Artık Avrupalı diplomatlar Hizbullah'ın "askeri kanadıyla" görüşemeyecekler.
Ayağım yerden kesildi. Sanıyorum "siyasi kanat" -Lübnan parlamentosuna seçilenler- Hizbullah'ın Beyrut'un güneyindeki genel merkezinin ilk katında bulunabilirken Bizim Lübnan'daki Adamımızın ise hiçbir şart altında asansörle, İsrail'e roket atan ve Bulgaristan'da İsrailli turistleri öldüren (belki de bunlar öldürmediler) sakallı çatlakların bürosunun bulunduğu 7. kata çıkmaması gerekiyor. Aman tanrım! İsrailliler bundan memnun olacaklardır.
Bundan en büyük faydayı İsraillilerin elde etmesi bekleniyor. Hizbullah savaşçılarının değeri AB'nin gözünde sıfıra düşecek. Beyrut sokaklarında eğlenen, insanı boğacak derecede sıkıcı Avrupalı diplomatlarla görüşmekte zerre kadar da olsa bir menfaat gören bir Hizbullah savaşçısını hiç görmediğimi bir an unutmama müsaade edin. Artık AB, örgütün Avrupa'daki tüm sakallı destekçilerinin postayla "Hizbullah'a ödeyiniz" yazılı çekler göndermesine müsaade etmeyecek. Bu kesinlikle kötü adamları öldürdü.
Kuşku yok ki, İsrailliler ceset mübadelesi yapılmasını istedikleri zaman kendileri Hizbullah'ın "askeri kanadıyla" temas halinde olmaya devam edecekler. Genelde bu tür mübadeleler iki İsrail askerinin cesedine karşılık 300-400 Hizbullah cesedi nispetinde yapılır. Bu dehşet verici olaylara birkaç kez şahit oldum ve her seferinde "makbul muhatap" aynıydı: Alman istihbarat servisinin başkanı. O hem İsrailliler hem de Hizbullah'la mükemmel ilişkiler sürdürür ve sık sık Lübnan'ı ziyaret eder. Almanya bir AB üyesi olduğu için, Hizbullah'ın "askeri kanadıyla" görüşme yaptığı anlamına gelirse bizim Almanya'nın artık İsraillilere güzel hizmetler sunmayacağına inanmamız mı gerekiyor? Unutun bunu. Alman casuslarının başkanı -İngilizler, Amerikalılar ve diğerleri gibi- "milli menfaatler" ve özellikle de İsrail'in menfaatleri söz konusuysa kötü adamlarla konuşmalara devam edecektir.
Heyhat, ben aynı derecede tekin olmayan bir örgütün, pek de uzun olmayan bir süre önce Birleşik Arap Emirlikleri'nde siyasi suikast düzenlemek üzere gerçek İngiliz pasaportları kullandığını hatırlıyorum. "Askeri kanadının" AB diplomatlarıyla toplantılar yapmaya devam edeceği bu ülke İsrail'dir. Ama o, ölen Şii din adamı Muhammed Fadlallah hakkında müşfik bir günce yazılması için "askeri kanada" değil Beyrut'ta eski İngiliz büyükelçisine ihtiyaç duydu. İngiltere Majestesi'nin Dış ve İngiliz Milletler Topluluğu Ofisi, söylemeye gerek yok, alışılmış özürleriyle küçük düştü. Ama sevinin. AB'nin bu kararı, yaptırımdan ziyade bir şakadır. Rastgele infazlara onay veren bir siyasi lider düşünüyorum. Bu lider, drone olarak adlandırılan harika makineleri kullanır ve ismi de Obama'dır. Biz, "askeri personelimiz" Afganistan'da onun "askeri kanadıyla" yan yana savaşırken kesinlikle onun "askeri kanadıyla" konuşmayı reddetmeyeceğiz.
Biz Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'dan o kadar nefret ediyoruz ki, Şam'daki elçiliğimizden kaçtık ve şimdi Suriye'de neler olduğunu önlemek için komik isimli "Şam Ekibi" adı altında, boş bir gayretle Suriye dışında çalışıyoruz. Şimdi de Hizbullah'la temasımızı keseceğiz. Bravo. Berbat oldukları kesinlikle ispatlandığı zamanlarda bile bu kötü adamların pis nefesini solumaya devam ettiğimiz zamanlar oldu. Avusturya'yı silip süpüren sonra da Çekoslovakya'yı silip süpüren, Polonya'yı da silip süpürmeye başlayınca gerçekten çok kızdığımız, aynı gövdeydi, değil mi? Ama en azından biz kötünün ne olduğunu biliyorduk. O, Prag'a yoldaşlarını Hizbullah'ın yoldaşlarını Kuseyr'e gönderdiklerinden daha tantanalı bir şekilde gönderdi. Ve biz Berlin'de onun "siyasi kanadıyla" 3 Eylül 1939'a kadar tanışıktık. Sanırım zaman değişiyor.
Kaynak: The Independent
Dünya Bülteni için çeviren: Arif Kaya