Bugün Radikal'in manşetindeki haberi dikkatle okumanızı öneririm. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek'in meşhur günlüklerinden alınma bir bölüm bu. Genelkurmay Başkanlığı karargâhında 3 Aralık 2003 günü yapılan bir toplantının neredeyse tutanakları.

Toplantıya bütün orgeneral ve amiraller katılıyor. Toplantının ana konusu, ülkenin seçilmiş hükümeti. Generaller hükümeti neredeyse 'ihanet içinde' görüyorlar. Tutanaklara bakın, tek bir kişi, tek bir general bile, 'Bunlar bizim üstümüze vazife şeyler değil' demiyor. Hepsi, görev sınırlarını fazlasıyla aşarak hükümeti eleştiriyorlar.

Biz bugün tek bir sebeple seviniyoruz: Toplantının sonunda söz alan Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, 'Bir muhtıra vermeyeceğim' diyor.
Aman ne güzel, 'muhtıra verilmedi' diye sevinelim... Ama ben nedense sevinemiyorum.

***
Bugün dönüp o yılların, o günlerin tartışmalarını konuşmalarını okuduğumda, hele hele etkili ve yetkili görevlerde bulunan insanların o tartışma konularındaki görüşlerine baktığımda, kendimi uzaylı gibi hissediyorum.

Mesela, bugün bile zaman zaman gündeme gelen, 'Amerika ve AB'nin Kuzey Irak'ta bağımsız Kürt devleti kurdurtacağı' iddiası. Aklı biraz olsun stratejiye eren herkes, Kürtler kendi kendilerine böyle bir rüya görüyor olsa dahi gerçekleşme ihtimali çok ama çok düşük bir şey olduğunu görebilir.

Çünkü bağımsız Kürt devleti demek, Irak'ın üçe bölünmesi demektir. Irak üçe bölünecek olursa, güneyde kalacak Şii Irak'ın İran etkisine girmesi, hatta belki İran ile birleşmesi demektir, orada kurulacak bir Şii devleti, Suudi Arabistan'ın orta dönemde ciddi bir istikrarsızlığa girmesi demektir...

Dahası da var: Kürtlerin Irak'tan ayrılmaya kalkması demek, Sünni ve Şii Arapların bir olup Kürtlere saldırması sonucunu doğurabilir.

***
Irak'ın toprak bütünlüğü, İran dışında herkes tarafından önemle vurgulanan bir şeyken, bizim etkili-yetkili generallerimizin, mesela 2000 yılında, 'AB bize adaylık statüsünü neden durduk yerde verdi, çünkü PKK ile yapamadıklarını bu yolla yapacaklar, bağımsız Kürt devleti kurulacak sonra da Türkiye bölünecek' diye konuştuklarını okuyunca gerçekten çok üzülüyorum. Dünyadan, gerçeklerden bu kadar kopuk olunabilir mi?

***
Aslında olunabilir. Belki amaç bilgileri güncel tutmak değildir de, sürekli korku konuları yaratıp kendi vazgeçilmezliğini sürekli kılma çabasıdır.

Eğer buysa, yani böyle bir çaba varsa ve generaller bizi sürekli korkutup kendi vazgeçilmezliklerini perçinliyorlarsa bile bir sorun var: Bunu bir rol olarak yapmıyorlar bu insanlar, gerçekte söyledikleri her şeye inanıyorlar.
İşte bence tam da bu sebeple bir türlü normal olamıyoruz.

Kaynak: Radikal