Global finans piyasalarının üzerinde kara bir bulut dolaşıyor
'Eğer bir şey 'sürdürülemeyecekse' bunun anlamı onun devam ettirilmeyeceğidir.' Finans ilminin bu parçası eski Ekonomi Konseyi başkanlarından merhum Herbert Stein'a atfedilir. Şimdilerde bu söz finansal piyasaların problemleri hakkında bir uyarı olarak akla geliyor.
ABD Merkez Bankası geçen hafta faiz oranlarını yarım puan düşürdüğünden beri Wall Street rahat bir nefes alıyor. Merkez Bankası ani faiz düşüşünü açıkladığı gün, Dow Jones hisse endeksi temmuz ve ağustos aylarında kaybettiği konumunun büyük çoğunluğunu -336 puanlık bir artışı da içeren- geri kazandı. Bu durum piyasanın toplu bir şekilde sevinç 'çığlığı' atmasıyla sonuçlandı.
Diğer yandan sezonluk işlerle ilgilenen tüccarlar arasında daha hüzünlü bir durum yaşandığını fark ettim. Bu kişiler Merkez Bankası kararlarının finans piyasalarındaki dengesizlik üzerinde kısıtlı bir etkisi olacağı uyarısında bulunuyor. TheStreet.com için çalışan bir analist, egzotik kredi türevleri uzmanı olan Satyajit Das'a 'üçüncü kredi sınavı öncesinde olup olmadığımızı' sordu. Das güldü ve 'H‰l‰ ulusal marşın ortasında olduğumuzu' söyledi.
Gördüğüm mevcut tabloyu, İsviçre-Basel'de faaliyet yürüten Uluslararası Ödemeler Bankası (merkez bankaları için bir çeşit merkez komite gibi çalışan) tarafından üç aylık olarak yayınlanan Eylül raporu, en iyi şekilde özetliyor. Rapor 'subprime' mortgage kredilerinden dolayı çöken ABD piyasasının sebep olduğu 'Global finansal piyasalar üzerindeki kara bulutlar' hakkında uyardı. Endüstri normal kredi standartlarını karşılamayan mortgage kredileri için daha yumuşak olan 'subprime' mortgage kredileri terimini kullanıyor.
Subprime problemlerinin şu anda hallolmasına karşın kredi piyasası h‰l‰ durgun. Yatırımcılar portföylerini değerlendiremiyor; çünkü dayanak varlıklarının altında satamıyorlar. Borç üç katına çıktı: A derecesi üç kat değer kaybederek C oldu. Kredi türevlerinin kompleks piyasasında, tüccarlar hangi pozisyonların değerli olduğunu anlamanın haftalar alabileceğini söylüyor. Önde gelen koruma fonlarından birisinin yöneticisinin 'piyasanın h‰l‰ durgun' olduğu açıklamasının sebebi budur. Kendisi bu finansal hesabın 'h‰l‰ ilk aşamalarındayız' uyarısında bulunuyor.
Korkutucu olan, değerler paketlenip ticaret güvenliğine dönüştüğü için finansal sistemin donuk hale gelmesidir. Bir zamanlar, mortgage kredisi almak fazlasıyla kişisel bir işlemdi: Des Moines'te insanlara borç veren bir kişi gelirini ve kredi geçmişini iyi bildiği borç talebinde bulunan yerel bir müşterisine borç verdiğini farz edelim. Borç alan kişinin sıkıntı yaşaması durumunda borç veren kişi yeni bir ödeme planı ayarlayabilir. Sistem açık ve uyumluydu.
Daha sonra finansal mühendisler egemen oldu. Şimdilerde mortgage kredisi çoğunlukla ulusal düzeyde kredi veren kişi (bu kişinin kredi alan kişiyle çok az iletişimi) tarafından yazılıyor, daha sonrasında diğer yüzlerce krediyle çevresi sarılan kredi bir ticari güvenliğe dönüşüyor. Teorik olarak yeni sistem kredi riskini daha iyi bir şekilde yayıyor. Böylece her yatırımcı istediği düzeyi alıyor. Ancak (daha fazla ücret için istekli kredi derecelendirme kurumları tarafından belirlenen) aldatıcı kredi seviyeleri sebebiyle yatırımcıların kendi gerçek risk durumlarını anlamamaları sonucu ortaya çıkıyor. Yatırımcılar malları satamazlarsa mallar nasıl değer kazanabilir? Likidite azlığının anlamı budur.
