Afrika 60 yıldır İsrail'in ilgi halkasının içinde. Zira bu kıta Arap derinliğini veya Arapların arka cephesini oluşturuyor.
Mısır'ın eski cumhurbaşkanı Cemal Abdül Nasır gibi ulusalcı liderlerin Afrika kurtuluş hareketlerini destekleyen tutumları ve birçok Afrika lideriyle ilişkileri İsrail'in Afrika'ya girme girişimlerini başarısız kılmıştı.
Nasır'ın ilk yıllarında Afrika mali ve teknik yardımların sunulmasının, öğretim görevlileri ve din adamları heyetlerinin gönderilmesinin yanı sıra, binlerce Afrikalı öğrencinin Mısır üniversitelerine alınması açısından özel öneme sahipti. Tablo şu an hızla, Arap ve Müslümanların aleyhine lacak şekilde değişiyor.
İsrail kara kıtaya, gerek bazı ülkeleriyle güvenlik ve teknik işbirliği, gerekse de ticari bağlantılarla sızmayla başladı. Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman Afrika'yı ziyaret edecek. Bu gezi, Mossad'ın Afrika'da güvenlik üssü kurulmasına dair raporlarının ortasında, ekonomik ilişkileri güçlendirmek için Nijerya, Etiyopya, Angola, Kenya ve Uganda gibi bir dizi ülkeyi kapsıyor.
Lieberman'ın bu ülkeleri ve özellikle de Kenya, Etiyopya ve Uganda'yı ana durakları olarak seçmesi, bu ülkelerin Nil'in yatağı olması nedeniyle büyük önemtaşıyor. Zira Nil'in suyunun çoğunluğu Etiyopya ve Uganda'dan geliyor.
Mısır nehrin boşaldığı ülke olması sebebiyle sudan en büyük payı alıyor.
Lieberman'ın gezisi, Arap olmayan Nil havzası ülkelerine, Mısır ve Sudan'a aslan payını veren anlaşmanın düzeltilmesi yönünde Afrika içinden yapılan baskıların artmasıyla aynı ana rastlıyor. Anlaşma Mısır ve Sudan'ın paylarının azaltılıp kuraklık içindeki Afrika ülkelerinin paylarının artırılması yönünde gözden geçirilecek.
İsrail, Afrika ülkelerini ve özellikle de Etiyopya'yı bu anlaşmayı düzeltmeye teşvik etmekle ve Afrika ülkelerine barajlar kurma vaatdinde bulunmakla suçlanıyor. Lieberman'ın gezisi kara kıtadaki Arap varlığının son parçalarını da yok etmeyi ve Arap devletlerinin bu kıtayı ihmal etmesinden doğan boşluğunu kullanmayı amaçlayan İsrail planlarını gözler önüne seriyor.
Mısır dikkatli olmalı. Zira Nil suyu payındaki herhangi bir değişiklik Mısırlılar için felaket anlamına gelir, çetin savaşlara bile yol açabilir. Nil suyu Mısır ve bütün Arap milleti için ölüm kalım meselesi. (Londra'da Arapça yayımlanan Kuds ül Arabi gazetesi, başyazı, 11 Ağustos 2009)
Kaynak: Radikal