Mısır'ı 30 yıldır zaten istediği gibi şekillendiren Mübarek'in olağanüstü hal yasasını yine uzatması demokrasi umudunu suya düşürdü...

 

 

Ülkeler büyük krizlerin, özellikle de savaşların içindeyken hükümetler olağanüstü hal ilan eder; bu krizleri özgürce ve kolayca ele almalarını engelleyecek sınırlamalardan veya engellerden kurtulmak için anayasayı askıya almayı isterler. Bu durum, hem geliş-miş hem de geri kalmış ülkeler için geçerlidir. Olağanüstü halin uygulanma süresi devletten devlete ve krizden krize değişir. Krizin yapısına, tehlikenin boyutuna ve rejimin türüne göre uzun veya kısa sürer. Diktatör-lüklerde ve totaliter rejimlerde bu dönem uzar, demokratik rejimlerdeyse tam tersi olur.

Mısır hükümetinin, ülkedeki sıkıyönetimi haklı çıkaracak ve şu an da devam etmesini gerektirecek hiçbir sebep yokken, bu yönetimin süresini 30 yılı aşkın süredir uzatarak Guinness rekorlar kitabına girmesi bir ironi. Sıkıyönetim yasası modern Mısır tarihinde en çok Hüsnü Mübarek döneminde yürürlükte kaldı ve derin bir kültüre dönüştü. Bu kanunun en belirgin tezahürleri şöyle: Güvenlik birimleri, insanları
tutuklama ve en iğrenç işkence çeşitlerini uygulama noktasında serbest bırakıldı.

100 binden fazla tutuklama kararı
Resmi rakamlar, İçişleri Bakanlığı’nın sıkıyönetim kanunlarını 1981’de uygulanmaya başlamasından itibaren vatandaşlara ve özellikle de İslamcı muhalif partilere yönelik 100 binin üzerinde tutuklama kararı çıkardığına işaret ediyor. Mısır parlamentosu yakın zamanda bu kanunu terörle mücadele ve uyuşturucu kaçakçılığı gerekçesiyle iki yıl uzatma kararı aldı. Bu durum her renkten muhalif partiyi öfkelendirdi. Ayrıca Mısırlı vatandaşları da hayal kırıklığına uğrattı.

Olağanüstü halin uzatılması rejimin, halk arasında boğucu geçim sorunları sebebiyle artan kaynama haline karşı verdiği mücadelede varlığını sürdürmek için güvenlik organlarına bel bağladığının bir kanıtı. Bu kanun Mısır’ın kimliğini ve gelecek yıllardaki yönetim şeklini belirleyecek olan seçimin önünde duruyor. Önümüzdeki aylarda Mısır’da Şura meclisi, parlamento ve en önemlisi de cumhurbaşkanlığı seçimleri düzenlenecek. Mısır rejiminin olağanüstü hal yasasını uzatmaya ihtiyaç duymasının nedeni, seçimlerin getireceği kazanımlarla mücadele etmek.

1973’ten beri savaşa girilmedi
Mısır rejimi kurumları ve koalisyonları 30 yıldır kendi iktidarını güçlendirecek şekilde kurmasının ardından bu olağanüstü yasalara hâlâ tutunurken, ülke 1973’ten beri savaşa girmiş değil. Kendine güvenen ve halkın da etrafında kenetlendiği rejimler olağanüstü yasalara değil, hukukun üstünlüğüne ve şeffaf seçim sandıklarına ihtiyaç duyar. Mısır’daki rejimse böyle bir yönetim sergilemiyor.

Söz konusu yasanın uzatılması, Mübarek’in birkaç gün önce özgür seçimler yapılacağı yönünde verdiği vaatlerle de uyuşmuyor. Sıkıyönetim yasalarının, devlet güvenlik mahkemelerinin, güvenlik organlarının muhalifleri serbestçe tutuklamasının, işkence yapmasının ve suçlamalar üretmesinin gölgesinde özgür seçimler nasıl mümkün olabilir ki? (Londra’da İngilizce yayımlanan  Kuds ül Arabi gazetesi, başyazı, 12 Mayıs 2010)

Kaynak: Radikal