Dikkatli yatırımcıları rahatsız eden daha derin sorun ise ABD ekonomisinin kırılganlığıdır. Karşılayamadığımız iç tüketim seviyesini sürdürmek için dışarıdan borç alan bir millet haline geldik. Gelişen bir ekonomi olsaydık; bu yetersiz yapı, 1990'lı yıllarda Meksika ve Tayland'da olduğu gibi çok önceden çökerdi. Ancak dünyanın finansal süper gücü ABD kendi para biriminde borç alma lüksüne sahip. Çin ve diğer Asya devletleri Amerikan kağıtlarını ellerinde tutmak istedikleri sürece bu devridaim makinesi çalışmaya devam edecek. Bu noktada Stein'in sürdürülememe yasasını hatırlayın.
Uluslararası piyasalarda bugünlerde en çok konuşulan fikir ABD ekonomisinden 'ayrışma' fikridir. Yatırımcılar temel noktaları inceliyor ve ekonomik bir sıkıntının yaklaştığını görüyorlar. Bu ihtimal sebebiyle de gelecekteki ABD finansal krizinden etkilenebilecek mallarını satıyorlar. Yatırımcılar, gelişmekte olan piyasa güvenlikleri endeksinin tüm hafta boyunca zirvede olmasının bir tesadüf olmadığını söylüyor. Bu güvenli yerlere (Hindistan ve Çin yatırımları) uçmanın kötü şekildeki yeni tanımıdır.
Wall Street ile ilgili iyimser yatırımcılar ABD Merkez Bankası'nın şimdiki deneyimli başkanı Ben Bernanke'nin zekasına güveniyor. Ben Bernanke ABD Maliye Bakanı Henry Paulson ve New York Merkez Bankası Başkanı Tim Geithner ile Alan Grennspan'ın 'Dünyayı Kurtarma Komitesi' olarak adlandırdığı komite bünyesinde tekrar bir araya geldi. Bernanke ve mesai arkadaşlarının tüm kısır döngü sistemi devam ettireceklerine inanmak isteyebilirsiniz. Fakat daha sonra ödenmemiş yarım katrilyon sözleşme türevi olduğunu okuyacaksınız. Bunlarından bazısı o kadar karmaşık ki çoğu CEO (İcra Kurulu Başkanı) belgeleri anlamıyor. 500 trilyon doları düşünün ve sinirlenmediğinizi söyleyin!
David Ignatius
Lübnan'da yayınlanan Daily Star Gazetesi'nden alınmıştır.
Çeviren: Osman İşçi
ABD Merkez Bankası geçen hafta faiz oranlarını yarım puan düşürdüğünden beri Wall Street rahat bir nefes alıyor. Merkez Bankası ani faiz düşüşünü açıkladığı gün, Dow Jones hisse endeksi temmuz ve ağustos aylarında kaybettiği konumunun büyük çoğunluğunu -336 puanlık bir artışı da içeren- geri kazandı. Bu durum piyasanın toplu bir şekilde sevinç 'çığlığı' atmasıyla sonuçlandı.
Diğer yandan sezonluk işlerle ilgilenen tüccarlar arasında daha hüzünlü bir durum yaşandığını fark ettim. Bu kişiler Merkez Bankası kararlarının finans piyasalarındaki dengesizlik üzerinde kısıtlı bir etkisi olacağı uyarısında bulunuyor. TheStreet.com için çalışan bir analist, egzotik kredi türevleri uzmanı olan Satyajit Das'a 'üçüncü kredi sınavı öncesinde olup olmadığımızı' sordu. Das güldü ve 'H‰l‰ ulusal marşın ortasında olduğumuzu' söyledi.
Gördüğüm mevcut tabloyu, İsviçre-Basel'de faaliyet yürüten Uluslararası Ödemeler Bankası (merkez bankaları için bir çeşit merkez komite gibi çalışan) tarafından üç aylık olarak yayınlanan Eylül raporu, en iyi şekilde özetliyor. Rapor 'subprime' mortgage kredilerinden dolayı çöken ABD piyasasının sebep olduğu 'Global finansal piyasalar üzerindeki kara bulutlar' hakkında uyardı. Endüstri normal kredi standartlarını karşılamayan mortgage kredileri için daha yumuşak olan 'subprime' mortgage kredileri terimini kullanıyor.
