Thomas Friedman
Kongre'deki sağlık sistemi ve iklim/enerji tartışmalarını izlerken şu sonuca varmamak ne de zor: Tek parti otokrasisinden daha fena tek şey var ve o da şu an Amerika'da sahip olduğumuz tek partili demokrasidir.
Tek parti otokrasisi'nin sakıncaları var. Fakat aydın bir grup insan tarafından idare edildiğinde, tıpkı bugünün Çin'i gibi, büyük avantajları da var. Tek parti siyaseten güç ama bir toplumu 21'nci yüzyıla taşımak için ihtiyaç duyulan can alıcı önemdeki politikaları dayatabilir. Çin'in elektrikli arabalarda, güneş enerjisinde, enerji verimliliğinde, bataryalarda, nükleer santral ve rüzgar santrallerinde bizi geçmeye adanmış olması tesadüfi değildir. Çin'in liderleri, patlayan bir nüfus artışının ve yükselen pazar orta sınıflarının olduğu bir dünyada temiz enerji ve enerji verimliliği talebinin hızla artacağını anlıyorlar. Pekin, bu sanayiye sahip olmayı sağlama almak istiyor ve bunu yapmak için, benzin fiyatlarının artışını desteklemek dâhil, yukarıdan aşağıya politikalar emrediyor.
Bizim tek partili demokrasimiz daha fena. Gerçek şu ki hem enerji/iklim hem de sağlık sistemi mevzuatında yalnızca Demokratlar gerçekten oynuyor. Birkaç dikkate değer istisna dışında, Cumhuriyetçi Parti kollarını kavuşturup duruyor ve "hayır" diyor. Pek çoğu Başkan Obama'nın başarısızlığa uğramasını istiyor sadece. Obama bir sosyalist değil, o bir merkezci/orta yolcudur. Fakat yalnızca kendi partisine bel bağlamaya mecbur bırakılırsa, içerideki farklı hizipler yüzünden sıkıntıya girecektir.
Beyaz Saray'dan gelen iklim/enerji yasasına bakın. Sponsorları bu emisyon sınır ve ticareti kanunu'nu hazırlamak için iki misli çalışmak zorunda kaldılar. Niçin? Çünkü Cumhuriyetçi Parti temsilcilerinin hiçbirisi, temiz enerji ve enerji verimliliği yatırımlarını teşvik edecek olan karbon bedeline oy atmak istemiyorlar ve kanunun sponsorları bütünüyle Demokratlara güvenmek zorunda – ve bunun anlamı, kömür eyaletine ve tarım Demokratlarına diyet olarak ganimet vermek demek. Tanrıya şükürler olsun, yasalaşmayı değer bir tasarı halen. Ancak çok daha iyi durumda olabilirdi – ve Senato'da olabilirdi. Bana karbona bedel koymaya hazır sadece 8 ila 10 arasında Cumhuriyetçi verin, tasarıyı güme getirmek isteyen Demokratlara karşı kaldıraç olabileceklerdir. Joe Romm climateprogress adlı blogunda şöyle diyor: "Çin, temiz enerjideki ekmeğimizi yiyecek ve işlerimizi alacak; büyük ölçüde bizim icâd ettiğimiz bir sanayii bu ve bu işi bizim sahip olmadığımız, sahip olmayı da istemediğimiz planlı bir ekonomide yapacaklar."
Onlarla eşleşmemizin tek yolu, kanunla karbon salınımı bedelini yükseltmek yanısıra enerji verimliliğini ve temiz teknolojiye özel yatırımı teşvik edecek yenilenebilir enerji standartlarını belirlemektir. Tek partili demokrasiyle ne de zormuş.
Aynısı sağlık sistemi için de geçerli. Bill Clinton'ın bütçe uzmanlarından ve "The Tyranny of Dead Ideas" adlı kitabın yazarı Matt Miller "Obama'nın, sayesinde kapsamını genişletmeye ve mâliyetlerini kısmaya baktığı merkezi mekanizma yeni "takaslar", sigorta takas odalarından geçmektedir ve Mitt Romney'in Massachusetts valisiyken yasalaştırdığı plan üzere modellenmiştir" diye kaydediyor. "Fikir, az kazananlara devlet desteği vererek, bireylerin özel sigortalarda grup kapsamına girmesini sağlamak."
Ve başkanın bu devlet yardımına mâli kaynak araması mümkündür – iş verenin sağladığı sağlık hizmeti için vergi muafiyetini azaltmak sûretiyle - ve hiç değilse kısmen, John McCain'in ileri sürdüğü bir fikirdir bu. Cumhuriyetçiler, şayet Obama'yla bu kadar meşgullerse, kendi fikirlerine "evet" diyebilirler mi? Birkaç Cumhuriyetçi oyu olmaksızın, Obama'nın tüm Amerikalıları kapsayacak bir planı yasalaştırması çok güç. Miller diyor ki "Obama'nın, Romney'in sağlık planını McCain tarzı bir mali kaynakla Amerika'ya sunma yolunda olması, Cumhuriyetçilerin onu kabul etmesi anlamına gelmez – şayet "sosyalist" diye bağırmak siyaseten daha çekici gelirse."
Cumhuriyetçi Parti, işletme partisi olmaya alışkındır. Peki, küresel bir dünyada rekabet etmek ve kazanmak için sağlık sigortası yükünün işletmelerden devlete doğru el değiştirmesine hiç kimse işletmelerden daha fazla ihtiyaç duymuyor. Dünyanın en iyi beyinleri hiçbir kısıtlama olmaksızın buraya gelsin diye yapılacak göçmen kanununa hiç kimse Amerikan işletmelerinden daha fazla ihtiyaç duymuyor. Hiç kimse temiz enerji - dünyanın bir sonraki en büyük imâlat sanayi - için bastırmaya Amerikan işletmelerinden daha fazla ihtiyaç duymuyor. Cumhuriyetçiler ise hâlâ sağlık sistemine, göçmen kanununa karşı direniyor ve sadece delik açıyor.
Baruch Koleji'inde ders veren küresel ticaret danışmanı Edward Goldberg "küreselleşme, Cumhuriyetçi Parti'yi kısırlaştırdı, ekonomik durgunluğun yoksullarını değil de küreselleşmiş Amerika'nın ya gerçeklikle veya korkularıyla başbaşa bırakılmış yoksullarını temsil eder oldu" diyor ve ekliyor: "Küresel bir dünyada rekabet etme ihtiyacı, meritokrasiyi, çokuluslu şirket yöneticisini, doğulu finansçıyı ve teknoloji girişimcisini Cumhuriyetçi Parti'nin ne sunduğunu tekrar düşünmeye itti. İlke olarak, partiyi terk ettiler, geride pragmatik bir grup değil de ideolojik olarak huysuz bir grup bıraktılar."
Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı