Amerika’nın Irak savaşı bitti! Başkan Obama ülkesinin “Irak’a girme kararını” tarihin yargılayacağını belirterek, “Tabii ki Irak mükemmel bir yer değil. Ancak geride egemen, istikrarlı ve seçilmiş hükümeti bulunan bir ülke bırakıyoruz” diye konuşmuş.
Irak’ın işgali Bush’u işbaşına getiren “neocon”ların projesiydi.11 Eylül saldırıları, Pentagon’da hazır bekleyen Irak dosyasını hayata geçirdi.
ABD yönetimi belki de tarihte ilk kez BM Güvenlik Konseyi’ne “gerçek dışı” raporlar sunarak uluslararası toplumu Saddam rejiminin elinde bulunan “kitle imha silahları”nın varlığına inandırdı. Ve 2003’teki işgale zemin hazırladı. Böylece 1990’da Irak’ın Kuveyt’i işgaline son vermek üzere patlayan “Körfez Savaşı”nın da sonu getirilmiş oldu. 1991-2003 arasında geçen on iki yıl boyunca Irak’a yönelik ağır bir ekonomik ambargo uygulandı. “Saddam rejimi” o dönemin sonunda zaten kendi içinde çökmüştü. “Amerikan müdahalesi” ülkeyi 1970’lerden itibaren yöneten BAAS diktasının sonunu getirdi.
Saddam yönetimi Suriye’de Esad rejiminin bugün sergilediğine benzer dirençten “zamanında” vazgeçip demokratikleşmenin önünü açsa Irak halkı, onca acıyı yaşamaz, “petrol zengini” Irak enkaza dönmezdi.
Irak’ta yaşananlar “savaş cinayettir” sözünün karşılığı olsa gerek.İşgalin kanlı bilançosu çıkartılırken sadece son dokuz yıldan söz edilmekte, 100 binden fazla sivilin öldüğü, savaşın ABD’ye faturasının 1 trilyon doları bulduğu belirtilmekte. Vietnam’la karşılaştırıldığında Amerikan askeri kayıpları çok daha az. Ancak Irak’la ilgili rakamların felaketi tam olarak yansıttığı kanısında değiliz. Irak’ta ölenlerin sayısının 1 milyonu bulduğu öne sürülmekte. Bu ülke ne yazık ki 8 yıllık İran-Irak savaşı da hatırlandığında 1980’lerden bu yana savaş altında yaşamaktadır. 1990’larda Saddam’ın Kürtleri bastırmak için giriştiği “Halepçe katliamı”nı da bu tabloya eklemeliyiz.Ülkenin petrol gelirleri, altyapısı, yetişmiş insan gücü geçen 30 yılda onarılmaz yaralar almıştır.
Halk yoksullaşmıştır.Bugün “egemen ve istikrarlı” diye nitelenen Irak’ın üniter yapısı da tartışmalıdır.Ülke fiilen üçe bölünmüştür! Kuzey’de Kürtler, Güney’de Şiiler egemendir. Savaşın kaybedeni Bağdat’ta yönetimi paylaşıyor gibi gözükseler de Sünni Araplardır. Bu güç dengeleri etnik ve mezhepsel çatışmaları tetikleyebilir.
Irak’ın siyasi ve demokratik anlamda inşası on yıllar alacaktır.
Oysa sadece petrol gelirlerinin “halkın refahı” için kullanılması bile Iraklıların makus talihini değiştirebilir. Ancak ABD çekildikten sonra duyulacak “güvenlik ihtiyacı” nedeniyle hükümetler on milyarlarca doları yeniden silahlanmaya akıtacaklardır.Irak halkı bu savaşın kaybedenidir!
Suriyeliler komşu Irak’tan ders almalıdır.
ABD, benzer senaryoyu Suriye ve İran’da uygulamaya koyabilir.
Kaynak: Milliyet