Subprime problemlerinin şu anda hallolmasına karşın kredi piyasası h‰l‰ durgun. Yatırımcılar portföylerini değerlendiremiyor; çünkü dayanak varlıklarının altında satamıyorlar. Borç üç katına çıktı: A derecesi üç kat değer kaybederek C oldu. Kredi türevlerinin kompleks piyasasında, tüccarlar hangi pozisyonların değerli olduğunu anlamanın haftalar alabileceğini söylüyor. Önde gelen koruma fonlarından birisinin yöneticisinin 'piyasanın h‰l‰ durgun' olduğu açıklamasının sebebi budur. Kendisi bu finansal hesabın 'h‰l‰ ilk aşamalarındayız' uyarısında bulunuyor.
Korkutucu olan, değerler paketlenip ticaret güvenliğine dönüştüğü için finansal sistemin donuk hale gelmesidir. Bir zamanlar, mortgage kredisi almak fazlasıyla kişisel bir işlemdi: Des Moines'te insanlara borç veren bir kişi gelirini ve kredi geçmişini iyi bildiği borç talebinde bulunan yerel bir müşterisine borç verdiğini farz edelim. Borç alan kişinin sıkıntı yaşaması durumunda borç veren kişi yeni bir ödeme planı ayarlayabilir. Sistem açık ve uyumluydu.
Daha sonra finansal mühendisler egemen oldu. Şimdilerde mortgage kredisi çoğunlukla ulusal düzeyde kredi veren kişi (bu kişinin kredi alan kişiyle çok az iletişimi) tarafından yazılıyor, daha sonrasında diğer yüzlerce krediyle çevresi sarılan kredi bir ticari güvenliğe dönüşüyor. Teorik olarak yeni sistem kredi riskini daha iyi bir şekilde yayıyor. Böylece her yatırımcı istediği düzeyi alıyor. Ancak (daha fazla ücret için istekli kredi derecelendirme kurumları tarafından belirlenen) aldatıcı kredi seviyeleri sebebiyle yatırımcıların kendi gerçek risk durumlarını anlamamaları sonucu ortaya çıkıyor. Yatırımcılar malları satamazlarsa mallar nasıl değer kazanabilir? Likidite azlığının anlamı budur.
Dikkatli yatırımcıları rahatsız eden daha derin sorun ise ABD ekonomisinin kırılganlığıdır. Karşılayamadığımız iç tüketim seviyesini sürdürmek için dışarıdan borç alan bir millet haline geldik. Gelişen bir ekonomi olsaydık; bu yetersiz yapı, 1990'lı yıllarda Meksika ve Tayland'da olduğu gibi çok önceden çökerdi. Ancak dünyanın finansal süper gücü ABD kendi para biriminde borç alma lüksüne sahip. Çin ve diğer Asya devletleri Amerikan kağıtlarını ellerinde tutmak istedikleri sürece bu devridaim makinesi çalışmaya devam edecek. Bu noktada Stein'in sürdürülememe yasasını hatırlayın.
Uluslararası piyasalarda bugünlerde en çok konuşulan fikir ABD ekonomisinden 'ayrışma' fikridir. Yatırımcılar temel noktaları inceliyor ve ekonomik bir sıkıntının yaklaştığını görüyorlar. Bu ihtimal sebebiyle de gelecekteki ABD finansal krizinden etkilenebilecek mallarını satıyorlar. Yatırımcılar, gelişmekte olan piyasa güvenlikleri endeksinin tüm hafta boyunca zirvede olmasının bir tesadüf olmadığını söylüyor. Bu güvenli yerlere (Hindistan ve Çin yatırımları) uçmanın kötü şekildeki yeni tanımıdır.
Wall Street ile ilgili iyimser yatırımcılar ABD Merkez Bankası'nın şimdiki deneyimli başkanı Ben Bernanke'nin zekasına güveniyor. Ben Bernanke ABD Maliye Bakanı Henry Paulson ve New York Merkez Bankası Başkanı Tim Geithner ile Alan Grennspan'ın 'Dünyayı Kurtarma Komitesi' olarak adlandırdığı komite bünyesinde tekrar bir araya geldi. Bernanke ve mesai arkadaşlarının tüm kısır döngü sistemi devam ettireceklerine inanmak isteyebilirsiniz. Fakat daha sonra ödenmemiş yarım katrilyon sözleşme türevi olduğunu okuyacaksınız. Bunlarından bazısı o kadar karmaşık ki çoğu CEO (İcra Kurulu Başkanı) belgeleri anlamıyor. 500 trilyon doları düşünün ve sinirlenmediğinizi söyleyin!
David Ignatius
Lübnan'da yayınlanan Daily Star Gazetesi'nden alınmıştır.
Çeviren: Osman İşçi
Kaynak: Özgür Gündem