Mısır'ın en güçlü ve parlamentoda en fazla temsil edilen muhalif partisi Müslüman Kardeşler cemaati, kendi içindeki en önemli yürütme kurulu olan İrşad Konseyi'nin seçim sonuçlarını açıkladı. Sonuçlara göre, cemaatteki muhafazakâr akım yönetim kademelerinin çoğunluğunu ele geçirdi.
Konseyin eski üyelerinin çoğunluğunun kazanması veya Isam Aryan gibi yeni yüzlerin konseye girmesi şaşırtıcı olmasa da, genel sekreter yardımcısı Muhammed Habib ve Abdul Munim Ebul Fütuh gibi önemli isimlerin seçilememesi bir sürprizdi.
Arap ve Batı medyasınınsa genelde muhalif, özelde de İslamcı muhalif partilerdeki yeni bir olguyu, yani şeffaf bir yöntem kullanılmasını yansıtan bu seçime yeterli ilgiyi göstermemesi de ironikti.
Demokrasiye önem veren çoğu gözlemci, İslami cemaatlerin ve özellikle de Müslüman Kardeşler'in demokrasiye düşmanlık beslediğini düşünüyor. Bu suçlama bazı durumlarda doğru olsa da, bütün Arap ülkelerinde İslamcı partilerin sandıkla iktidara gelmesine dair bir korku olduğunu da hatırlatmak gerek. 1990'ların başında Cezayir'de İslami Kurtuluş Cephesi'nin (FIS) kazandığı kesinleşince seçimler iptal edilmişti. Müslüman Kardeşler'in de son seçimde parlamentodaki koltukların üçte birini kazanmasını engellemek için her türlü baskı yapıldı.
Hamas'ın dört yıl önce Filistin parlamento seçimlerini kazanması belki de tek istisnaydı.
Diğer yandan, bazıları belki Müslüman Kardeşler seçimlerinin yöntemine yine de itiraz edebilir; zira seçimler herşeye rağmen tam demokratik uygulamalara göre yapılmadı. Üyeler oylarını herkesin önünde kullandı, ancak cemaat şartlarının ve hükümetin baskılarının dikkate alınması gerekti.
Müslüman Kardeşler lideri Mehdi Akif'i de unutamayız. Akif görev süresinin ikinci kez uzatılmasını reddederek ve yaşının 80'e dayandığını, alanı genç yönetime açmak gerektiğini belirterek bir örnek sundu. Bu durum iki yıl sonra 80'ini aşacak Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek için bir ders oluşturuyor. Buna rağmen Mübarek bir altı yıl için daha aday olmakta ısrarlı. Yani 90'ına kadar iktidarda kalacak...
Seçimle iktidarda geldiktan sonra alanı başkaları için de genişletmeyi reddedip demokratik pratiği öldüren İslami gruplar mı, yoksa liberallik iddiasındakiler mi? (Londra'da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, başyazı, 22 Aralık 2009)
Kaynak: Radikal