Biri laik diğeri İslamcı köklere sahip El Fetih ile Hamas’ı ‘düşman kardeş’ yapan, 2006’da şeffaf ve adil bir seçimle işbaşına gelmiş Hamas iktidarını devirmeye ayarlı bir komploydu. Komplonun sacayağında İsrail, Mısır ve Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas vardı. İsrail, Hamaslı bakan ve milletvekillerini hapsederek İslamcı hükümeti felç ederken Abbas’a bağlı El Fetih de Gazze’de güvenliği torpilliyordu. Her iki taraf da rakiplerine her türlü işkenceden çekinmedi. Rakipler arasındaki çatışmayı bitirmek için 2007’de Mekke mutabakatının ardından kurulan birlik hükümeti derde deva olmamıştı. İsrail’i yıkmaya ahdetmiş Hamas’ın ilk kez 2 devletli çözüme yanaşması, buna karşın AB’nin bu örgütle temasa hazırlanması ABD ile İsrail’i rahatsız etmiş, bunun üzerine bir an önce El Fetih eliyle darbe planı devreye sokulmuştu. Hamas erken davranıp El Fetih’i Gazze’den sürerek iktidarını Gazze Şeridi’ne hapsetti.
Abbas ve Hüsnü Mübarek rejimi, İsrail’in Mısır’la birlikte dayattığı abluka altındaki Gazze’de Hamas’ın işini bitirmek için boş durmadı. WikiLeaks belgelerine göre İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, 2008-2009’da Dökme Kurşun Operasyonu öncesinde Filistin Yönetimi ve Mısır’la istişarelerde bulundu. Yani Gazze’nin yerle yeksan edilmesinden Abbas yönetimi ve Kahire dolaylı olarak mesuldü. Ne var ki Hamas enkazın altında kalmadı. Üstelik Hamas lideri Halid Meşal, Türkiye’nin de katkılarıyla olası barış sürecinde görmezden gelinemeyecek bir konuma yükseldi.
Arap Baharı’nın yan etkisi
Beri tarafta Benyamin Netanyahu hükümetiyle barış görüşmelerinin çökmesi Abbas’ın pozisyonunu zayıflatırken Filistinliler arasında uzlaşma yolunda asıl etken ‘Arap Baharı’nın getirdiği yeni şartlar oldu. Mübarek’in halk hareketiyle devrilmesinin ardından Kahire’nin Gazze politikasında İsrail’i yalnız bırakması, Mısır’ı sahici bir arabulucu konumuna yükseltti. Mısır’daki bir halk hareketinin Batı Şeria’yı da süpürmesinden korkan Abbas’a, Hamas’la el sıkışmaktan başka çare kalmadı. Gazze’de sıkışıp kalan Hamas’ın da 2009’da görev süresi bittiği için meşru görmediği Abbas’la uzlaşmaktan başka şansı yoktu.
‘Arap Baharı’nın yan etkisi olarak ortaya çıkan bu uzlaşı, Abbas’ın Filistin devletinin tanınması hamlesi için de kritik bir aşama. ‘Fetihistan’ ve ‘Hamasistan’ olarak iki ayrı fiili Filistin entitesinden kaçınmak ya da Gazze’yi Mısır’a, İsrail’in azami genişlemesinin ardından Batı Şeria’nın kalan kısmını Ürdün’e vererek Filistin diye bir meseleyi ortadan kaldırma komplosunu boşa çıkarmak için tek yol yeniden birleşmekti. Filistinliler de dün bunu yaptı.
Kaynak: Radikal