Aydınlanmacı fikir akımlarının adeta siyasal yansıması hükmünde olan Fransız Devrimi'nin etkileri ile önce Batı 'Avrupa'da, sonra da batılılaşma serüveni yaşayan ülkelerde yaygınlaşan ulus-devlet fikri ve siyasal yapısı Osmanlı İmparatorluğu'nu da ciddi olarak etkisi altına alır. Miladi 19. Yüzyıl'da Osmanlı İmparatorluğu dağılma süreci yaşadığı gibi, aynı zamanda ulus-devlete dönüşmenin evrelerini yaşadı. 1774 Küçük Kaynarca Anlaşması ile çok ağır bir darbe alıp, kendi başına ittifaklara girmeden ayakta kalabilme şansını yitirmeye yüz tutmasının başlangıcı oldu. Savaşlarda peşpeşe gelen yenilgiler, toprak kayıpları, askeri ve idari alandaki reform çabaları 19. Yüzyıl'a damgasını vurur. Tanzimat ve Islahat fermanları, Meşrutiyet bunların kırılma ve dönüm noktalarıydı.

20. Yüzyıl başlarında ise, Merkez hinterlandı ve beyni Rumeli olan Osmanlı devleti için Balkan savaşları ve Birinci Dünya Savaşı bir son oldu. Özellikle Birinci Dünya Savaşı'nın sonucu ve Mondros Mütarekenâmesi ulus-devleti getiren hazin kırılmayı belirledi.

Son Meclis-i Meb'usân'da ifade olunan Misâk-ı Milli sınırları, ardından İstiklal Muharebeleri neticesinde sağlanan Lozan Muahadenâmesi kurulan yeni ulus-devletin sınırlarını belirledi. DEVAMI>>>