Sınır ötesi operasyona imkân sağlayan tezkere bugün Meclis'te görüşülerek oylanacak. Kabul edilmesinin önünde bir sıkıntı yok. İktidarla muhalefet partileri arasında mutabakatın oluştuğu söylenebilir. Sadece 20 milletvekili bulunan DTP karşı. Onun da sonuca dönük tesiri yok.
CHP ve MHP'nin desteği tam. AK Parti içinde farklı düşünen milletvekillerine rastlansa da dişe dokunur sayıda fire beklenmiyor.
Tezkere dün siyasetin gündemindeydi. Liderler grup toplantılarında konuştu. Başbakan Erdoğan 'Sabrımızın sonuna geldik' dedi ve ekledi: 'Terör örgütüne terörü bırak diyemeyenler bize sınır ötesi harekât yapmayın diyemez. Türkiye'ye düşmanlık eden iflah olmaz'. CHP Lideri Deniz Baykal milli dava olarak tanımladığı tezkereye 'evet' oyu vereceklerini söyledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 'Sınır ötesi operasyon kararını çok gecikmiş, ancak olumlu bir adım olarak görmekteyiz' dedi. MHP lideri, DTP'ye ağır ifadelerle yüklendi; 'Terör maşaları Meclis çatısı altında'. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ise sınır ötesi harekâta karşı olduğunu tekrarladı.
Tezkereye ilişkin siyasi pozisyonlar genel başkanların konuşmalarına bire bir yansıdı. Burada DTP'ye dair bir parantez açmak istiyorum. Sadece MHP ile sınırlı değil, genel anlamda DTP'ye dönük tepkilerin dozunda artış olduğu gözleniyor. Yüzde 10 barajını bağımsızlar yoluyla aşarak Meclis'e gelen DTP kendisinden beklenen olumlu açılımı yapamadı. Bölücü terör örgütüyle arasına mesafe koymakta yetersiz kaldı. Şehit sayısını artıran terör eylemlerine sert tepki ve tavır koyamadı. Kimi milletvekillerinin açıklamaları kamuoyunda infiale neden oldu. Oysa geçmişten ders çıkararak daha yapıcı bir üslup ve siyasi tavır geliştirebilirlerdi. Maalesef eski alışkanlıkların devam ettiği gözleniyor. Acaba diyerek fırsat vermeden yana duruş sergileyen çevreler bile şimdi DTP'yi sorun olarak görmeye başladı. DTP yönetimi umarım kendilerine ilişkin değişen havayı doğru okur ve politikalarına çekidüzen verir.
Tezkere hemen 1 Mart'ı çağrıştırmasın. İkisi çok farklı... Kıl payı oylamaya takılan 1 Mart tezkeresiyle uzaktan yakından, en ufak benzerliği yok, içeriğe de şartları çok farklı. 1 Mart, ABD, Irak savaşının bir parçasıydı, bugünkü tezkere ise Türk askerine bölücü terör örgütüne karşı sınır ötesinde sıcak takip ve harekât olanağı vermekten ibaret. Tezkerenin metninde çok dikkatli dil kullanılmış. Hedefinin 'örgütle' sınırlı olduğuna vurgu yapılmış. Bu bir savaş ilanı değil. Yarın Kuzey Irak'a askerî operasyon yapacak değiliz. Irak'ın kuzeyi eğer bölücü terörün at oynattığı saha olmaya devam ederse, sınırdan sızan teröristler içeride eylemlerini sürdürürse operasyon ciddi bir seçenek olarak Türkiye'nin gündemine gelir.
Kesinlikle bu başka amaçları olan bir saldırı gibi algılanmamalı, savunmanın bir parçası diye görülmeli. Sınırın özelliğinden kaynaklanan nedenlerden ötürü içerisinin savunması Irak'ın içlerinden başlayabilir. AK Parti Hükümeti muhalefetin desteğiyle tezkereyi Meclis'ten geçirerek terörle mücadelede ne kadar kararlı ve ciddi olduğunu dosta düşmana ilan ediyor. Mesajın doğru adreslere ulaştığı, bir iki gündür Ankara'da yaşanan yoğun trafikten belli oluyor. Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi Ankara'ya geldi. Bağdat yönetiminin etkin ismi Başbakan Nuri Maliki Türk yetkililerle görüşmeye hazır olduğunu açıkladı. Bunlar tezkerenin sonuçları, daha Meclis'ten geçmeden etkisini gösterdi. Öteden beri Türkiye'ni talepleri belli, Kuzey Irak'ın bölücü terör örgütünün barındığı coğrafya olmaktan çıkarılması. Eğer bugünden itibaren Türkiye'yi tatmin edici adımlar atılırsa tezkere eyleme dönüşmeyebilir. Yoksa... Diğer seçenekler tükendi.
Tezkere bugün çıkacak. Herkesin zihnindeki soru, sonra ne olacağı. Siyasi iradenin havasına bakarak söylüyorum; gerektiğinde sıcak takip ve nokta operasyonlar için kullanılacağına kimsenin kuşkusu olmasın. Bölücü terör örgütü ve ona arka çıkan kişi ve odakların dışında kalanların endişesine gerek yok.
Kaynak: Zaman