Kırgızistan’da beş yıl önceki ‘lale (sarı) devrimi’yle işbaşına gelen Devlet Başkanı Kurmanbek Bakiyev’in ani çöküşü tüm dünya için sürpriz oldu. Bu işlerde uzman olan Amerika’daki dünyaca ünlü strateji merkezleri bile olacakları tahayyül edemedi.

Üstelik Bişkek’te iktidarı ele geçiren muhaliflerin kısa süre önce gidip Washington’ı haberdar etmesine rağmen! Muhalefet liderleri ABD’ye yolladıkları temsilcileri eli boş dönünce Moskova’yı seçtiklerini saklamıyor. 24 Mart 2005’teki ‘lale devriminde’ de Devlet Başkanı Asker Akayev bir günde devrilivermişti. İki hareket arasındaki belki en mühim fark, ‘kalender’ mizaçlı Akayev’in şiddete mahal bırakmadan gitmesine karşılık, Bakiyev’in göstericiler üzerine ateş açtırarak 81’inin ölümüne sebebiyet vermesi.

Henüz Bişkek’te sular durulmadı. Bakiyev güneydeki memleketi Celalabad ile Oş ekseninde ‘direnişte’. Ancak ‘lale devrimi’ndeki eski ortağı Roza Otunbayeva diğer muhalefet liderleriyle birlikte kontrolü ele almış görünüyor. Sovyet eğitimli olup da ABD, ve Britanya’da elçilik yapmış, dışişleri bakanlığında bulunmuş Otunbayeva’nın altı aylık sürede yeni anayasa ve seçim vaadinin ülkeyi nereye taşıyacağı meçhul. 5.2 milyonlu ülkede yüzde 69’unu Kırgızlar, yüzde 9’unu kuzeydeki Ruslar, yüzde 14.5’unu ise güneydeki Özbeklerin oluşturduğu bu küçük ülkede Uygur, Tacik, Kazak ve Tatar azınlıklar da var. Ancak etnik çeşitlilikten içsavaş çıkması olasılığı zayıf.

Kırgızistan Orta Asya’da kaynak zenginliğinden yoksun küçük bir ülke olduğundan dikkatten kaçıyor. Ancak stratejik konumu, vuku bulanların ehemmiyetini anımsatıyor. Rusya için bölgedeki etkinliği açısından çok önemli olan Kırgızistan, Çin’in sınır komşusu. Eski Sovyet cumhuriyetlerinden müteşekkil Kollektif Güvenlik Anlaşması Örgütü ile Çin’i de içeren Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üye.

Rusya’nın 2003’ten beri Bişkek yakınındaki Kant’ta hava üssü olması sadece ülkedeki Rus nüfusu korumakla izah edilemez. Heyhat Kant’ın 40 kilometre ötesinde ABD’nin Afganistan savaşında en önemli lojistik üssü Manas uzanıyor. ABD’nin Af-Pak temsilcisi Richard Holbrooke’un verdiği bilgiye bakılırsa her ay 35 bin Amerikan askeri Afganistan’a gidip gelirken Manas’ı kullanıyor. Bu da Rusya ve Çin’in burnunun dibinden yıllık 420 bin Amerikan askerinin gelip gitmesi demek. Binlerce ton askeri ekipman da cabası. ABD için Manas’ın ehemmiyetini anlamak için geçen yıl Bakiyev’in üssü kapatma tehdidi üzerine kira bedelinin üçe katlanıp 60 milyon dolara çıkarılmasına bakmak bile kafi.

Bişkek’de yaşananlar büyük ölçüde iç dinamiklerin sonucu elbette. Akayev’i hanedanlık kurmakla suçlayıp devirdikten beş yıl sonra Bakiyev de yolsuzluğa battı. Gazeteler kapatıldı, gazeteci cinayetleri işlendi, üst düzey muhaliflere davalar açıldı. Bardağı taşıran son damla yoksul halkı vuran zamlar. Bakiyev zaten nepotizme saplanmıştı. En son oğlu Maksim’i kalkınma, yatırım işlerinin; küçük kardeşi Zanyiş’i güvenlik servisinin başına atamıştı. Heyhat, devrildiği gün, oğlu Maksim, Washington’da ekonomi forumuna hitap edecekti, olmadı tabi ki...

ABD ile Rusya’nın etkinlik mücadelesinin Bişkek’te yaşananlara etkisini küçümsememek lazım. 2003’te Gürcistan’daki ‘gül’, 2004 sonunda Ukrayna’daki ‘turuncu’ devrimleri 2005’te Kırgızistan’daki ‘lale devrimi’ izlediğinde, ABD merkezli sivil toplum örgütlerinin (Freedom House, National Endowment for Democracy, National Democratic Institute) demokrasi ve küresel sistemle bütünleşme yanlılarına milyonlarca dolar akıttığı herkesin malumu. Freedom House’dan Mike Stone’un ‘lale devrimi’ sonrası “Görev tamamlandı” demesi boşuna değildi.

Ama tamamlanmamıştı. Nitekim bugün herşey tersine döndü. Muhalefetin son aylarda dış politikadaki en büyük eleştirisi ABD yüzünden Ruslarla geleneksel dostluğun bozulması ile bu kadar küçük toprak parçasında iki büyük gücü birden barındırmanın tehlikeleriydi. Geçen hafta Bakiyev’i devirenlere derhal kucak açan Rusya, Kant’a 150 paraşütçüyü kolayca yollayıverirken, şaşkın görünen Amerikalılar Manas’taki operasyonları askıya almıştı.

ABD Manas’la bağlantılı hizmetlerle Bakiyev hanedanlığına bol kazançlar sağlarken, elbette stratejik çıkarlardan hareket etti. Renkli devrimler Batı’nın etkinliğini eski Sovyet cumhuriyetleri, Baltıklar ve Kafkasya’ya ancak bir süreliğine yayabilmişti. Lakin ‘demokrasi’ ve ‘insan hakları’ soslu ‘lale devrimi’ retoriğinin altı maalesef zaten boştu. Burada sorunu belki biraz ‘demokrasi’yi kolay bir ithal/ihraç ürünü gibi düşünen zihniyette aramalı.

Ve kıssadan hisse... Manas’ı Rusya’nın bir nevi izniyle kurabilmiş ABD ‘lale devrimi’yle kendine geniş bir alan açmış olsa da, bugün uluslararası basının nedense renkli isimler bahşetmediği son isyanla bu alanı yitirdi. Manas yerli yerinde kalır kalmasına da, yine Rusya’nın izniyle...

Kaynak: Radikal