Güney Afrikalı Yahudi yargıç Richard Goldstone Gazze savaşıyla ilgili BM raporunu savunurken sözlerini "Bizler hukukun gücüne ve silahlı ihtilaflar sırasında sivillerin haklarının azami düzeyde korunması ilkesine inanıyoruz" diye bitirmişti.

Goldstone, ABD ve İsrail'in bu raporun görmezden gelinmesi için herkese niçin baskı yapmaya çalıştığına açıklık getiriyordu bir anlamda. Kaydedilmesi gereken tek açıklamaysa, uluslararası toplumun hukukun gücüne inandığını bile iddia edemeyecek halde olması.

Goldstone raporunun bazılarının ifadesiyle 'cellatla kurbanı aynı kefeye koyması' bile fayda vermedi. Bu rapor Arap-İsrail ihtilafının başlangıcından bu yana tür itibariyle bir ilk. 1996'da Kana katliamı hakkında hazırlanan rapor bile İsrail'i insanlık karşıtı savaş suçları işlemekle suçlamamıştı.

Arapların Goldstone raporuna yönelik tutumuysa ilk andan bu yana konuyla ilgilenmedikleri yönünde bir izlenim veriyor. Bir diplomat rapora yönelik Arap ilgisinin sadece kulislerde görüldüğünü, ancak Arapların raporu kullanma ve etkinleştirme çabası içine girmediğini belirtiyor. Bazılarıysa raporun uygunsuz bir zamanda geldiğini ifade ediyor.

Peki İsrail'in yerleşimlerin durdurulması yönündeki Amerikan baskılarını kırmakta ve Başkan Barack Obama'nın barış girişimini canlandırma çabasıyla gündeme getirdiği kavramları boşa çıkarmakta başarılı olduğu şu zamandan daha uygunu var mı?

Daha da ilginci şu: Obama yönetimi raporu reddetti. Burada ABD kendisini savunduğu oranda İsrail'i korumaya çalışıyor. Bu tutumun İsrail'e stratejik müttefik olarak muamele eden Amerikan siyasetindeki değişmezlerden biri olduğunu söylemek yeterli değil. Zira burada herşeyden önce, uluslararası hukuka veya adalete ABD ve müttefiklerinden hesap sorma yetkisi verilmesine karşı ilkesel ve tarihi bir ret söz konusu. Fakat Filistin Yönetimi'nin tutumu daha da skandal boyuttaydı.

Goldstone raporunu hafife almak siyasi, ahlaki veya insani değil. Oysa bütün dünya kendisine karşı olsa bile Filistin Yönetimi'nin raporu benimsemekte ısrar etme gerekçesi vardı.

İsrail'in savaş suçları ve insanlık karşıtı suçlarla kınanması siyasetten ayrı bir şey. Araplar uluslararası çevrelerden adalet bekliyor, ancak bu bir nebze de olsa gerçekleştiğinde hemen başlarını kuma gömüyorlar. (Katar gazetesi Raye, 5 Ekim 2009)

Kaynak: Radikal