Dün sandıkları kapatılan Irak seçimlerinde şaibe yaşanacağına dair geçen üç gün boyunca gündeme taşınan suçlamaları garipsemiyoruz.
Zira Irak halkının iradesini aldatanların, bu halka karşı ve yine bu halk adına en iğrenç saptırma ve yalan türlerine başvuranların, seçimlere hile karıştırmaları şaşırtıcı olmaz. Böylelikle yalanları, yolsuzlukları, ülkenin coğrafyasından önce ulusal kimliği parçalamaları devam etmekte.
Iraklılar seçim sandıklarına gittiler ve temsilcilerini seçme hakkını görülmemiş güvenlik önlemleri ortasında 'teorik' olarak kullandılar; ancak acaba yakın gelecek acı verici şu andan daha iyi olacak mı? Iraklılar halen günlük sıkıntılarını yaşamın en basit dinamiklerinden mahrum olmak, kanın akması ve özel egemenlik sorunlarında her şeyi kararlaştıran yabancı işgal şeklinde yaşıyorlar.
Seçimlere evet ancak seçimler mezhepçiliği, bölgeselciliği, kendi özel, kişisel ve ailevi çıkarlarını ülke çıkarlarına önceleyen insanlar tarafından ülkenin servetlerinin organizeli yağmalanması eylemlerini derinleştiriyor. Geçmişte mezheplerin birlikte yaşamasına, sosyal açılım ve bilimsel kalkınmaya somut örnek olmuş Irak'ın, işgalin 7 yıllık ömründen sonra kelimenin tam anlamıyla mezhepçi bir ülkeye dönüşmesi çok üzücü.
Seçime katılan listelerin çoğunluğu mezhepçi ve seçmenler ülkenin adresi olan toplayıcı ulusal kimliğin erimesi sonrası kendi mezheplerine ve aşiret liderlerine oy veriyorlar. Mezhepçilik ülkede ilerliyor ve aşiret, mezhepçiliği geride bırakıyor. Bu durum, ülkenin izole edilmiş adalara dönüşmesine yol açtı.
Ortada bu seçimlerden dolayı sevinçten dans edenler ve modern Irak tarihindeki bu seçkin dönemin başlangıcı ve yeni bir fetih olarak görerek seçimin meziyetlerini övenler var kesinlikle. Fakat acaba bu seçimler şu an Irak insanının önceliğinin başında mı yer alıyor?
Seçimler artan işsizlik, temel hizmetlerin yokluğu, yıpranmış hastaneler, güvenliğin yokluğu, kesilen veya hiç gelmeyen elektrik, vatandaşın basit hayalleri haline gelen temiz su yokluğu gibi Irak'ın asıl trajedisinin üzerini örtmek için kullanılıyor.
İktidar kesimi ve etrafını kuşatan grup, elektrik ve su kesintisi veya erzak payının daralmasıyla ilgilenmiyorlar. Zira onlar El Hadra bölgesi içindeki sağlam saraylarda yaşıyorlar. Bu bölge devlet içinde devlet, eski veya yeni Irak'la hiçbir bağı olmayan toplum içinde toplum oldu.
Askerî güç terazisinin denk olmaması ve Irak halkının boğucu bir on yıldan fazla süren ablukayla bitkin düşürülmesi sebebiyle asıl savaşın Irak'ta işgalden sonra başlayacağını daha önce ifade etmiştik. Tahminlerimiz bizzat yaşandı ve ülke Amerikan projesini başarısız kılan, işgalin istikrar bulmasını engelleyen ve hatta bu işgale ağır can kaybı (yaklaşık 5.000 asker) ve maddi kayıp (800 milyar dolar) verdirten bir direnişe sahne oldu.
Bugün bu seçimlerin Irak halkının temel sorunlarını çözmeyeceğini ve canlarını kurtarmak için kaçan göçmenleri geri getirmeyeceğini ifade ediyoruz. Güvenliğin geri gelmesini, yolsuzluğun ve sahiplerinin kökünün kurutulmasını düşünmemiz zor. Sorunların, oy sayım işleminin tamamlanması ve sonuçların açıklanması sonrası daha da çıkmaza gireceğini söylersek abartmış olmayız.
Irak halen benzeri görülmemiş kırılgan, yalan ve aldatma dönemi yaşıyor. Ezilmiş sıradan vatandaş bu dönemin ilk kurbanı. Zira seçimlerin parlak işaretlerinden biri olarak görüldüğü halihazırdaki Irak demokrasisi, aldatmaca bir demokrasi, meşru olmayan işgali meşrulaştırma kılıfı, adamlarının iktidarda mümkün olan en uzun süre kalması için desteklenmesidir. Çünkü bu adamların bekası işgalin bekası ve Irak servetlerini çalmasının en önemli teminatıdır.
Londra’da Arapça yayımlanan El Kuds El Arabi gazetesi, başyazı, 8 Mart 2010
Kaynak: Zaman