Türkiye, dış politikasının vazgeçilmez unsuru ABD ile AB’deki en büyük destekçisi İsveç’teki ‘Ermeni soykırımı’ tasarıları karşısında, sıkı duruşunu bozmaksızın müttefikleriyle ilişkilerinde olası tahribatları önleme çabasında. Özellikle ABD Temsilciler Meclisi Dış ilişkiler Komitesi’nde kabul edilen ‘Ermeni soykırımı’ tasarısının genel kurula taşınmayacağından emin olmayan Ankara’nın gerekli teminatları almaksızın, danışmalar için çağırdığı Washington Büyükelçisi Namık Tan’ı geri yollamaya niyeti yok. Başbakan Tayyin Erdoğan’ın da nisanda ABD’deki nükleer zirveye gitmesi bugünden yarına olasılık dahilinde görünmüyor.
Gelişmelerle ABD yönetiminin umduğunun aksine Türkiye’nin Ermenistan’la ilişkilerini normalleştirmesi öngörülen iki protokolün onay sürecini tamamlaması iyice zora girmiş görünürken, üst düzey Türk diplomatik kaynaklara göre Ankara’nın pozisyonu şöyle:
* Protokoller TBMM’den çekilmeyecek. İmzalarken üç hedef vardı: ‘İki devlet arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi, iki halk arasında normalleşme ve Güney Kafkasya’da Dağlık Karabağ’da çözüm sürecine girilmesiyle Azeri-Ermeni barışı dahil barış ve refahın yolunu açmak.
* Ermenistan Anayasa Mahkemesi protokollere şartlı onayıyla öngörülen tarih komisyonunu kısıtlayıcı ve sakatlayıcı bir elbise giydirildi. Konu ABD ve İsviçre’ye de ilettilip, Türk tarafının görüşü kayda geçirildi. Yapılan açıklama protokolleri öldürmek değil, yaşatmak için.
* Dağlık Karabağ’ın çözüm süreci önşart değil, siyasi gereklilik. Karabağ’ın meseleyle ilgisi herkesin malumu. Türkiye’nin protokollere imzası AGİT bünyesindeki Minsk sürecine ivme kazandırdı. Dağlık Karabağ’da çözümün tüm parametleri ortada. Çerçeve anlaşmasını hemen akdetmek mümkün. Önemli olan fırsatları kaçırmamak.
* Azerbaycan ihmal edilmedi. Dağlık Karabağ süreci hareketlenince Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev Türkiye’ye teşekkür etti. Bakü çıkarları doğrultusunda hareket ediyor. Türkiye’nin Azerbaycan karşısında ezik durmasına gerektirmeyecek şekilde sorumlu davrandı.
ABD’nin Sarkisyan’a mesajı bekleniyor
* ABD’de tasarı Dış İlişkiler Komitesi’nde oylanmadan Dışişleri Bakanı Ahmed Davutoğlu, Kiev’de Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan’la görüştü. 5 dakika planlanan görüşme 1.5 saat sürdü, yüzde 90’ınında Karabağ konuşuldu. Yarısına ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Phil Gordon da tanıklık edip Karabağ’ın konuşulmasını şaşkınlıkla izledi. ABD yönetiminin buna rağmen ‘soykırım’ tasarısına son dakikaya dek müdahale etmemesi Türkiye’nin meseleyi büyütmeyeceği kanaatinden kaynaklandı. Nitekim yönetim Türkiye’nin tepkisini algılar algılamaz harekete geçti. Art arda tasarıyı eleştiren ve genel kurula gelmeyeceğini belirten beyanatlar yapıldı. Sarkisyan Washington’daki nükleer zirveye katılacak. Türkiye burada kendisine gerekli mesajın verilmesini bekliyor.
* Büyükelçinin çağırılması memnuniyetsizlik ifadesi. ABD ile her tür iletişim kanalı açık. Bu aynı zamanda dünyaya bir mesaj. Elçi istişareler için çağrıldı ama geri çekmek de mümkün. Duruma göre karar verilecek.
*ABD yönetimleriyle ilişkiler dünya ekonomik ve siyasi sistemindeki tüm ülkeler için vazgeçilmez. Türkiye ilişkilerini korumak için tepki gösteriyor. ‘Soykırım’ tasarısının genel kurula gelmeyeceği söyleniyor ama belirsiz. Amerika’da ara seçimler var ve 24 Nisan’daki başkanlık açıklamasının meçhul olması Türkiye’yi ihtiyata sevkediyor.
* Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ABD ziyareti iptal edilmedi, uygun zamanda planlanacak.
* İsveç parlamentosu, ülkede yaşayan Süryani kökenliler yüzünden siyasi tavır aldı ancak hükümeti pişmanlığını dile getirerek telafi yoluna gitti.
* Tarihe dair algıları değiştirmek kolay değil. Adil hafızaya ulaşmak gerek. Zorla hafıza empoze edilemez.
* Rusya’nın tavrı çok önemli.
Kaynak: Radikal