Kongre'deki Demokratların, ABD'yle Irak'ın yapacağı güvenlik anlaşmasına neden karşı çıktığını anlamak zor. 'Kalıcı üs' iddiası gerçekçi olmadığı gibi, Irak'la iyi bir stratejik ortaklık kurmak İran'ın bölgesel etkisini kırar
Washington'dakiler pek farkına varmamış olsa da, Irak'ın Şii hükümeti geçen hafta İran'a ve Ortadoğu'ya güçlü bir mesaj gönderdi. Koalisyonu genellikle bir İran maşası olarak tasvir edilen Irak Başbakanı Maliki, İran'ın dini lideri Ayetullah Hamaney'le görüşmek için Tahran'ı ziyaret etti. Hamaney açık açık, Irak'ın 'en önemli probleminin' ABD askerlerinin süren varlığı olduğunu belirtti. Hameney Maliki'ye, Bush yönetimiyle, Irak'la ABD arasındaki 'stratejik bir çerçevenin' şeklini belirleyecek ve Amerikan güçlerinin, BM yetkilendirmesinin yıl sonunda süresini doldurmasından sonra da kalmasını sağlayacak bir anlaşma paketini müzakere etmeyi bırakması yönünde baskı yaptı.
Maliki bunu reddetti. İranlı evsahiplerini, Irak'ın İran'a karşı bir Amerikan saldırısının başlatılma üssü olmayacağı yönünde temin etti. Fakat basın toplantısında da anlamlı bir biçimde, ABD'yle stratejik ortaklık müzakerelerinin süreceğini söyledi. Irak başbakanı aynı sözü, 'görüşmelerin çıkmaza girdiğini' söylediği cuma günü bile tekrar ediyordu. Aslında, Maliki ülkesinin bir İran uydusuna dönüşmek istemediğini, güvenliğini garanti etmesi için yüzünü ABD'ye çevirecek bağımsız bir Arap devleti olmak istediğini söylüyordu.
Bu durum, İran'ın Ortadoğu'ya hâkim olmaya yönelik çabasına karşı koyma noktasında, hem ABD Başkanı Bush'un, hem de Demokratların Başkan adayı Obama'nın 'acil' diye nitelediği görev açısından açık bir Amerikan kazanımı olarak görünüyor. Dünyanın ikinci en büyük petrol rezervlerine sahip ve Ortadoğu'nun stratejik bir temel taşı olan Irak, İran'la ilişkileri sıcak kalsa bile savaş ve hengâmeyle geçen son beş yıldan bir Amerikan müttefiki olarak çıkabilir.
Dolayısıyla, Kongre'deki Demokratların, Amerika-Irak anlaşmasını daha kağıda bile dökülmemişken kınamakta neden Hameney'ye katıldığını anlamak güç. Demokrat Senatör James Webb gibi anlaşmayı eleştirenler, Irak'la 'Kore-Japonya tarihine benzeyen' bir anlaşmayı kotarma peşinde olabileceği için Bush yönetimine öfkelendiklerini söylüyorlar. Cumhuriyetçi başkan adayı McCain'in, Amerikan güçleri kayıp vermeseydi,
Japonya ve Güney Kore'de yaşandığı gibi Irak'ta da daha onlarca yıl kalabileceği önerisi karşısında şoke olduklarını savunuyorlar. Bununla birlikte, Amerika'nın Japonya ve Güney Kore'le ittifakları, tarihindeki en başarılı ittifaklardır. Irak'la benzer bir bağ inşa etmenin imkânsız olduğunun ortaya çıkma ihtimali bulunsa da, Demokratların buna
neden prensipte karşı çıktığını anlamlandırmak zor.
Aslında, müzakerelerle ilgili tartışmanın çoğunluğu yanlış bilgilendirmeden kaynaklanıyor ki, bu bilgilerin bir kısmını da İran'ın Irak'taki maşaları yayıyor. Bush yönetiminin Irak'ta pekçok kalıcı üs kurmaya çalıştığına dair iddialar söz konusu. Gerçekte Irak sadece, Amerikan güçlerinin operasyonda bulunmasına izin verilecek üslerin söz konusu anlaşmada listelenmesini talep etti. Varılan anlaşmaların ABD 'işgalini' sonsuza dek sürdüreceği öne sürülüyor. Aslında, anlaşmalar ABD?askerlerini BM yerine Irak hükümetinin egemenliğine tabi kılacağı için tam tersi yönde önemli bir adım olacak.
ABD Irak'ı dış saldırılardan korumak yönünde resmi bir söz verecek olsaydı, Kongre'nin bu paktı değerlendirip onaylaması uygun düşerdi. Şimdilik tek risk, İran ve müttefiklerinin Maliki'ye ABD'yle bir ortaklıktan geri adım atması yönünde baskı yapması. Böyle bir durumda, İran kendisini Irak'ın savunucusu ve stratejik müttefiki yapma çabalarını hızlandırır. Bu durum da, Ortadoğu'nun kalanında devasa etkiler yaratır. Demokratların istediği şey bu olmasa gerek...
Kaynak: Radikal