Hiç şüphe yok ki onun ünlü ve aynı zamanda çirkin ?şer ekseni? konuşmasından dört yıl sonra George W Bush?un haçlı seferi zihniyeti sonunda M.Ö önce 480?de Persler ve Grekler arasındaki savaşa odaklanan önemli bir sinema filmi olan 300 Spartalı?da karşılık buldu. Kısmen tarih kısmen fantezi tarzındaki film; kendini potansiyel eleştirilere örneğin tahrifat ve hatalara karşı aşırı düzeyde sömürülmüş film lisansıyla kendini korumaya alıp aynı anda izleyiciye özgürlüğü sevmeyen şer güçlere karşı özgürlüğün değerlerini vaaz ediyor. Ses senkronizasyoncularının yardımıyla eski dünyayı; mesajı kaçırma ihtimalimize karşı çağdaş dille betimleyen dramatik film ?çatışan medeniyetler? ile ilgili çağdaş diskurla sunulan şiddetli bir savaşın ortasına atlıyor. Bir eğlence olmasından çok; tarih hakkında bir veya iki ders vererek, dünyanın ilk süper gücü olan Akamanış (Achaemenid) Perslerine karşı duran yüceltilmiş Sparta?lı erkek ve kadın kahramanları için sempati toplayarak insanların gördükleri şeye tepki vermesini isteyen bir filmdir.Zarif olmayan pers fobisi ile doymuş film, İran?ın sürekli işgalle tehdit edildiği ve Washington?da ?bütün seçeneklerin masada? olduğu bir zamanda, arkasındaki politik ajandanın gündeme alınması için çağrıda bulunuyor. Los Angeles?ta bir süreden beridir aptalca saldırılar artış gösteriyor. Gece Yarısı?nda, başroldeki kadına en sevmediği şeyin ne olduğu soruluyor ve ?persler? diye cevap verdiriliyor. Steven Spielberg?in Uzlaştırıcı filminde aktör George Clooney İran?ı andığı zaman dört harfli kelimeler kullanıyor. Son dönemde çıkan Syriana?da huysuz bir CIA ajanı rolünde oynayan Clooney, yüzünde büyük bir gülümsemeyle İranlıları şehrin merkezinde şiddetle azarlıyor.Los Angeles eyaletinde birçoğu zengin memurlar ve başarılı işadamları olan çok geniş bir İranlı nüfus var. Pek çoğu Beverly Hills?teki lüks binalarda yaşıyorlar, fakat Hollywood filmlerini izleyerek bunu bilemezsiniz. House of Sand and Crash?ta sadece toplumun kıyısında tutunmaya çalışan göçmenler görüyoruz. Kaliforniya Amerika?nın esas eritme potası olabilir fakat Hollywood?un itici ve ayrımcı uzun duvarları ve film endüstrisinin İranlıları ve onların uzun bir tarihin içinden oluşmuş kolektif kimliklerini yanlış yorumlama bu potayı darmadağın ediyor. Konuşan tarih; film yapım sanatı için hem zengin hem de fazlasıyla zor bir kaynaktır ve Oliver Stone'un veya Mel Gibson?ın veya benzeri politik filmler etrafındaki tartışmalara bakmayarak Hollywood olsa olsa "Getting İt Right" (1989?da vizyona girmiş bir film) filmiyle ilgili karışık bir kayda sahip olabilir.Hollywood; görünüşte bu çetin arazide Amerikan iç savaşı sırasında siyah askerlerle ilgili bir film olan Glory?de (Onur) veya Clint Eastwood?un Letters from Iwo Jima (Ivo Jima?dan mektuplar) da olduğu gibi başarılı olduğu zaman eleştirmenlerin cevabı bolca övgü oluyor. Henüz her nedense 300 Spartalı?nın berbat eksiklikleri ve özelikle Pers karşıtı mit yapımındaki hataları hakkında aynı eleştirmenler çoğunlukla sesiz kaldılar. Fakat bu günün ?batı karşısında geri kalanlar? laf kalabalığı, aynı zamanda ?medeniyetler çatışması? tezi bağlamında şeyler söyleyen merhum Fransız edebiyat eleştirmeni Roland Barthes?i şerh eden 300 Spartalı?nın ?gerçek sonucunu? kim inkâr edebilir? Tipik olarak yeni ve yenilikçi olan 300 Spartalı kendisinin olaylar dizisinde açıkça gelenekseldir ve sinema gereçlerini kullanarak "terörle savaş" ve diğer batı merkezli savaşlar çağında ahlaken kaba, ideolojik olarak doğru olan eksik bir yurttaş fazileti sunmaya çalışıyor, bir tür özveri ve vatansever kahramanlık. Go Tell the Spartans, 300 (300 Spartalı?ya Söylemeye Git) başlıklı Vietnam la ilgili 1978 yapımlı bir filmde olduğu gibi batılı faziletin bir paradigması olarak Thermopylae?deki ünlü asimetrik savaşı kullanıyor. "Cesaret? eski bir haber sunucusu Dan Rather?