Bir zamanlar, demokratik hükümetlerin “teröristlerle” anlaşma yapmadığı bir dünyada yaşıyorduk. Hiçbir ülke bu saçmalığı İsrail kadar desteklemedi. Ve hiçbir İsrailli lider, mantrayı B Netanyahu Bey kadar sık tekrarlamamıştır. Ne de olsa, Amerika “teröristlere” asla “boyun eğmedi”. İngiltere tarafından asla bir anlaşma yapılmayacaktı.
Hatta, Tanrı korusun, eğer Fransa bir Fransız rehine için 1000 tutukluyu serbest bırakacak olsaydı, Obama, La Clinton ve Cameron, Fransızlar’ın korkaklığına duydukları öfkeyi yüksek sesle dile getirirlerdi. Fakat dün Washington veya Londra’dan, İsrail’in sözde “terörist” düşmanlarıyla son “anlaşması” hakkında tek bir ses bile gelmedi: Bir İsrailli asker için 1027 Filistinli.
Dünya üzerindeki tüm devletler arasında, düzenli olarak hepsinden fazla “pes eden” veya “terörist” talepleri üzerine “pazarlık yapan” İsrail. Hızla geçmişe bir bakalım: İsrail 1985’te, Lübnan’da ele geçirilen üç İsrail askerine karşılık 1150 tutukluyu serbest bıraktı. 1998’de, ondan önceki yıl öldürülen bir İsrail askerinin cenazesi için İsrail 65 tutukluyu serbest bıraktı ve 40 Hizbullahçının cesedini teslim etti. Güneyde bir Lübnan köyünde onlar için düzenlenen korkunç cenaze alaylarını izledim; cesetler öyle kötü kokuyordu ki aileler bir yandan matem içinde ağlarken, kokudan mideleri bulanmıştı.
2004’te; bir polisi, bir İsrailli sivili ve onun dört yaşındaki kızını öldürmekten hüküm giymiş Samir Kantar’ın kibirli figürünün, İsrail’den Lübnan sınırını özgür bir adam olarak geçişini izledim. Yanında, Hizbullah tarafından Beyrut’ta tuzağa düşürülmüş bir İsrail ajanına karşılık bırakılmış iki traktör dolusu Hizbullahçının cesedi vardı. Lübnan’da kahraman ilan edildi.
Ve böyle devam ediyor. Otuz yıl içinde İsrail, 19 İsrailli tutsak ve dört İsrail askerinin cenazesine karşılık 7000 tutukluyu serbest bıraktı. Ne takas oranı ama! İronik biçimde İsrail’in, 2006’da Gazze’de ele geçirilmiş olan İsrail askeri, Gilad Shalit’e karşılık 1027 Filistinli’yi serbest bırakması, bir İsrailli’nin hayatının 1300 Filistinli’nin hayatına bedel olduğunu gösteriyor. Bu 13 İsrailli’nin öldürüldüğü 2008-09 işgalinde, Gazze’de öldürülen Filistinliler’in sayısına neredeyse eşit.
***
Tuhaf biçimde İsrail, askerlerinin neden Shalit’in Gazze’de nerede tutulduğunu keşfedemediklerini hiç açıklamadı ve çoğu gazeteci de hiç sormadı. Bu İsrail’in büyük çaplı askeri yetersizliğinden kaynaklanıyor olmalı; eğer kaybolan asker kısa yoldan Gazze tünellerinden Mısır’a götürülmediyse. Belki serbest bırakıldığında bize söyler.
Son otuz yıl içinde rehine değiş tokuşları, Uluslararası Kızıl Haç, Alman İstihbarat Servisi, Birlemiş Milletler ve şimdi de Mısırlılar tarafından düzenleniyor. Her zamanki gibi “başarısı” ile böbürlenen Hamas dilini tutmayı seçebilir. Şu anda düzenlemeler gösteriyor ki Shalit’e karşılık şimdilik 500, ‘daha sonra’ ise 527 Filistinli alacaklar. 10 yıldan uzun zaman önce, BM benzer bir değiş tokuş düzenlemişti. Rehine değişimi sırasında Lübnanlı tutukluların yarısı eve dönmüştü; sonra İsrail geri kalan yarısını tutmaya karar vermişti.
BM’nin özel arabulucusu bana bizzat, bunu o zamanın BM Genel Sekreteri’nin dikkatine sunduğunda, onun kalan tutuklular için “Onları unut” dediğini söyledi. Şüphe yok ki Hamas da aynı derecede acımasız olabiliyor. Şu anda muhabirleri ve diğerlerini Gazze Cumhuriyeti’ni ziyaret etmeden önce “vize” almaya zorladıkları için bilemeyiz.
Her halükarda “teröristlerle” anlaşmak kirli ve rezil bir iş. İkiyüzlülük sözcüğünü telaffuz etmeyin. Ve Obama’nın bir söz söylemesini beklemeyin. Ne de olsa zavallı adam yeniden seçilmeye çabalıyor.
Kaynak: Star