Lübnan başkalarının hırslarının aracı olmaktan kurtulamıyor. Hizbullah Suriye ve İran, hükümet de ABD, İsrail ve Suudi Arabistan tarafından kullanılıyor

30 yıllık iç savaş, istila ve ihtilaftan sonra, zavallı Lübnanlıların barış ve yeniden inşayla geçecek bir dönemi hak ettiğini düşünebilirdiniz. Fakat görünüşe göre böyle bir dönem yaşanmayacak. Önce 2006'daki İsrail istilası geldi, şimdi de Şii ve hükümet yanlısı güçler arasında aniden patlak veren şiddet.

İlk kıvılcımların dün en azından Beyrut'ta söndürülmüş göründüğü doğru. Fakat, Dürziler ve Hizbullah Trablusam'ın kuzeyindeki dağlarda üst üste çatışmalara girerken, kavganın yayıldığına dair hiç de hayra alâmet olmayan işaretler de vardı. Ve iki taraf da ordunun dayatmasını en azından ana bölgelerde kabul etmiş görünse de, bunun çözülmekten çok uzak haldeki bir iktidar ihtilafında bir anlık duraklamadan ibaret olmadığına inanan pek az insan var. Gerçekten de, çatışmaların temelinde yatan farklı dini gruplar arasındaki üstünlük tartışmasının, taraflardan birinin galip olarak ortaya çıkacağı gerçek bir mücadele yaşanmadan çözülmeyeceğinden hâlâ korkanlar var.

Durumun böyle olmadığı veya olması gerekmediği sadece umulabilir. Çeşitli hiziplerin, amaçlarının peşine mümkün olan her türlü araçla düşmeye niyetli olduğundan şüphe edilmemeli. İsrailli işgalcilere karşı savaştan yeni galip çıkmış Hizbullah'ın Şii güçleri, hükümette eski anayasanın izin verdiğinden daha fazla söz istiyor. Hıristiyan ve Dürzilerin desteklediği hükümetse, Hizbullah'ın sivil topluma entegre edilmeden önce silahsızlandırılması gerektiğinde ısrarcı. Ve tüm bunların üzerinde hâlâ, eski başbakan Refik Hariri'ye düzenlenen suikast ve Suriye'nin bu olaydaki sorumluluğu çözülmemiş halde duruyor.

Lübnan'ın kaderi, sürekli başkalarının hırslarının aracı olmak. Hizbullah, İran'la Suriye'nin desteğine sahip; İran örgütün yükselişini bölgedeki çıkarlarını genişletmesinin, Suriye de Lübnan'daki nüfuzunu sürdürmenin aracı olarak görüyor. Hükümetse, Hizbullah'ın yenilmesini İran'ın etkisiyle savaşmanın bir yolu sayan ABD'yle İsrail'in yanı sıra, Lübnan'ı Şiilerle Sünniler arasındaki kavgada bir ön cephe sayan Suudi Arabistan'ın desteğine sahip. Arap Birliği bile, Suudilerle Mısırlıların bir tarafa olan bağlılıkları nedeniyle lekelenmiş halde. Lübnan, dış güçler kendi amaçları nedeniyle iç işlerine karışmayı kesmedikçe ve ülkedeki hizipler kendi uyumlarını kendileri sağlamadıkça barış göremeyecek.

Kaynak: Radikal