Bağdat, 130'dan fazla insanın ölümüne ve en az 800 kişinin yaralanmasına yol açan patlamalar sebebiyle korku içinde. Bu patlamalar, siyasetçilerin bir dizi sorun üzerine tehlikeli biçimde bölündüğü ve siyasi krizin tırmandığı bir zamanda gerçekleşti. Söz konusu sorunların başındaysa Araplarla Kürtler arasındaki tartışmalı Kerkük kenti ve seçim yasası geliyor.

Irak parlamentosu seçim yasasını kabul edemedi. Bu durum seçimin ocak ortalarında yapılması, sonuçları pek iyi olmayacak büyük bir macera haline getiriyor. 'Kanlı çarşamba patlamaları' diye adlandırılan eylemlerden iki ay sonra gerçekleşen son bombalamanın amaçları şöyle: Ülkenin istikrarını sarsmak, güvenlik şartlarını daha da kırılgan hale getirmek ve ABD'nin şehirlerden çekilmesinin ardından Irak güçlerinin kontrolü ele alamamasını sağlamak.

Resmi çevreler patlamanın sorumluluğunu Kaide ve Baasçılara yükledi. Ancak tıpkı ağustosta altı bakanlık binasının yanı sıra parlamentoyu da hedef alan patlamalarda yaşandığı gibi, bu suçlamalara hiçbir resmi kanıt sunmadılar. Son patlamanın yöntemi, yani adalet bakanlığına saldıran intihar eylemcisinin bomba yüklü bir kamyon kullanması patlamaların arkasında Kaide'nin olma ihtimalini baskın kılıyor. Zira benzer bir yöntem 1998'de Nairobi ve Tanzanya'daki Amerikan elçiliklerinin, 1996'da Suudi Arabistan'ın Hubar bölgesinde ve aynı yıl İslamabad'taki Mısır elçiliğinin patlatılmasında da kullanılmıştı.

Suçlu gerçekten Kaide'yse, bu durum örgütün yeniden güçlendiği ve ülkedeki güvenlik çöküşüyle siyasi anlaşmazlıkları kullanarak yeniden organize olduğu anlamına geliyor. Çoğu Kaide'den ayrılıp ABD'nin tarafına geçmiş Sahva güçlerinin de, güvenlik organlarına alınmaları yönündeki Amerikan tavsiyelerini reddeden hükümete karşı durması da uzak ihtimal değil.

Bu kanlı patlamalar, son zamanlarda güvenlik şartlarının iyileşmesi nedeniyle güçlenen Maliki'ye zarar verecek ve başbakanın seçime birlikte gireceği 'Hukuk Devleti Koalisyonu'nun söylemini belirsiz kılacak. ABD Başkanı Barack Obama'nın sıkıntısı daha da büyük. Zira Obama Irak'tan çekilme planını güvenliğini iyileşmesi ve Irak güçlerinin güvenliği sağlama gücü temelinde inşa etmişti. Dünkü patlamalar bu planı silip süpürdü. (Londra'da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, başyazı, 26 Ekim 2009)

Kaynak: Radikal