler kaçınılmaz.
Filistin sorununun tasfiye edilmesi için işbirliği yapıyorlar. Her gün diğer Filistinli tarafın [Hamas’ın] direnişi bıraktığını hatırlatıyorlar. Oysa gerçek direniş sahasının özgür Gazze’de değil, Batı Şeria’da olduğunu biliyorlar. Bu gecenin ne zamana kadar uzayacağını bilemiyoruz, ancak halkımızın pusulasını geri alacağı yeni bir şafağın doğacağından eminiz. Sadece vatanın, kurtuluşun ve kutsalların anlamını bilenlere yer olan yeni bir cihat yolculuğu başlıyor. (Ürdün gazetesi Düstur, 23 Ağustos 2010)
Kaynak: Radikal