Kabile lideri Sadık El Ahmer’in evinin hükümet güçleri tarafından bombalanması, Yemen’de iç savaş kıvılcımının patladığına işaret ediyor. Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in ülkedeki halk devrimini ve muhalefetle kendi çekişmesini sonlandırmak için barışçıl girişimlerin üzerini örtme kararı, bu durumu teyit ediyor.
Salih, ait olduğu aşiretin liderliğiyle ilişkisine dayanarak, iktidarda 30 yıldan fazla bir süre kaldı. Bu denklemin özeti şu: Yemen liderliği senin, kabile liderliği, parlamento başkanlığı, ticaret ve iş sektöründen büyük bir pay da bizim. Merhum kabile lideri Abdullah El Ahmer, liderlik vasfını bu denklemi ve Yemen’deki istikrarı koruyarak ve diğer kabilelerle çatışmaksızın yönetimde kalmak için kullandı. Şeyh Ahmer öldükten sonra, bu denklem aşınmaya başladı. Başkan ve çevresindekilerin yolsuzlukları ve iktidarı tekeline alması, buna katkıda bulundu.
Kabilelerin rolü büyük
Merhum kabile liderinin oğulları, bu denklemi kabul etmedi. Özellikle de Salih’in, yönetimi oğlu Ahmed’e bırakma, güvenlik ve askeri mevkilerin liderliklerini yeğenlerine dağıtma girişiminden sonra... Bu nedenle babalarının ölümünden sonra, rejimle ateşkesi bozma eğiliminde oldular. Kendilerini iktidara daha layık gördüler. İlk günden itibaren halk devrimine katıldılar. Sadık El Ahmer de babasının halefi oldu. Salih’in sözcüleri, Şeyh Ahmer’in evinin bombalanmasının bir misilleme olarak gerçekleştiğini belirtiyor, ancak bu haklı bir gerekçe değil.
Salih, kendi kabilesinin lideriyle bağları kopardı ve ateşkesi sonlandırdı. Bu kumar, kendisi ve Yemen’in istikrarı için çok maliyetli olabilir. İç savaş patlak verirse, durdurulması zor olur. Salih’in devrimi sonlandırmak ve dostların içindeki düşmanların kimliğini belirlemek için böyle bir adım attığı ortada. Fakat bu adımı kafa karışıklığıyla attı ve meçhule gidiyor.
Kendisine saygın bir gidiş sağlayan Körfez barış girişimini imzalamamak için tüm manevra yöntemlerini tüketti. Bu yüzden son kartını, yani halk devrimini bitirmek ve heybetini geri almak için güvenlik çözümlerini kullanma kararı aldı. Fakat bu tehlikeli adımın, iç savaşı patlatmakta muzaffer olamayacağı ortada. (Londra’da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, Başyazı)
Kaynak: Radikal