Bir yıl önce bugünlerde Hamas, El Fetih'i saf dışı ederek Gazze'de kontrolü ele geçirmiş ve İsrail-Filistin ihtilafının Gazze boyutunda yeni bir dönem başlamıştı.
Bu dönemde İsrail Gazze'ye abluka uygulamaya başlamış, havadan ve karadan yaptığı saldırılarla yüzlerce kişiyi öldürmüş, binlercesini yaralamış, Gazze'de hayatı çekilmez hale getirmişti.

İsrail'i bu acımasız yola iten de şüphesiz Gazze'den İsrail'in güney bölgesine, özellikle de Sderot kasabasına atılan binlerce Kassem füzesi ve havan mermileriydi. Bir yıl içinde söz konusu yerlere 2000 civarında füze ve havan mermisi düşmüştü. Bu yıl içinde 4 İsraillinin ölümlü, onlarcasının yaralanmasına yol açan, düne kadar da durmayan bu füze ve mermiler yüzünden İsrail'in güneyinde oturanlar için de hayat çekilmez hale gelirken İsrail hükümeti de ağır eleştiri ve protestolara muhatap olmuş, sonuçta büyük baskı altına girmiş, siyasi anlamda kan kaybı yaşamaya başlamıştı.

Kısacası, hem Hamas ve Gazze halkı ve hem de İsrail hükümeti ve güney İsrail'de yaşayanlar için statüko sürdürülemez hale gelmişti. Nitekim bunun böyle olduğu dün taraflar arasında açıklanan ateşkes (tahadiye) anlaşmasıyla da ispatlanmış oldu.

Mısır'ın aracılığıyla aylardır sürdürülen görüşmeler sonucu varılan ateşkes anlaşması bugün sabah yürürlüğe girmiş olacak ve ilk olarak Gazze'den İsrail'in güneyine atılan füze ve havan mermileri artık atılmayacak; füze ve havan ateşi son bulacak... Anlaşmanın ayrıntıları tam anlamıyla bilinmemekle birlikte şu ana hususların anlaşmada yer aldığı söyleniyor:

Anlaşmanın yürürlüğe girmesinden 24 saat sonra İsrail ablukayı gevşetecek, İsrail'den Gazze'ye geçiş noktalarında rahatlama sağlayacak. Beş gün sonra İsrail'den Gazze'ye ticari ve lojistik geçişlere imkân veren iki kapıyı trafiğe açacak. Bunlar Sufa ve Karni kapıları olacak. İki hafta sonra Mısır bütün taraflarla Gazze'den Mısır'a geçişi sağlayan Refah sınır kapısının geleceğini görüşmeye başlayacak.

Malum bu kapı çoktandır kapalı bulunuyor ve kapının açık olmasını sağlayan anlaşma da geçersiz bulunuyor. Söz konusu anlaşmaya göre, kapı El Fetih, Mısır ve Avrupa Birliği görevlileri tarafından ortak olarak denetleniyor, İsrail de kapıda kurulan kamera sistemleriyle trafiği gözlem altında tutuyordu. Ancak bu yıl başlarında Hamas'ın kapıyı kırıp açması, bunun sonucunda Avrupa Birliği gözlemcilerinin bölgeyi terk etmesi, El Fetih'in de denetimden uzaklaştırılması ve Mısır'ın kendi tarafındaki kontrolü güçlendirmesiyle birlikte Gazze'nin dış dünya ile irtibatı da aylardır kesilmiş bulunuyor ve Hamas da kapının açılmasını ateşkes şartlarından en önemlisi olarak görüyordu.

Bu yüzden taraflar arasında bundan sonra yürütülecek müzakerelerde bu kapının hangi şartlarda açılması konusunun en çetin konulardan biri olacağı bugünden kolaylıkla söylenebilir. Ayrıca kapının açılmasının Gazze'de esir tutulan İsrailli onbaşı Gilad Şalit'in serbest bırakılmasına da bağlı olduğu söyleniyor. Ancak hem Mısır ve hem de Hamas, Şalit konusunun Refah ile bağlantılı olmadığını, bunun bağımsız bir konu olduğunu söylüyorlar. Esasen Şalit konusu İsrail'de tutuklu bulunan Filistinliler ile alakalı her şeyden önce. Bu konuda İsrail ne düşünüyor, şu aşamada tam belli değil. Bu yüzden bu konunun açıklığa kavuşması için belli bir sürenin geçmesi gerekiyor.

Bugünden görüldüğü kadarıyla hem İsrail'in güneyini ve hem de Gazze'yi belli bir sükunete ve rahatlamaya kavuşturacak olan ateşkes sonucu her iki taraf da kazançlı çıkacak: İsrail füze ateşini durdurmuş, Hamas da ekonomik rahatlamayı nispi olarak elde etmiş ve İsrail saldırılarını durdurmuş olacak.

Umarız sürdürülemez statükonun tarafları zorlaması sonucu varılan ateşkes bozulmaz ve uzun vadeli kalıcı anlaşmalara yol açar.

 
Kaynak: Zaman