Lübnan'daki Hizbullah'ın yapılacak parlamento seçimlerine kendisi açısından çok önemli bir durak olarak baktığı açık.
Oysa geçmişte seçimlerin Lübnan sistemindeki siyasi bir çalışmadan ibaret olduğunu ifade ediyordu örgüt. Seçimlere ve önemine yönelik tutumundaki bu büyük değişim, oylarının rengini önceden netleştirmeleri için seçmenlerini harekete geçirmeyi hedeflemiyor. Ayrıca geçen haftalarda yenilenen şartlarla da irtibatlı değil.
Hizbullah Doha anlaşmasının uygulanmasından itibaren esnek ve sakin bir politikayı baz aldı. Fakat cumhurbaşkanı seçiminden parlamento seçimlerine kadar uzanan dönemi geçici bir süreç olarak gördü. Bu siyasetle örgüt, genel sekreteri Hasan Nasrallah'ın 'direniş tarihinde şerefli gün' olarak gördüğü geçen yılki 7 Mayıs'ı kullanmayı sürdürdü. O gün örgütün silahlı adamları ve yandaşları Batı Beyrut'u kontrollerine almıştı. Yani bu 'şerefli gün' siyasi bir bakış açısının baskın kılınması için içerideki rakiplerin silah gücüyle vurulmasını ve devletin rolünün vurulmasını içeriyordu. Nasrallah'ın dediği gibi örgüt 'Lübnan'dan yüz kat daha büyük' bir ülkeyi yönetmeye kadir. Lübnan'da direnişçi Hizbullah'la siyasetçi Hizbullah'ı birbirinden ayırmak, örgütün silahını devlet içinde organize edip siyasi bir taraf olarak kendisiyle barışçıl birlikte yaşamı isteyenler oldukça örgütün geçen yılın 7 Mayıs'ında rakiplerine verdiği ders tekrarlanabilir.
Hizbullah'ın diğer çevrelerle ve özellikle de geçmiş dönemde rakipleriyle ilişkilerine hükmeden bu denklemi kabul etmeyeceği görülüyor. Bu dönem diyalog masasıyla belirginleşmişti. Ortada seçim sonrası dayatılacak yeni açık bir denklem var. Hizbullah'ı destekleyen bir çoğunlukla yeni parlamento kurulursa bu denklem Hizbullah'ın pratik olarak kuracağı yeni hükümet kanalıyla sağlanmış olacak. Hizbullah'ın geçen yıl Beyrut'taki askeri eylemi, esasında örgütün görev süresi biten cumhurbaşkanı seçim oturumlarına katılmamasından doğan cumhurbaşkanlığı boşluğu gölgesinde yapılmıştı. Eylemin seçilmiş cumhurbaşkanının gölgesinde tekrarlanması, gerek örgütün ve müttefiklerin uygulamalarında gerekse de siyasi tartışmalarda ipuçları belirmeye başlayan bazı öncüllerin sağlanmasını öngörüyor. Bu uygulamaların hepsi cumhurbaşkanının taraflar arasında tarafsız ve uzlaşmacı konumu etrafında şüphe uyandıracaktır. Yargı kurumuna ve öncesinde yasamaya yönelik sert kampanya sonrası yürütmenin başı olarak cumhurbaşkanlığının dürüstlüğü hedef alınıyor. Yani kurulu anayasal kurumlar ve idari uzantıları hedef alınıyor ve geriye emrivaki dışında bir güç kalmıyor.
Buna paralel olarak ortada İbrani devletine hizmet sunmanın anlamına yeni ölçüler koymak için İsrail hesabına çalışan ajanlar ağını kullanma çabası söz konusu. Bu keşif örgütün İsrail tarafından hedef alınmasının sürdüğünü teyit ediyor. Sorun burada İsrail istihbaratlarıyla haberleşmeyle değil, örgütün politikalarına katılmamış herkesi kapsayacak şekilde genişlemekle ilgili. Cumhurbaşkanlığı tarafsız değil ve ülkede düşmanlar yayılıyor. Hizbullah'ın medya kampanyası parlamento seçimleri sonrası şartlara hazırlık. Bu yüzden bu seçimler kendisi açısından oldukça önemli. Londra'da Arapça yayimlanan El Hayat gazetesİ 17 MayIs 2009
Kaynak: Zaman