Bir grup Yemenli gösterici, ‘Başkanın düşürülmesini istiyoruz’ diye ve diğer bir grup da ‘Başkana canımız feda’ diye slogan attığında, ülke iki sokağa bölündü. O zaman Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih, kendi yandaşlarını selamlıyor ve gitmesini isteyenlere “Siz gidin” diyordu. Kendisini destekleyenlerin yüzde 95, diğerlerininse yüzde 5 olduğuna dayanarak, bunu bizzat söyledi. Yalnız bu hesap, pek gerçekçi görünmüyor. Öyle olsa, Salih endişelenip çözüm aramazdı.
Salih’in destek kaybı
Hatta başkanın en azılı düşmanları bile, çıkarlarla dolu otuz yılın mirasını göz önüne alarak, Salih’in bazı çevrelerde ve bölgelerde hâlâ desteğinin olduğunu kabul ediyor. İki cumadır Salih’i desteklemek için sokaklara dökülen kalabalık, bir kıstas olmayabilir. Spontane biçimde gelenlerle kendi hür iradesi dışında vazife ve güvenlik dolayısıyla gelenleri ayırt etmek zor. Rejimin güvenlik kabzası hâlâ güçlü ve ‘sessiz çoğunluk’ bildiği şeyi seçiyor. Her halükârda ‘Halk Kongresi’ devlet partisi olarak kalıyor, yani bütün kaynaklarını ve gücünü insanları seferber etmek ve gösteriye gelmeleri için kullanıyor.
Analizler, Salih rejiminin yönetime arka çıkan destekleri kaybettiğinde hemfikir. Keza büyük aşiretlerin desteğini de kaybetti; dini cemaatlerden kabul göremedi; bazı üst düzey tugay subayları da değişim isteyen halkın yanında yer aldı. Başkanın düşmanları gün geçtikçe artıyor, yandaşları da azalıyor. Peki niçin hâlâ iktidara tutunuyor? Baskın görüş, Salih’in kendisinin düşmesi durumunda Yemen’in her an patlayacak saatli bir bombaya dönüşeceğini düşündüğü yönünde.
Manevra çabaları boşuna
Protestocularsa başkanı meşru görmüyor, zira Salih, 32 yıl boyunca koltuğunda meşru olduğu için değil, güçlü olduğu için kaldı. Ülkeyi güvenlik kanalıyla yönetti. Sonra güvenliği, oğullarının tekeline aldı.
Salih, rejimine beklenmedik bir Kaide desteği de kazandırdı. Kaide, onun sayesinde uluslararası ilgiyi geri aldı. Yemen’in terörle savaşında desteklenmesi için uluslararası konferanslar yapıldı. Fakat bu savaşa girmek yönündeki dış destek ihtiyacına rağmen, uluslararası ortaklar Salih’in dönüşlerinden yoruldular ve belirli hedeflere götüreceğine güvenmedikleri için vaat ettikleri paraları vermediler. Salih’in Kaide’ye düşmanlığını ve bu örgütle mücadeledeki kararlılığını gösterdiği şüphesiz, ancak örgüte nesnel bir müttefik gibi muamele etti. Zira örgüt olmadığı zaman uluslararası desteği kaybedecekti. ABD’nin Salih’in iktidarı teslim etmeyi hızlandırması için baskı yapmamasının en önemli etkenlerinden biri de Kaide.
Salih, fırtınayı hissedince ödünler verdi; başkanlık için tekrar aday olmayacağını ve yerini oğluna bırakmayacağını taahhüt etti, ancak halkın büyük kısmının artık bu manevralara inanmadığı gerçeğine tosladı. Salih’in iktidar geçişi için sunduğu tüm planlar güvenlik rejiminin değiştirilmesini imkânsız kılarken, halk rejimin değiştirilmesini istiyor. (Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi İttihat, 5 Nisan 2011)
Kaynak: Radikal