Başkan adaylarının tartışmasındaki zoraki samimiyet McCain ve Palin'in son günlerde ırkla ilgili saldırılara ve yabancı düşmanlığına başvurarak yarattığı bölünmeyi affettirmez

Başkanlık kampanyalarının genellikle son haftalarında çirkinleşmesi Amerikan siyasi hayatının acı gerçeklerinden biridir. Fakat Senatör John McCain ve Vali Sarah Palin,
hatırlayabildiğimiz en dehşet verici kampanyalardan birini yürütmekte.
İkili, bağlamından çıkarılmış alıntılar ve bir rakibin geçmişini çarpıtma gibi alışıldık yöntemlerin ötesine geçip, ırka yönelik saldırıların ve yabancı düşmanlığının karanlık bölgelerine girdi. Senatör Barack Obama da McCain'e bazı ucuz saldırılarda bulundu, ama bir karşılaştırma yapılması söz konusu değil.
Her zamanki 'dil sürçmeleri'ne rağmen (Obama'nın 'ahbapları'ndan söz etmesi ve ona 'şu adam' demesi gibi), McCain salı gecesi yapılan başkanlık tartışmasında daha farklı bir yol izledi. İzleyicilere kaç defa 'dostlarım' diye hitap ettiğini saymak zordu. Fakat başkan olursa sorunlu konut kredilerini satın alma sözü vermenin dışında, ülkenin derin ekonomik krizini nasıl çözmeyi planladığına dair gerçek yanıtlar vermedi. Cumhuriyetçilerin ekonomik düzenlemeye karşı saldırısının suçlu olduğunu itiraf edemedi, ya da bunu yapmaya isteksizdi.

Palin tehlikeli sularda yüzüyor
90 dakikalık zorunlu cana yakınlık, ne McCain kampanyasının son haftalardaki iç karartıcı çirkinliğini ortadan kaldırdı, ne de kendisinin ertesi gün aynı iç karartıcı çirkinliğe dönmeyeceğine dair bir umut verdi.
Palin bu tür saldırıdan özellikle zevk alıyor. Kendisinin kampanya mitingleri öfke ve hakaret gösterilerine dönüştü. Palin, "Bu, Amerika'yı sizin ve benim gördüğümüz gibi gören bir adam değil" demeyi adet edindi. Bu cümlesini, Obama'nın Weatherman Örgütü'nün kurucusu ve bir bombacı olduğunu itiraf etmiş olan William Ayers'la hatalı, fakat kısa süreli ve epey geçmişte kalmış tanışıklığını çarpıtması izliyor. Palin bu
sözlerle işini bitirdiğinde, Obama'nın şu an Ayers'ın yakın dostu ve hükümetin şiddet yoluyla devrilmesine taraftar olduğunu ima etmiş oluyor. Palin şöyle diyor: "Demokrat aday görünüşe göre, Amerika'yı öyle kusurlu görüyor ki, kendi ülkelerini hedef alan teröristlerle ahbaplık ediyor."
Palin'in demagojisi bazı korkutucu ve göz yumulamayacak tepkilere yol açtı. Kısa süre önce Washington Post'ta yayımlanan bir habere göre, Florida'da bu hafta düzenlenen bir mitingde Palin bu sözleri söylerken bir adam "Öldürün Onu!" diye bağırdı ve diğerleri de bir Afrikalı-Amerikalı televizyon çalışanına hakaretler yağdırdı.
Bir zamanlar 'bedeli ne olursa olsun kazan' politikasını hor gören McCain'den kesinlikle daha iyisini beklerdik. 2000'deki Cumhuriyetçi ön seçimlerinde tam da şu an kendisinin kampanyasını yürüten insanlar tarafından gerçekleştirilen bu tür karalamalar nedeniyle safdışı bırakılmıştı.
Ve Obama'yı bir tanışıklıktan dolayı suçlama taktiği de kafa karıştırıcı; zira McCain'in kendisinin de unutmayı tercih edeceği bir dizi siyasi tanışıklığı söz konusu. Obama kampanyasının, seçmenlere 'Keating Five' olayını bir reklamla hatırlattığını görmek de bizi hayal kırıklığına uğrattı (1989'daki bu olayda McCain de dahil olmak üzere beş senatör yosuzlukla suçlanmıştı). Fakat bu reklam en azından, McCain'in ahlaklı aday olduğuna ve açgözlülüğün, dolandırıcılığın ve suiistimalin tek başına canına okuyabileceğine yönelik savını topa tutuyor.
Bir açıdan, McCain'in bu derece alçalmasına şaşırmamız gerekiyor, zira tartışma kendisinin hakkında konuşacak çok az şeyi olduğunu bir kez daha gösterdi. Göç reformu ve küresel ısınma gibi damgasını vurduğu konuları uzun zaman önce terk etti; Irak'ta 'zafer'le ilgili konuşmaları savaş yorgunu bir ulusa pek az şey sunuyor; ekonomik düzenleme
karşıtı Reagan esinli ideolojisi Wall Street'te yerlerde sürünüyor.
Fakat McCain ve ekibi bu soruna, daha fazla bölünme, öfke ve nefrete
yol açmaktan daha iyi bir çözüm bulabilir.

 

Kaynak: Radikal