AK Parti'li Fırat, Gül'ün üniversitelerde türban düzenlemesini bekletmesini böyle yorumladı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün üniversitelerde türban düzenlemesini dün onuncu gündür Çankaya'da tutmasını yalnızca '15 günlük ünayasal inceleme hakkı' ile açıklamak mümkün mü?
Kesinlikle mümkün değil. Evet, Meclis'in Anayasa'nın 10'uncu ve 42'nci maddelerindeki değişikliği 15 gün inceleme hakkı var, burası doğru. Ama ne bu maddelerin tartışılmasında kamuoyundan gizli bir yan kaldı, ne Gül bu konuların yabancısı, ne de bu konudaki görüşleri meçhul.
Üstelik Gül, bildiğimiz kadarıyla Anayasa Mahkemesi dahil mahkemelerin "yerindelik" denetimi yapmasına da karşı. Hatta cumhurbaşkanının "yerindelik" incelemesi yapmasına da karşı. Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yaptığımız bir sohbette, Anayasa Mahkemesi'nin 1993'te aldığı bir karara dayanarak, cumhurbaşkanının da yürütme tasarrufunu yalnızca hukuki yönden inceleyebileceğini, kararın yerinde olup olmadığına karışamayacağını söylemişti. Gerçi burada bir Meclis kararı, yani yasama hükmü söz konusu ama, siyasi karar ve önderlik hükümetin. Merak edilen şu: Dolayısıyla Gül, Meclis'in Anayasa'nın iki maddesindeki değişikliğinin hukuki olup olmadığını mı inceledi geride bıraktığımız on gün boyunca? Yoksa yerindelik bahsine de girdi mi? Yoksa her ikisine birden mi bakıyor?
AK Parti'nin siyasi işler genel başkan yardımcısı Dengir Fırat, "Artık merak etmekten vazgeçtik, merak etmiyoruz" diyordu dün telefonda. Yarı şaka, yarı ciddi devam ediyor: "Cumhurbaşkanı Sezer beklemeye alıştırmıştı nasıl olsa. Sezer'den beklemeye alıştık, kanıksadık. Şimdi Cumhurbaşkanı Gül bekletiyor, ama biz merak etmiyoruz."
Hükümetin anayasa değişikliği çalışmalarının parti kanadındaki ekip başı olan Fırat'a, "Ama Sezer'in durumu farklıydı. Gül'ün bu konulardaki görüşü biliniyor. Başbakan ve Dışişleri Bakanı iken de dile getirmişti" deyince de cevabı hazır: "O zaman bakandı, şimdi cumhurbaşkanı".
Üniversitelerde türban konusuna son sürat giren AK Parti, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın son grup konuşmasından itibaren sanki vites düşürmüş görünümünde. Erdoğan o konulara girmek istemiyor, Fırat kararın Çankaya'da neden beklediğini merak etmediğini söylüyor. Bu kadar yıl Ankara'da siyaset izledikten, gözledikten sonra 'Neler oluyor?' diye sormamak mümkün değil. Bir şeyler dönüyor, bir yere kaydedin, yakında anlarız. Üstelik çok da beklemeyiz. Cumhurbaşkanının inceleme süresinin bir sonu olduğu gibi, Anayasa Mahkemesi'nin değerlendirmeleri de sonsuza dek sürmez. Mutlaka anlarız.

 

--------------------------------------------------------------------------------


Anayasa taslağı ABD'de mi açıklanacak?
Fırat'a dün Milliyet'te yer alan bir haberi de sordum. Haberde AK Parti anayasasının ilk taslağının yazarı Prof. Dr. Ergun Özbudun ile birlikte Fırat'ın da ABD'nin Columbia Üniversitesi'nde yeni anayasayı anlatacakları yazılıydı. Fırat'a yoksa taslağı burada açıklamadan orada açıklamayı mı düşündüklerini sordum. "Olur mu öyle şey, taslağı herhalde Sayın Başbakan açıklar" dedi. Zaten taslak açıklamaya değil, ABD'nin en iyi anayasa hukukçularıyla birlikte Türkiye'deki anayasa sistemini tartışmaya gittiklerini söyledi. Konferansa yalnızca Özbudun ile değil, Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel ile de birlikte gittiklerini anlattı. Fırat ve Yüksel'in masraflarını parti, Özbudun'un masraflarını davet sahibi Columbia Üniversitesi karşılıyormuş. Konferansın ana spornsorlarından olduğu ve Fethullah Gülen cemaatine yakın olduğu öne sürülen Nev York'taki Türk Kültür Merkezi'nin bu işe katkısı hakkındaysa bilgisi olmadığını söyledi Fırat. "Üniversitelere örtülü girme işine daldınız, diğer işler sanki unutuldu" dedim. Fırat günündeydi: "Merak etmeyin, yürürken sakız çiğneyebiliriz, aynı anda birkaç işi yürütüyoruz. bakın vakıflar yasası çıktı, 301 de çıkacak, sonra da anayasa gelir" dedi. Ben ekonomi kararlarını da kastetmiştim gerçi, ama madem yürürken sakız çiğneyebilenlerden oluşuyor hükümet, o konuda iş dünyasından gelen uyarıları da herhalde dikkate alıyordur. En azından öyle umalım.

Kaynak: Radikal