Bir süre önce Mustafa Özel'in 'Hılfu'l Fudul' başlıklı yazısını (Yeni Şafak) vesile ederek, dindar-muhafazakâr kesimin para pul konusunda ve genelde kapitalizm konusundaki (bence) ikiyüzlü tutumunu eleştiren bir yazı yazmıştım. Geçen pazar günü Özel bana cevap yazmış.
Sivri bir dil kullandığım için kızmakta haklı, kendisini tanırım efendi bir insandır, ama konu çok duyarlı olduğum bir konu olduğu için celallenmiştim. Ancak, cevap olarak yazdıkları beni cevaplamaktan çok uzak, üstelik başka tartışmaları başlatmayı gerektiriyor.
Önce, hemen belirteyim, ben, iddia ettiği gibi dindarlara akıl falan vermeye çalışmıyorum. Dindar muhafazakâr kesimin, kendini, bu kadar ayrıştırmasından ve sürekli mağdur rolüne soyunmasından artık fazlasıyla rahatsızlık duymaya başladım. Dahası, bu kesimin, kendisini her türlü eleştiriden uzak tutmak için kurduğu tuzaklara düşmeye hiç niyetim yok.
Sonra, gelelim şu, 'Siz dindarlara hiçbir şeyi layık görmüyorsunuz, ne yani dindarlar fakir mi kalsın' edebiyatına. Bu artık iyiden iyiye bir aldatmaca halini almış vaziyette. Bir kere kimsenin dindarlar fakir kalsın dediği yok, bence dindar veya değil kimse fakir kalmasın. Benim genelde itiraz ettiğim fakirliğe aldırmayan, paylaşmayı es geçen zenginleşme söylemi. Özel olarak da, Müslüman dindarlardan kapitalist zenginleşme açısından fazladan duyarlılık bekliyorum. Katmayın araya Müslümanlığı, dindarlığı, istediğinizi yapın. İster cip sürün, ister borsacı olun karışan yok. Ama kapitalizmi Müslümanlık üzerinden meşrulaştırmaya çalışmayın, dediğim bu.
Benimle ilgili şahsi sataşmalara gelince, bir kere benim hılfu'l fıdıl mensubiyeti gibi iddialarım yok. Öyle olduğu halde, ilkelerim inançlarım doğrultusunda bir hayat sürmeye çalışıyorum, mutlaka eksiklerim vardır, ben onları dini veya başka kisveyle meşrulaştırmaya çalışmıyorum. Hemen söyleyeyim, cipim yok ve olamaz çünkü cip sürmeye karşıyım, cipe herhangi bir 'binek' deyip zekât dışına çıkarmak gibi hilei şeriyelere başvurmaya da. Özel'in sözünü ettiği 'büyük medyada bazı köşe yazarlarının cipleri olmasının' konuyla ne alakası olduğunu anlamış değilim. Özel'in iddia ettiği gibi, MÜSİAD üyesi işadamlarının onlar 'kadar' cip sahibi olup olmadıklarını bilmem ama bildiklerimin isimlerini isterse Özel'e gönderirim. Kaldıki cip sadece bir sembol.
Özel, dindar işadamlarına 'Servet sahibi olmayın' diyormuş (Allah razı olsun) ama birçoğunun onu dinlemediğinden emin olsun. Benimle kavgaya tutuşacağına onlarla tartışsın. Ben, memleketin para babalarının birinin gazetesinde yazı yazıyormuşum. Evet, yazıyorum, aldığım ücreti hemen açıklamaya hazırım. Ama gelin bunu bütün medya mensupları ve bu arada muhafazakâr para babalarının gazete ve televizyonlarından ve yine bu arada TMSF'nin el koyduğu medya organlarından maaş alan medya mensupları da yapsın. Devletin gariban memurlarının aldığı parayı ekonominin en önemli yükü sayan liberal hükümet yandaşlarının, TMSF'ye devrinden sonra bu medya organlarına kaça mal olduğunu açıklasınlar.
Benim 'yerel veya küresel beyler' ile işim yok, benim genel olarak sermeye karşısındaki tutumum belli. Ayrıca bırakın başınız ağrısa Doğan medyadan bilmeyi, sermeye Doğan medyanın olunca küresel beylere hizmet ediyor da, muhafazakârların elinde olunca neye hizmet ediyor? 'Bugün dünyadaki en kapsamlı emperyalizm karşıtı mücadele' küçümsediğimiz küçük girişimcilerin zekâtlarıyla oluyormuş. Bir kere kimseyi küçümsediğim yok da, şu 'en büyük emperyalizm karşıtı mücadele' neymiş merak ettim. Aslında, İHH gibi yardım kuruşlarının topladığı paralar nereye gidiyor merak ediyorum. İlla onlara gitsin demiyorum da, Lübnan'da İsrail ile savaşan Hizbullah'a gitmediğini biliyorum mesela.
Sadece Radikal'de yazdığım için olsa gerek, 'tekelcilerle aynı safta duruyormuşum', muhafazakâr tekelcilerin gazetelerinde yazsam sorun olmayacatı ama. Daha geçen hafta çevreci harekete ilişkin eleştiri yazdığım halde, Özel bana çevreci hareket hakkında ders vermeye kalkmış. Belli ki, ne o ne de ondan önce yazdığım onca eleştirel yazıyı hiç kaale almamış, iş muhafazakârlara gelince öfkelenmiş. Başkalarını eleştireceğim ama muhafazakârlara gelince duracağım, neden? Ayrıca, modern yaşıyormuşum, modaya uyuyormuşum, eee öyle olunca dindarların çelişkilerine işaret edemez miyim? Size ne benim hayatımdan, ben 'Örnek Müslüman benim gibi olur' diyor muyum? Siz, dindar olmayanlarlardan farksız kapitalistlere fazilet atfediyorsunuz mesele bu.
Kaynak: Radikal