İran, Velayet 90 tatbikatı sırasında petrol ambargosuna karşı Hürmüz'ü kapatacağı tehdidiyle Körfez'in sularını köpürttü. Tam da ABD Başkanı Barack Obama'nın 6 Kasım'daki seçimi garantilemek için İran Merkez Bankası'na yaptırıma imza atarak şahinleştiği, Yahudi lobileri ve Neo-Con'ların Cumhuriyetçi adayları İran'a saldırı için açık arttırmaya soktuğu bir sırada... Fars (Basra) Körfezi'ni Umman Denizi'ne kavuşturan Hürmüz, dünyada tüketilen petrolün yüzde 20'si, deniz yoluyla sevk edilen petrolün yüzde 40'ının geçtiği stratejik bir boğaz. Körfez'den çıkartılan petrolün yüzde 90'ı mecburen bu boğazdan geçiyor. Boğazda günde ortalama 15 milyon varil petrolle 14 gemi yüzüyor. Haliyle İran'ın elindeki en büyük koz öteden beri Hürmüz.
Hürmüz kapatılabilir mi?
İran'ın "Su içmek kadar kolay" dediği Hürmüz'ü kapatma yeteneğiyle ilgili soru işaretleri mevcut. En dar geçidi 54 km olan Hürmüz'de trafiği 2 şekilde bloke edebilir: Mayın döşeyerek ya da birkaç gemiyi torpido ya da füzeyle batırarak. İran-Irak Savaşı'nda Suudi Arabistan ve Kuveyt'in Saddam'a desteğini kesmek için birkaç gemiyi batırmıştı. Tabi kendi gemileri de batırılmıştı. Hatta 1988'de ABD donanması ile döşediği mayın yüzünden 1 günlüğüne savaşa tutuşmuştu. İran mayını Kuveyt tankerlerini koruyan Samuel B. Roberts gemisinde delik açınca ABD, İran'ın 4 savaş gemisini batırmıştı. Ne var ki aradan geçen zamanda bilek gücünde dengeler değişti. İran'ın savunma ve ateş gücü onlarca kat arttı. Artık bölgede 26 denizaltı ve onlarca savaş gemisi bulunduran İran'ın kapasitesi caydırıcı boyutta. Ancak müttefiklerinin güvenliğini deruhte eden ABD de kararlı. Nitekim Bahreyn'deki 5. filo, 'Velayet 90'ın atış menziline uçak gemisini sokarak gözdağı vermekten çekinmedi. O halde İran savaş çıkarma pahasına Hürmüz'ü kapatır mı? Herkes savaş takımlarını kuşansa da savaş şu an için ne İran ne de ABD'nin göze alabileceği bir durum. İran'ın ambargo nedeniyle değil nükleer tesislerine yönelik saldırıya karşılık Hürmüz'ü kapatması daha olası. İran'ın saldırıya uğramadan Hürmüz'ü kapatması kendi petrol ihracatını da baltalayacağı için 'ayağına kurşun sıkmak' olur.
İran'ın petrol ambargosuna karşı manevra alanı hâlâ mevcut. Her şeyden önce Obama'nın müttefiklerini ikna etmesi gerekiyor. Bunun zorluğuna binaen Obama, Kongre'den İran Merkez Bankası ile iş yapanlara kesilecek cezaları uygulatmama yetkisi aldı. Asya'daki müttefiki Güney Kore petrolün yüzde 10'unu İran'dan alıyor. Ayrıca Hyundai dahil Kore mallarının en büyük alıcılarından biri İran. Hindistan tükettiği petrolün yüzde 9'unu, Japonya yüzde 7'sini, Çin yüzde 6'sını İran'dan alıyor. Ay sonunda petrol yaptırımı için bir karara varması beklenen AB'de de çatlak var. İran'dan oluşacak petrol kaybını Arap dostlarından telafi edebileceğini düşünen Fransa 'yaptırım' diye bastırsa da Yunanistan yüzde 30 oranında İran'a bağımlı. Hakeza İran, İspanya ve İtalya'nın önemli tedarikçisi. Herkes mali krizle boğuşurken Obama'nın elinde ceza makbuzuyla dünyanın başına zabıta kesilmesi, akla ziyan bir gerilim politikası olarak görülecektir. Hükümetleri deviren ekonomik kriz, İran tehdidinin kavranmasını da kolaylaştırıyor. İran tehdidi ABD'nin Tahran'a karşı baskı örgütleme çabalarını zora sokuyor.
Herkes alternatif peşinde
Hürmüz tehdidi bir savaş ilanından çok ABD'nin hareket alanını kısıtlamaya yönelik manevra. Yine de her tehdidin illaki belli karşılıkları oluyor. Bir kere Suudi Arabistan ve avanesi Hürmüz'ü baypas çabası içinde. Suudilerin İran-Irak Savaşı sırasında Irak petrolü için inşa ettiği IPSA hattı ile Lübnan üzerinden Akdeniz'e varan Trans-Arap Hattı'nı diriltilmesi gündemde. 1947'de inşa edilen Trans Arap Hattı 1990'dan beri atıl. Birleşik Arap Emirlikleri de Habşan havzasından Umman'daki Fuceyra Limanı'na giden hattı daha geçen ay açtı. Ama bunlar hiç de kâfi değil. Üstelik Katar, Kuveyt, Irak'ın güney yatakları ve İran'ın kendisi için de Hürmüz'den başka çıkış yok.
Tahran da Hürmüz kartıyla yetinmeyip yaptırımları atlatmanın yollarına bakıyor. 33 yıldır yaptırımları atlatmanın bin bir yolunu tecrübe etti. Hindistan'ın para transferlerini Türkiye'den yapması, Venezüella'nın Tahran'da açtığı banka şubelerinin kullanılması yaptırım atlatmanın yollarından sadece ikisi. Özetle Tahran savunma sanayiiyle diş gösterirken şunu söylüyor: İran bölgesel bir güçtür, olası saldırıya şiddetle yanıt verebilir, Hürmüz kartıyla bütün dünyayı sarsabilir ve bütün bunları yaparken ABD ile savaşı göze alabilir. Beyaz Saray'ın "Yaptırımlar etkisini gösterdi, bu zayıflığın göstergesi" yorumu, İran'ın giderek Körfez'deki Amerikan filosuna nefes darlığı çektirdiği gerçeğini gizleyemiyor.
Kaynak: Radikal