Anayasa Mahkemesi, üniversitelerde türban serbestisi getiren 9 Şubat 2008 tarihli anayasa değişikliklerini 2. maddedeki laiklik ve 4. maddedeki cumhuriyetin değiştirilemez niteliklerine aykırı bularak iptal etti. AKP ve MHP oylarıyla Meclis'ten geçen yasanın yürürlüğü de durduruldu.
Böylece türbanla ilgili AİHM kararlarına benzer şekilde Anayasa Mahkemesi de, özgürlük yorumunda, laikliği ve cumhuriyetin "demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti" diye belirtilen temel niteliklerini esas alarak kesin bir karar üretti. Anayasa Mahkemesi kararı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın AKP'nin kapatılmasıyla ilgili dava girişiminde önemli bir gerekçe oluşturan "türban" adımının iktidar partisinin geleceğiyle ilgili de bir işaret vermektedir. Dün çıkan karara bakarak, AKP davasında kararın "kapatılma" yönünde çıkacağını söylemek kehanet olmaz. Nitekim AKP Grubu sözcüleri, "mahkemenin Anayasa'yı ihlal ettiği" yönünde demeçler vererek, kapatılma davasıyla birlikte değerlendirildiğinde bir "yargı darbesi" ile karşı karşıya kaldıkları düşüncesini seslendirmişlerdir.
Anayasa Mahkemesi kararı elbette gerekçesi açıklandıktan sonra daha iyi anlaşılacaktır.
Kesin ve net bir şekilde Anayasa'nın 2, 4 ve 148. maddelerine gönderme yapılarak açıklanan karar, Türkiye'de siyasi iktidarların geçmişte olduğu gibi gelecekte de cumhuriyetin değiştirilemez nitelikteki "laiklik" ilkesine aykırı faaliyetlere "yasama yoluyla" dahi başvuramayacaklarına ilişkin bir "çerçeve" ortaya koyuyor.
AKP, 22 Temmuz seçimlerinde aldığı yüzde 47 oya güvenerek böyle bir serüvene girdi. MHP'nin de tuzağına düşerek üniversitelerde "türban"ı serbest bırakan anayasa değişikliklerini Meclis'ten geçirdi. CHP'nin bu düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi'ne götüreceği belliydi. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçim krizinde mahkemenin "367" yorumu ve mevcut üye dengesi içinde laiklikle ilgili bir esneklik göstermesi olası değildi. AKP kadroları, üniversitelerde "türban" konusunda bir "uzlaşma" sağlanmamışken, resmi dairelerde de laikliğe aykırı kılık kıyafetin serbest bırakılacağı kuşkusunu uyandırdılar. Başsavcı'nın kapatma davası da böyle bir ortamda gündeme geldi.
Erdoğan hükümeti, ikinci iktidar döneminde önceliği "türban"a vererek tarihi bir hata yaptı. Laikliği zorlayarak Refah, Fazilet, gibi AKP'yi de kapatılma davasıyla karşı karşıya getirdiler.
Türbanı 2'ye karşı 9 oyla Anayasa'ya aykırı bularak iptal eden Anayasa Mahkemesi'nin AKP davasında fazla hoşgörülü olacağını beklemek iyimserlik olur.
AKP kapatılır, Erdoğan yasaklanırsa, Türkiye kaçınılmaz olarak yeni bir seçim sürecine girecektir.
Cumhurbaşkanı Gül, Meclis'ten geçen yasayı iptal etseydi, türban serüveni AKP açısından "sonun başlangıcı" olmazdı!
Kaynak: Milliyet