Birmanya'nın Kuzey Kore'yle nükleer silah için işbirliği yaptığı iddiası korkunç. Halkına gıda vermeyen rejimin milyonlarca sterlini bu işe ayırması tüyler ürpertici...
Birmanya'dan kaçan iki sığınmacının, kapalı kutu askeri rejimin Kuzey Kore'yle nükleer silah yapmak amacıyla işbirliği yaptığına dair anlattıkları herkesin tüylerini diken diken etmeli. Hiç kuşkusuz bunlar sadece iddia. Dahası, bu kişilerin iddiaları doğru çıksa bile, Birmanya bu teknolojiyi elde etmek bakımından Kuzey Kore, Libya, hatta İran'ın bir hayli gerisinde. Anlaşıldığı kadarıyla hedeflenen tarih 2014.
Fakat stratejik bir bakış açısından, bu generallerin çok da uzak olmayan bir gelecekte böyle önemli bir gücü elde ettiğini düşünmek rahatsız edici olduğu kadar kaygı verici. En başta, halkına doğru düzgün gıda veya elektrik sağlayamayan bir rejimin nükleer teknoloji elde etmek için milyonlarca sterlin harcadığını düşünmek tuhaf bir şaka gibi.
Yabancı merkezli birçok Birmanyalı insan hakları grubunun dikkat çektiği husus da en az bunun kadar önemli: Geçmişteki tecrübeler, nükleer silah sahibi olmanın en anti-demokratik rejimlere bile uluslararası arenada yeni bir meşruiyet halesi sağladığını gösteriyor.
Kuzey Kore bunun örneklerinden biri. Dıştan dayatılan 'rejim değişikliği' için bir aday seçin deselerdi, bu acımasız esir kampı o adayın ta kendisi olurdu. Fakat Britanya Birmanya Kampanyası adlı kuruluşun da işaret ettiği gibi, Pyonyang nükleer silah elde ettiğinden bu yana vurgu 'rejime, insan haklarını görmezden gelse bile, nükleer silahlardan vazgeçmesi için etkin bir biçimde rüşvet vermek' üzerinde odaklanıyor. Ayrıca bu paranoyak rejimleri kötü yola teşvik etmenin Batı'ya nadiren bir şeyler kazandırdığına dikkat çekiyorlar. Kuzey Kore'nin bu tür bir kur yapma politikasına verdiği karşılık, masaya daha fazla para sürüp daha çok taviz talep etmekten öteye geçmedi.
Batı Birmanya'ya karşı da aynı yolu izlerse yazık olur. Rejim Batı'nın ülkedeki demokrasi yokluğuna dair baskısını pekâla kaale almayabilir. Fakat dış dünyanın Birmanya'nın hapisteki demokrasi yanlısı lideri Aung San Suu Kyi'ye hasrettiği ahlaki sempati en azından Birmanya'daki insan hakları sorununu gündemde tutuyor.
Bir başka soru Birmanyalı generallerin nükleer teknolojiyi güvenli şekilde kullanıp kullanamayacağı ya da bazı uzmanların korktuğu üzere, muhtemel sonucun bir Çernobil olup olmayacağı. Dünyanın Birmanya'yı yakından takip etmesi ve Kuzey Kore'yle ilgili yaptığı hataları tekrarlamaması gerekiyor. (Başyazı, 3 Ağustos)
Kaynak: Radikal