Köşk kaynaklarından edindiğimiz bilgilere göre, 30 Haziran'daki Milli Güvenlik Kurulu'ndaki gelişmeler şu şekilde cereyan etti:

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül başkanlığındaki toplantının geniş katılımla yapılan resmi gündemli bölümü 5,5 saate yakın sürdü. Bu bölümde terörle mücadele, Irak, Kıbrıs gibi konularda Kurula ilk kez Dışişleri Bakanı olarak katılan Ahmet Davutoğlu'nunki dâhil- sunumlar yapıldı, görüşler değerlendirildi.

Ardından dar katılımlı 'Özel gündem maddeleri' bölümüne geçildi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un 26 Haziran'daki basın toplantısında MGK gündemine getireceğini ilan ettiği 'TSK'ya karşı medya üzerinden psikolojik savaş' dahil, 'belge' tartışmasıyla ilgili konular bu bölümde yaklaşık iki saat boyunca konuşuldu.
Yedi buçuk saatten fazla süren toplantı sonunda yayımlanan basın bildirisine "devletimizin kurumlarını yıpratmaya yönelik beyan ve yayınlara ilişkin tepki ve düşünceler dile getirilmiş, bu tür faaliyetlerin ülkemize bir fayda sağlamayacağı teyit edilmiştir" ifadesiyle yansıdı.
Meclis'te 25'i 26'ya bağlayan gece, tartışmaya yol açan değişikliklerle kabul edilen asker kişilerin yargılanma usullerine ilişkin yasa ise MGK toplantısının ardından ele alındı.
Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'u MGK toplantısının bitimi ardından özel çalışma odasına davet etti. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek ve Adalet Bakan Sadullah Ergin de Başbakan'a eşlik ettiler. Ancak görüşme Gül, Erdoğan ve Başbuğ arasında başladı. Bir buçuk saatten fazla süren görüşmenin bir aşamasından sonra Çiçek ve Ergin de içeriye davet edildi.
Bu görüşmede, 29 Haziran'da Başbakanlık'ta Erdoğan ve Başbuğ arasında, Başbuğ'un talebi üzerine yapılan bir buçuk saatlik konuşmada çerçevesi çizilen zemin üzerinde Cumhurbaşkanı Gül'ün konuya el koyarak kurumlar arasında bir krize dönüşmemesini sağlaması yoluna anlayış birliği oluştu.
MGK sonrası yapılan toplantıda Gül, Milli Savunma ve Adalet bakanlıkları ile Genelkurmay Başkanlığı hukukçularının bir araya gelerek onay için kendisine gönderilen yasa üzerine rapor yazmalarını ve en kısa süre içinde Köşk'e iletmelerini istedi.
Gül, yasa üzerinde zaten Cumhurbaşkanlığı hukukçuları tarafından başlatılmış çalışmayla birlikte üzerinde başlamış olan çalışmayı bu bilgilerle karşılaştırarak kararını vereceğini söyledi.
Köşk kaynakları, Cumhurbaşkanı'nın bu konunun bir an önce ülke gündeminden çıkmasını istediğini, bu yüzden Savunma, Adalet ve Genelkurmay hukukçularınca yapılan çalışmanın bir an önce bitmesini istediğini, kendisinin de karar için gerekli 15 günlük Anayasal süreyi sonuna dek kullanma taraftarı olmadığını söylediler.
Kaynaklara göre, çalışmalar başladı.
Bu gelişmelerden birkaç sonuç çıkarmak mümkün:

1- Başbakan Erdoğan, partisinin son dakika müdahalesiyle çıkarılan yeni askeri yargılama usullerini yeniden tartışmayı kabul etmiştir. Böylelikle, bu haliyle yasanın bazı eksik, ya da yanlış yönlerinin, kendisine gösterilirse kabul edeceğini kabul etmiş olmaktadır.

2- Cumhurbaşkanı'nın, Meclis'in kabul etmiş olduğu yasa üzerinde hükümetin askerlerle karşılıklı konumları üzerine hakem olmayı kabul etmesi, askeri görüşleri de değerlendirmesine katacağını söylemesi, Başbakan'ın da bunu kabul etmesi, yasa üzerinde birtakım düzenlemelerin yapılabileceğini gösteriyor.

3- Bu düzenlemeleri yapmanın yeri Meclis; yolu da Cumhurbaşkanı'nın yasayı yeniden görüşülmek üzere Meclis'e göndermesi. Dolayısıyla son gelişmeler tartışma konusu olan askeri kişilerin yargılanmasını da düzenleyen yasanın, Cumhurbaşkanı'nın sakınca görmeyeceği düzenlemelerin yapılması üzerine Meclis'e gönderilebileceğini gösteriyor.

Düzenlemelerin içeriği de az çok kestiriliyor. Toplantının bitimi ardından İstanbul'dan gelen Albay Dursun Çiçek'in tutuklandığı haberi, asker kişilerin sivil mahkemelerde yargılanmasının mevcut yasalarla da mümkün olduğunu gösterdi. Öte yandan, Köşk'te onay için bekleyen yasa ile bir kuvvet komutanının, vergi müfettişi, ya da polis memuru kadar yasal korumadan yoksun kaldığı tezi de, hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan tarafından ciddiye alınmış görünüyor; en azında üzerinde çalışmayı kabul edecek kadar.
Bir başka ilginç gelişme de hükümetin ve askerin dün büyük ölçüde 'sessizlik' örtüsü altına girmeleri oldu. Bu durum, MGK toplantısı ve Gül'ün duruma el koymasıyla bir 'hasar kontrol ve tamirat' sürecinin başlaması olarak yorumlanıyor.

 

 

Kaynak: Radikal