ın programını sonlandırmak için kullandığı bir kelimeydi ve filmin savaş sahneleri ?Asyalı sürüsü?nden bir çok Arap?ı mesaj taşırken göstermesine rağmen Perslerin saldırısı karşısında ölümü seçen Spartalılar tarafından gösterilen cesaretten daha iyi bir cesaret örneği olabilir mi?Tarih kitaplarında böyle bir şey söylediğine dair hiç bir delil yokken, filmin başrol oyuncusu cüretkâr kral Leonidas "persleri yığın" diye emir veriyor.Tutarsız bir şekilde film Tom Holland'ın anlamlı bir şekilde Dünyanın İlk İmparatorluğu ve Batı İçin Savaş alt başlıklı Pers Ateşi adlı kitabına çok şey borçludur. Filmin dile getirilmeyen mesajı çok açıktır: 2500 yıl sonra savaş hala devam ediyor ve batı Sparta paradigmasını canlandırmalıdır aksi takdirde yok olacaktır. Tarihi çarpıtmalarından dolayı filmin kendi kendini tanıtımını bir fantezi/macera olarak verip onu yerden yere vurmak faydasız olacaktır. Açılış sahnesi gerçekten Xerxes?le değil de ilk dönem krallarından Darius dönemiyle ilgili olan; Spartalıların Pers elçilerini bir kuyuya atmalarıyla başlıyor, Heredot açıkça ona bir suç olarak atıfta bulunuyor ve devam ediyor: iki Spartalı kendilerini cezalandırması için Xerxes?e sunduklarında Pers kralı " gerçek asil bir alicenaplıkla Spartalılar gibi davranamayacağını söyledi" diyor. Açıkçası tarihte köleleri özgürleştiren ve uluslar arasında barışçı bir dayanışma için yeni standartlar oluşturan görece hayırsever imparatorluk kurucuları olarak Akamanış krallarının sarayını hesaba katmayan film prodüktörlerinden şerli Perslere böyle faziletli davranışları izafe etmelerini beklemek fazla bir şey olacaktır.Bunun yerine, Marathon?da, Thermopylae?de ve başka yerlerde Perslere karşı savaşmaya zorladıklarını Heredot'tan öğrendiğimiz Helots olarak bilinen köleleri kullanan düşmanları olan Spartalılardan hiç bahsetmeden 300 Sparta?lı; Persleri medeni dünyaya musallat olmuş karanlık güçler olan hayvanlar olarak resmediyor. Greklerin teçhizatları ile ilgili bu tarz herhangi bir tesadüfîlik olmazken film Pers giyimiyle ilgili en ufak bir doğruluk içermiyor. Filmin şerli doğulular ile iyi batılılar arasındaki sonsuz bir savaşın maniheistik tasvirine görsel bir gücü ödünç verme anlamına gelen bu tutarsızlık; filmin üzerine kurulduğu önyargılara diğerlerini ekliyor, tarihsel figürlerin karakterlerini katletme girişimine öncülük ediyor, örneğin kral Xerxes?in homoseksüel olarak ve Pers kadınlarının lezbiyen olarak tasvir edilmesi vesaire gibi. Sınırsız pers fobileriyle yapımcılar tabi ki Xerxes?in tamamen sağlam bir şekilde gitmesine izin veremezlerdi, bu yüzden avanak izleyicilerden alkış alma anlamına gelen Xerxes?in, Leonidas?ın fırlattığı kargıyla yüzünden yaralanması filmin sonunda yer alıyor. Tarih kitaplarında herhangi bir kuvvetlendirici delilin eksikliğini dert etmeden tarihi çarpıtma ve politik amaçlarını yerleştirme adına vahşi bir manipülasyonla ekrana taşıma tamamen masum bir kralla tamamlanamazdı. Hollywood kendi tarih versiyonunu yazıyor, tarih kitaplarından öğrendiklerimizle bütünleyici olmayan bir tarih yazımı bu ve 300 Spartalı?da bu yazım kitapların ve hikâyelerin büyük olasılıkla geçemeyeceği, ünlü destekleriyle birkaç zengin tarafından işletilen stüdyolarda başarılı oluyor. Bu makale Ali Karakuş tarafından Dünya Bülteni için tercüme edilmiştir.