Başbakan Tayyip Erdoğan küresel krizden en az etkilenecek ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. Umalım öyle olur. Yine de Başbakan ekonomideki sorunlu alanları bir cümleyle olsun anmadan edemedi: Hükümetin küresel kriz nedeniyle çek, kredi kartı, tüketici kredisi ve bankamatik kredisi borçlarının ödenmeyeceği endişesi bulunuyor.
Zaten çek ve kredi borçlarının ödenmesinde çok iyi bir geçmişi olmayan küçük esnaf ve sanayicinin kriz nedeniyle ödemeleri durdurması, alacaklı olan diğer ticaret ve sanayi erbabını olumsuz etkiler. Her iki kesimin de AK Parti'nin oy tabanının ciddi kesimini oluşturduğu unutulmamalı. Ama alacakların tahsil edilememesi, bankaları ve mali sistemi de etkileyecek. Başbakan Erdoğan'ın dün banka temsilcileriyle sürekli temasta bulunduklarının altını çizmesinin bir nedeni de bu olsa gerek.
Erdoğan dün Merkez Bankası'ndaki yeni kâğıt paraların tanıtımı münasebetiyle düzenlenene basın toplantısında tasarruf konusuna da değindi. Tasarrufun hangi alanda yapılacağına ise değinmedi. Tasarruf eğer devlet yatırımları alanında yapılacaksa, bu zaten olumsuz eğilimde bulunan büyüme rakamlarını biraz daha aşağıya çekme ihtimali demektir. Diğer yandan devlet yatırımlarından yapılacak tasarruf, 29 Mart 2009 yerel seçimlerine doğru giderken hükümeti önemli bir oy kozundan yoksun da bırakabilir. Gerçi AK Parti'nin DTP ile rekabet içinde olduğu Güneydoğu'ya seçim öncesi beklenen yatırımların kaynağı (bir süre ara verileceği anlaşılan) özelleştirmeden sağlanmış olduğu durdurulmayabilir, ama yine de etkilenecektir.
Tasarruf eğilimi ise yalnızca hükümette yok; vatandaşta da var. Kimisinde borcunu ödememe, ödeyememe şeklinde ortaya çıkıyor, kimindeyse yeni borca girmeme, harcamayı kısma şeklinde. Örneğin bu krizin patlama nedeni olarak gösterilen ABD emlak piyasası örneğinde görüldüğü gibi, Türkiye'de de emlak-inşaat sektöründe daralma görülmesi ihtimali akla uzak değil. İnşaat, turizm ve tekstil gibi Türk ekonomisinin sürükleyici sektörlerinden. Bu durum belki bazı köklü inşaat firmalarını da etkileyebilir; ama iktidarlara yakın durup siyasi etkiyle küçük çaplı işler alan, örneğin TOKİ projelerine bağımlı hale gelmiş küçük ve orta inşaat firmalarını etkilemesi ihtimali daha yüksek görünüyor. Tasarruf fikrinin Avrupa'yı da etkilemesiyle önümüzdeki yıl turizm gelirlerinde de daralma ihtimali mevcut. Aynı durum, ihracatın yarısının yapıldığı Avrupa'nın Türkiye'den daha az sanayi mamulü alması için de geçerli.
İşin başka cephesi de var. Anayasa Mahkemesi, AK Parti kararının gerekçelerini muhtemelen bu hafta, en geç gelecek hafta açıklayacak. Gerekçede türban serbestisi konusunda Mahkeme'den daha önce dönen iki maddelik Anayasa değişikliğine yapılacak atıf, AK Parti açısından seçime doğru güfdülecek siyasetin sınırlarını da gayrı resmi olarak belirleyecektir. Bu durumda küresel krizin etkileri, AK Parti'nin izleyeceği siyaseti daha da baskılayan bir unsur olabilir.
Her zaman merkezi iktidara yakın durma eğiliminde olan yerel seçim oy vereni, siyasi ve şimdi ekonomik krizle belirlenen bu ortamdan ne kadar etkilenecek? Ekonomideki etkileri tam olarak görmeden fikir yürütmek zor. Ancak ekonomik krizin siyaset üzerinde iktidar açısından olumsuz bir etkisinin olacağı apaçık görülüyor.

Yeni kâğıt paralar güzel
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz dün altı sıfırdan arınmış yeni kâğıt Türk Lirası örneklerini tanıttı.
İlk defa bu kadar benimsediğim bir kâğıt para tasarımıyla karşılaştığımı söylemeliyim.
İki nedenden dolayı: Birincisi, kâğıt paraların arka yüzünde ilk kez Türkiye'nin ortak sanat ve bilim hazinesinin temsilcilerine yer verilmesi. Yıllardır yabancı paralarda o ülkelerin tarihi kişiliklerine verilen değeri görüp kıskananlardanım. Yeni banknotlarda bu eksiklik giderilmiş. Yunus Emre, Itri, Fatma Aliye (ilk kez bir banknot üzerinde tarihe geçmiş bir kadın kişilik resmediliyor), Mimar Kemaleddin, Cahit Arf (Matematikteki Arf teorisi paranın üzerine yazılı) ve Aydın Sayılı kâğıt paralarla anılmış oluyor. Bence gayet isabetli, bu paralar okullarda tanıtılacaksa, üzerindeki kişiliklerin de tanıtılması eğitime de katkı olacaktır.
Yeni kâğıt paraları sevmemin diğer nedeniyse, ön yüzlerindeki Atatürk resimlerinin hepsinin gülümsemesi.
Çatık kaşlı, somurtkan, endişeli Atatürk resimlerinden üzerimize geliyor.
Atatürk'ün hiç değilse paraların üzerinde gülümsemesi iyi oldu.

 

Kaynak: Radikal