OBAMA KÜKRÜYOR. Dünya titriyor. Keşke öyle olsa.
Obama Esad’ın “çekilmesi” gerektiğini söylüyor. Gerçekten Şam’ın titrediğini veya titreyeceğini mi düşünüyoruz? Doğrusu, Beyaz Saray’ın devi; ancak Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Türkiye, Ürdün, Filistin Otoritesi, BM ve Tom Cobley amca (tabii ki İsrail dışında ki bu başka bir hikaye) Beşar el Esad’ı kınadıktan sonra bu kadar ileri gitmeye cesaret edebildi. Korkunç üçlü Cameron, Sarkozy ve Merkel, birkaç dakika sonra taklitçi rollerini oynadılar.
Fakat hakikaten Esad’a “ve ahbap çavuşlara” karşı yeni yaptırımlar, olağan Obama zırvalarından fazlası mı? - Aslında Beşar’ın iş adamı kuzeni Rami Makluf’a atıfta bulunmuş olsa da, eminim ki Madam Clinton’ın da farkettiği gibi 1665’ten kalma eski güzel bir sözcük olan “ahbap çavuşlar” kısmından hoşlandım- Şu var ki eğer “güçlü ekonomik yaptırımlar” sadece Suriye kökenli petrol ürünlerini dondurmak anlamına geliyorsa, Suriye, bırakın ihraç etmeyi kendine güçlükle yetecek kadar petrol çıkarıyor. İsveç’teki resmi bir kurum kısa süre önce Suriye’nin küresel ekonomik krizden büyük ölçüde etkilenmediği, çünkü gerçekte bir ekonomisi olmadığı sonucuna vardı.
***
Beşar’ın, Mısırlı yazar Muhammed Heikel’in bütün diktatörlerin içinde nefes aldığına inandığı aynı “sessizlik denizinde” yaşar gibi göründüğü Şam fantazisinde, hayat tabii ki her zamanki gibi devam ediyor. Şayet bugüne dek başkası var olduysa, dünyayı titretenlerden bir diğeri, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon, sevgili yaşlı Beşar ona “asker ve polis hareketinin” durduğunu söyler söylemez, ondan “tüm askeri operasyonlara ve toplu tevkiflere acilen” son verilmesini talep ediyor.
Şimdi Suriye halkının büyük ihtimalle dediği gibi, haydi oradan. Peki dün Suriye’den gelen, Lazkiye’de geniş alana yayılmış silah ateşi, birliklerin şehirdeki özel mülkleri yağmalaması, Zabadani’de hastanedeki yatağında tutuklanan adam, Deyrizor’daki hükümet binalarının çatılarında hala bulunan keskin nişancılar ile ilgili haberler neydi? Söylemeye gerek bile yok ki Suriye hükümetinin bunlar hakkında hiçbir bilgisi yoktu.
Ayrıca Kaddafi “insanlığa karşı suçlar” ile itham edilmemiş miydi? Altı ay önce “çekilmiş” olması gerekmiyor muydu? Ve şimdi tabii ki biraz daha kırılgan olan Kaddafi, hala Trablus’da değil mi? Üstelik tüm bunlar aylarca süren NATO bombardımandından ki bu Beşar’ın endişe etmesi gereken birşey değil. Şu işe bak.
Beşar aynı zamanda Washington’un büyük kükreyicisinin benimsediği tuhaf bir mantrayı da farketmiş olacak. Obama Esad’a tekrar tekrar “çekilmesi” -asla “istifa etmesi” değil- ve “yoldan çekilmesi” gerektiğini söyledi; her ne demekse. Merak uyandıracak biçimde Madam Clinton dün öğlen “istifa et” cümlesini kullandı ve kendini hemen “çekil” şeklinde düzeltti.
Büyük ve İyi Olanlar bu cümleleri şans eseri kullanmazlar. Hala ima edilen, Beşar’ın savaş suçları mahkemesi başına bela olmuşken kaçmasındansa “çekilmesinin” ve başkalarının devralmasına izin vererek Suriye’de kalmasına olanak sağlanabileceği. Dünkü kükremenin de tamamen bununla ilgili olduğundan şüphe ediyorum.
***
Beşar için gerçek endişe petrol yaptırımları değil bankalar; özellikle Şubat’ta Suriye Merkez bankasında dış rezervlerde bulunan 12 milyar pound ki bu miktar şu anda haftada yaklaşık 50 milyon pound azalıyor. Mayıs’ta, fiziksel açıdan muazzam olan Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Bağdat’tan ucuz Irak petrolü istedi. 2011’in ilk dört ayında Suriye’nin hesaplarının yaklaşık yüzde 10’u yok oldu; 1.8 milyar pound çekildi ve bunun bir kısmı Lübnan bankalarında.
Neticede kendi halkını kırmaya devam etmek için berbat bir ekonomik iklim. Obama’nın ne dediği kimin umurunda? Kesinlikle Suriyelilerin değil; bu yüzden şimdi ülkenin vilayetlerindeki protestocuları koordine etmesi için bir “Devrim Yönetimi Yüksek Komisyonu” kurmaya çalışıyorlar.
Aslında bu Esad’ı da endişelendirecek; Lazkiye spor stadyumunda, devlet güvenlik polisinin dostane sorgulaması altında dinlenip hoşça vakit geçirmeleri için (maalesef kulağa sömürgeci bir isim gibi gelen) bu “yüksek komisyonun” üyelerinin kimliklerini belirlemek üzere gizli polislerini yollamak zorunda kalacaktır.
Kaynak: Star