2001 yılının sonuna doğru ABD yönetimine George Bush"un gelmesinden bu yana Amerika, İsrail"in Filistin, Filistinliler, Araplar ve Müslümanlara karşı sürdürdüğü haksız siyaseti günümüze kader hiç değişmeden söylemlerle savunmaya devam etti. Geçen altı yıllık süreç içerisinde ABD ve İsrail"in uyguladığı siyaset ve stratejiler aynı noktada kesişti ve aynı özelliklere sahipti.

Artık durum öyle bir merhaleye vardı ki, bazı gözlemciler Amerika yönetiminin, Şaron ve daha sonra da Olmert"in siyasetine tabi olduğunu söylemeye başladılar. Diğer bir grup ise İsrail"in tamamıyla Amerika siyasetin bir parçası gibi hareket ettiğini ifade etmektedirler. Çünkü Şubat ayında başlayan ve davam eden saldırıların Amerikan kaynaklı olduğunu ortaya koyan belirtiler bulunmaktadır.

Ancak altı yıl boyunca iki ülke arasında devam eden yakın ilişkiler iyice incelendiğinde farklı bir durum daha ortaya çıkmaktadır. Bu süreç içinde yaşadığımız tecrübeler iplerin İsrail"in ellinde oluğunu ya da bunun da ötesinde Amerika"nın karar verme merkezi olan Beyaz Saray"daki bir grup insanın kontrolü altında olduğunu ortaya koymaktadır.

Amerika yönetiminde etkin rol oynayan çete olarak tanımlanan Yeni Muhafazakârlar (Neo-Conlar) Amerika"nın merkezinde – tabi bu grup da Siyonist güçlerin etkisi altında hareket etmektedir - İsrail"in bölgedeki siyasetini şekillendirmektedir.

Bu etki, özellikle Yeni Muhafazakâr hareketinin ileri gelenlerinin 1996-1997 yılında Bill Clinton"un yönetimde olduğu dönemde Netenyahu"nun Oslo antlaşmasının siyasetine bağlı olarak Filistin ve Araplara (Mısır, Suudi Arabistan, Suriye) karşı daha sert bir siyaset izlemeye başladığı bir dönemde, yayınladıklar bir raporla rengini belli etmeye başladı. Bu rapor Amerika"nın her şekilde İsrail"in arkasında olduğunu ortaya koymaktaydı.

Daha sonraları Amerika Başkanı, yardımcısı ve Savunma bakanıyla (Bush, Cheney ve Rumfeld) kurdukları yakın ilişkilerle Amerikan yönetiminde etkin olan Yeni Cumhuriyetçiler, daha önceleri olduğu gibi sadece İsrail"i sevgi beslemek onun siyasetini desteklemekle yetinmeyeceklerini tam tersine Siyonizm"in bölgedeki hakimiyetini tam anlamıyla desteklediklerini, aynı şekilde İsrail"in bölgede hakim güç olması için her çeşit yardımda bulunacaklarını ilan etmekteydiler…

Elbette bu aşamada kimin kimi yönettiği şeklinde bir sorunun sorulması durumunda cevabımız şudur, Amerika"nın İsrail konusunda izlediği siyasetinin sonucu olarak Siyonist güçle en iyi bağlantıyı kuran taraf asıl hâkim güç konumundadır.

Doğal olarak İsrail yöneten iki güç var; bunardan biri İbrani devletinin merkezinde bulunan yönetim ve askeriyedir. İkincisi ise Beyaz Saray, Pentagon ve Güvenlik Konseyi"dir. Doğal olarak çoğunluk Amerika"da olduğu için İsrail"in idaresi de buradan yapılmaktadır. Yani Amerikan-İsraili, Filistin"deki İsrail"i yönetmektedir.

Ancak ABD"nin şu aşamada Irak başta olmak üzere, Filistin, Afganistan ve dünyanın genelinde yaşadığı başarısızlıklar Yeni Muhafazakârların etkilerinin azalmasına sebep olmaktadır. Bununla birlikte ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney bu fikrin sakı taraftarlarından biri olarak Amerika yönetiminde nüfuzunu hissettirmeye çalışmaktadır. Bundan dolayı Amerika"nın İran"a saldırma konusu gündemde canlılığını korumakta ve İsrail"in bu konudaki görüşünü ön plana çıkarmaktadır. Yine bundan dolayı İran konusunda fazla farklılık olmamakla birlikte, Filistin, Irak ve Suriye siyasetiyle ilgili olarak Condoleezza Rice ve Dick Cheney arasında çekişmeler olduğunu dair haberler etrafta dolaşmaktadır.

Bu doğrultuda ABD"nin Ehud Olmert"i kurtarmak için ve İran savaşına ortamı hazırlamak için uygulamaya çalıştığı Filistin güvenlik planının gayesini anlayabiliriz. Tabi, olaya Filistin açısından baktığımız zaman bunun tamamıyla bir felaket olduğunu anlamakta gecikmeyiz. Çünkü bu plan Olmert ve Bush hükümetlerinin çökmeye başladığı bir dönemde Filistin halkını direniş hakkından alıkoymaktadır. Yani bu plan Filistin ve Arap âleminde durumların daha da kötüleşmesi durumunda direnişin yeniden eski gücüyle başlatılması ihtimalini zayıflatmaktadır.

 

Bu makale Faruk Aktaş tarafında Dünya Bülteni için yapılmıştır.