Ben bu satırları yazarken, İsrail'in denizde yürüttüğü katliamın çapı henüz belli değil Ancak Gazze saatine göre sabah 4 civarından itibaren İsrail ordusuna bağlı yüzlerce komandonun Özgür Gazze uluslararası yardım filosuna baskın düzenlediğini biliyoruz. Arap basınından öğrendiğimize göre en az 16 barış eylemcisi öldürüldü ve 50'den fazla kişi de yaralandı. İsrail'in gerçek doğasını gizlemeye çalışmadığı bir kez daha müthiş derecede açık: Yakıtı psikoz olan ve paranoyanın güdümündeki İnsanlık dışı câni bir topluluk.

İsrail hükümeti, İsrail toplumunu denizde yürütülecek bir katliama günlerce hazırladı. Yardım filosunun silah taşıdığını, gemide teröristlerin olduğunu söyledi. İsrail'in medya vâsıtasıyla ördüğü kirli ağın İsrail kamuoyunu uluslararası sularda ölümcül bir askeri operasyona hazırlama amaçlı olduğu ancak dün gece aklıma geldi. Beni yanlış anlamayın. İsrail'in tam olarak nereye gittiğini ve muhtemel neticelerini ben bildiysem, İsrail kabinesi ve askeri seçkinleri herşeyi tam olarak haydi haydi biliyordur. Dün yaşananlar sadece korsan-terörist saldırı olmaktan ibaret değildir. Olay gece yaşanmış da olsa aslında gün ışığında işlenmiş bir cinayettir.

Dün akşam saat 10 civarında Özgür Gazze'yle temasa geçtim ve bildiğim herşeyi paylaştım. Çoğu yaşlı olan yüzlerce barış eylemcisinin İsrail'in ölüm makinesi karşısında neredeyse hiç şansları olmadığına müdriktim. Erkek ve kız kardeşlerimiz için bütün gece boyunca dua ettim. Sabah saat 5 civarında dünyaya flaş haberler akmaya başladı. İsrail, abluka altındaki Gazzelilere çimento, kağıt ve tıbbi yardım götüren masum bir uluslararası konvoya uluslararası sularda baskın düzenlemişti. İsrailliler, hakiki mühimmat kullanıyor ve çevredeki herkesi yaralıyorlardı.

Bugün dünyada protesto gösterilerine tanık olacağız, ölümümüze yas tutan pek çok etkinlik göreceğiz. İsrail dostlarının katliam karşıtı poz verişlerine bile şahit olabiliriz. Ancak açıktır ki bu yeterli gelmez.

Dün yaşanan katliam, önceden tasarlanmış bir İsrail operasyonudur. İsrail kan istedi çünkü ardında daha fazla ölüm bıraktığında “caydırıcılık gücünü” artırdığına inanmaktadır. İsrail'in sivillere karşı yüzlerce komandoyu seferber etme kararı, İsrail ordusunun üst düzey komutanları ve kabine tarafından ortaklaşa alınmış bir karardır. Dün şahit olduğumuz şey, sadece bir başarısızlık/iflas değildir. Esasen, insanlıkla bağını çok uzun zaman önce koparmış hastalıklı bir toplumun kurumsal iflasıdır.

Filistinlilerin yıllardan beri abluka altında yaşadıkları sır değil. Fakat artık harekete geçmek, İsrail ve İsrail vatandaşları üzerindeki baskıyı artırmak dünya uluslarının işidir. Dünkü katliam, “demokratik seçimle iş başı yapmış” bir hükümetin tâlimatlarını yerine getiren bir halk ordusu tarafından işlendiği için aksi ispat edilmedikçe bundan böyle her İsrailli savaş suçlusu işlemiş bir şüpheli muamelesi görmelidir.

İsrail'in İrlanda, Türk ve Yunan bayrakları taşıyan deniz taşıtlarına baskın düzenlediği gerçeğinden hareketle hem NATO üyeleri hem de AB üyesi ülkeler, İsraille ilişkileri derhal kesmeli ve hava sahalarını İsrail uçaklarına kapatmalıdırlar.

İsrail nükleer denizaltılarının Körfezde konuşlandığı haberlerinden hareketle, dünya çabucak ve sert bir şekilde tepki vermelidir. İsrail şu an resmen çıldırmış bir halde; ve ölümcül. Yahudi devleti, katliama giden yolda İsrail basınında yürütülen kampanyada gördüğümüz üzere, insan hayatına kayıtsız olmanın yanısıra ötekilere acı ve yıkım yaşatmaktan bilfiil zevk alma arayışındadır.

Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın